2034 Dünya Kupası: FIFA’nın Suudi Arabistan’a ev sahipliğini vermesi neden tartışmalı?
Kaynak: Getty Images
Yazan: Dan Roan
Unvan: BBC Spor Editörü
Tarih: 11 Aralık 2024
FIFA’nın, insan hakları ve çevre konularındaki siciline rağmen, 2034 Dünya Kupası’nı Suudi Arabistan’a vermesi, tarihindeki en tartışmalı kararlarından biri olarak değerlendiriliyor. Bu durum birçok kişinin hayal kırıklığına uğramasına yol açacak olsa da, Suudi Arabistan’ın futbola yaptığı büyük yatırımlar ve bu alandaki etkisi düşünüldüğünde çok az kişi bu duruma şaşıracak.
Bu karar neden bir seçim süreci değil de, ödüllendirme olarak algılanıyor? Suudi Arabistan’ın ev sahipliği, FIFA Kongresi’nin bu öğleden sonraki “sanal toplantısında” resmi olarak onaylandı. Ancak bu onay, bir yıldan fazla bir süredir beklenen bir formaliteden ibaretti. Ekim 2023’te, Avustralya’nın adaylıktan çekilmesi sonrası Suudi Arabistan, tek aday olarak kabul edildi. Avustralya, Suudi Arabistan’ın adaylığına karşı savunma yapmak için çok az zaman tanınması sonrası çabalarının sonuçsuz olduğunu gördü.
FIFA, birçok kişinin şeffaflık ve hesap verebilirlikten uzak bulduğu hızlandırılmış süreçle ilgili olarak savunmalar yaptı. Ancak FIFA’nın 2030 Dünya Kupası’nın üç kıtada düzenlenmesine karar vermesi, Suudi Arabistan’ın ev sahipliği için yol açtığı düşünülen bir durum olarak kabul ediliyor.
Bu karar, 2034 için sadece Asya ve Okyanusya’dan ev sahipliği taleplerinin kabul edilmesine yönelik rotasyon politikasına uygun bir şekilde verildi. FIFA’nın başkanı Gianni Infantino döneminde, FIFA ile Suudi Arabistan arasında yakın ilişkiler geliştirilmiş durumda. Suudi Arabistan, FIFA’nın 2023 Kulüpler Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptı ve FIFA, ülkenin petrol devi Aramco ile kazançlı bir sponsorluk anlaşması imzaladı. Ayrıca, Suudi Kamu Yatırım Fonu’nun DAZN adlı internet yayıncılığı deviyle birlikte, Infantino’nun genişletilmiş Kulüpler Dünya Kupası’nın ilk turnuvasını yayınlamak için büyük bir yatırım yapması spekülasyonları da bulunuyor.
Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapması hissiyatının güçlenmesi, FIFA’nın değerlendirme raporunun geç saatlerde yayımlanmasıyla daha da pekişti. Infantino’nun yardımcısı Genel Sekreter Mattias Grafstorm’un yazdığı raporda, Suudi Arabistan’ın ev sahipliği teklifine 5 üzerinden 4,2 puan verildi ve bu, şimdiye kadar verilmiş en yüksek puan olarak kaydedildi. Bu derece övgü dolu bir değerlendirme için bir basın toplantısı düzenlenmedi.
Raporda Suudi Arabistan’a insan hakları açısından “orta riskli”, çevre koruma açısından da “düşük riskli” denilmesi aktivistleri kızdırdı, ancak bu noktaya dair bir açıklama yapılmadı. Ayrıca, ev sahipliği müzakerelerinin geleneksel oylama yöntemi yerine Kongre’de onaylanması beklenirken, Suudi Arabistan’a karşı olan ulusal federasyonlar, yalnızca alkışlara katılmayarak tepkilerini gösterebilecekler. Sürecin nasıl ilerleyeceği belirsizliğini korurken, federasyonlardan, 2030’daki İspanya, Portekiz ve Fas’ın ev sahipliği teklifiyle aynı anda Suudi Arabistan’a destek vermeleri istenecek.
FIFA, sürecin geleneksel oylamanın yerine, karşı çıkılmayan teklifler üzerinden ev sahiplerini seçmenin, geçmişte yolsuzluk ve oy satın alma girişimlerine açık olan uzun bir yarışma sürecinden daha tercih edilebilir olduğunu savunabilir. Ayrıca, kuruluşun turnuvayı dünyanın yeni bölgelerine taşıma gibi bir görevi olduğunu da vurgulayabilir.
Norveç Futbol Federasyonu, bu ev sahipliği duyurusuna katılmayacağını ve sürecin “FIFA’nın kendi iyi yönetim reformlarının zarar verdiğini” belirtti. Norveç Federasyonu, FIFA’nın gerekli özen gösterme kurallarına uymadığını ve bunun insan hakları ihlalleri riski oluşturduğunu da ekledi. Batı Avrupa dışındaki çoğu federasyon, Suudi Arabistan’ın ev sahipliği teklifine destek verecek görünürken, Almanya Futbol Federasyonu DFB ise “aday ülke konusundaki eleştirileri ciddiye aldıklarını” bildirdi. Ancak DFB, “Amacımız, gelecekte durumu düzeltmek için FIFA ile birlikte çalışmak” dedi.
İngiltere Futbol Federasyonu FA’in ne yönde bir tutum sergileyeceği belirsiz, ancak bazı üst düzey yetkililer, insan hakları konusundaki endişelerin farkındalar. Mart ayında Guardian gazetesi, Suudi Arabistan’da birçok Bangladeşli göçmen işçinin ölümünü konu alan haberler yapmıştı. Riyad yönetimi, ülkedeki kuralları ve standartları savunsa da, FIFA, Dünya Kupası’nı vermeden önce Suudi Arabistan’dan bağlayıcı taahhütler alma baskısıyla karşı karşıya kaldı. Ekim ayında, ev sahipliği teklifinin denetlenmesi kapsamında büyük bir hukuk firmasının Suudi Arabistan ofisi tarafından hazırlanarak FIFA’ya sunulan rapor, insan hakları kuruluşları tarafından göçmen işçilerin durumunu görmezden gelme gerekçesiyle eleştirildi.
Son olarak, Uluslararası Af Örgütü, FIFA’ya ev sahibi seçme sürecini durdurması çağrısında bulundu. Örgüt, sürecin “durumu daha da kötüleştirmekten kaçınılması için” durdurulması gerektiğini ifade ederken, Suudi Arabistan’ın turnuvayı kazanması halinde “taraftarların ayrımcılığa uğrayacağı, insanların evlerinden zorla çıkarılacağı ve göçmen işçilerin istismar edileceği” yönünde uyarıda bulundu.
Suudi Arabistan’daki futbolun büyüyen nüfuzuna karşı çıkanlar da var. Örneğin, Ekim ayında 100’den fazla profesyonel kadın futbolcu, FIFA’dan Aramco’nun sponsorluğunu iptal etmesini talep eden açık bir mektup yayımladı. Ancak birçok kişi, çok sayıda oyuncunun karlı olan Suudi ligine transferlerini etkileyebileceği için bu konuyu ele almaktan kaçındığını belirtiyor. Ayrıca, hükümetlerin Suudi Arabistan ile iş yaparken bu konudaki tavırlarının ne olacağı belirsizliğini koruyor. Örneğin, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ekonomik ilişkileri güçlendirmek için Suudi Arabistan’ı ziyaret etti.
Suudi Dünya Kupası’nın nasıl olacağı hakkında Suudi Futbol Federasyonu, turnuvanın “sıradışı” olacağını ifade etti. Ev sahipliği teklifinde 15 stadyumun bulunmasından bahsediliyor. Bunlardan üçü inşa halinde, sekizinde ise inşaat henüz başlamadı. Stadyumların beş farklı şehirde yayılması öngörülüyor; biri ise henüz inşaat aşamasında olan futuristik Neom kentinde inşa edilmeyi planlıyor. FIFA’nın değerlendirme raporunda, “yapımı veya restore edilmesi halinde en son teknolojik altyapıyı sunabilecek bir dizi etkileyici stadyum” olarak tanımlanıyor. Turnuvanın büyük ihtimalle kış aylarında yapılması bekleniyor; fakat 2022’de Katar’da Kasım ve Aralık aylarında gerçekleşen turnuvaya göre önemli bir fark olabilme ihtimali bulunuyor. Yaz aylarında sıcaklıkların “40 dereceyi geçebileceği” uyarısını yapan FIFA, Suudi 2034 turnuvasının zamanlamasının risk taşıdığını ve “iklim koşulları” ile “dini olaylar arasında bir denge kurulması gerektiğini” vurguladı. Bu ifadeler, turnuvanın Ramazan ayıyla çakışmaması için Ocak ayında başlayacağı spekülasyonunu beraberinde getirdi.
PA Haber Ajansı’na göre Premier Lig ve diğer üst düzey Avrupa ligleri, kış aylarında oynanacak bir turnuvaya karşı çıkıyor.
Birçok kişi, Suudi Arabistan’a ev sahipliği verilmesini FIFA’nın tarihinin en büyük sporla aklama için atılmış adımlarından biri olarak görüyor; ülkenin imajını düzeltmek amacıyla Dünya Kupası’nın kullanılmakta olduğunu belirtiyorlar. Buna ilişkin konular arasında; insan hakları ihlalleri, kadınların baskı altına alınması, eşcinselliğin suç sayılması, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, ölüm cezasının yürürlükte olması, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2018’de öldürülmesi, internet üzerindeki muhaliflere uygulanan baskılar bulunuyor. Son yıllarda, kadın hakları konusundaki reformların arttığı ifade edilse de, aktivistler hala devam eden baskıların farkında olduklarını dile getiriyorlar. Resmi raporlara göre Suudi Arabistan, 2023 yılında en fazla ölüm cezası uygulayan üçüncü ülke oldu ve bu yıl rekor seviyede, 300 kişi idam edildi. Ayrıca, bu yıl, sosyal medyada kadınların seyahat ve evlenmeleri için erkek akrabalarından izin almasının gerekliliğinin eleştirisi üzerine, Madahel el Oteybi 11 yıl hapse mahkum edildi. Sivil toplum kuruluşu Reprieve ise, “Kötüleşen baskılardan ve devlet şiddetinden dikkatleri uzaklaştırmak için büyük paralar harcayarak sahte bir imaj yaratma gayretinde olan, dünyanın en acımasız otoriter rejimlerinden biri” diyor. “İnfaz edilen ya da infaza bekleyen bazı kişiler, yalnızca protestocular ya da kısa bir süreliğine esrar bulundurmaktan daha kötü bir şey yapanlar.”
“2034 Dünya Kupası’na katılmayı planlayan taraftarlar, demokratik toplumlarda alışkın oldukları hakları kullanmanın, ölümle sonuçlanabileceğinin bilincinde olmalıdır.”
Suudi yetkililer ise Dünya Kupası’na ev sahipliği etme tekliflerinin, ekonomiyi çeşitlendirmeyi ve turizmi artırmayı amaçladığını, aynı zamanda modernleşme ve reform için bir tetikleyici olmasını ve genç kuşağa daha aktif olması için ilham vermeyi hedeflediklerini ifade ediyorlar. Geçen yıl, ülkenin Spor Bakanı Prens Abdülaziz bin Turki el Faysal, ev sahipliği hakkını savunurken, sporla aklama iddialarının “sığ” olduğunu belirtti. Suudi Arabistan’da kadınların stadyumlarda maç izlemesine 2018’de izin verildi. O tarihten bu yana, profesyonel kadın futbol ligi ve kadın futbol milli takımı da kuruldu. 70 binden fazla kız çocuğu düzenli olarak futbol oynamaktadır. Ancak geçen yıl, Jake Daniels isimli İngiltere’nin tek açık eşcinsel profesyonel futbol oyuncusu, Suudi Arabistan’da düzenlenecek bir Dünya Kupası’nda “güvende hissetmeyeceğini” kaydetti. Prens Abdülaziz ise, kadın ve eşcinsel taraftarların güvenlik endişeleriyle ilgili sorular karşısında, “Herkes hoş karşılanacaktır” yanıtını vermiştir.