Dört arkadaş, İstanbul’un kalbinde devrim niteliğinde bir tesis kurarak üretim alanında yeni bir çığır açtı. Sıra dışı tarım yöntemiyle taze sebzeler üreterek bunları doğrudan tüketicilere sunuyorlar. Sarıyer’deki bir alışveriş merkezinin kapalı otoparkında hayata geçirilen bu yenilikçi proje, değişen iklim koşullarından etkilenmeden yıl boyunca sebze üretimini mümkün kılıyor.
Şehir tarımında yenilikçi bir yaklaşım sergileyen kurucu ortak Halil Beşkardeşler, işlerinin özünün şehir tarımı olduğunu belirtiyor. Alışveriş merkezinde oluşturulan özel laboratuvar ortamında üretilen sebzeler, hasat edildikten hemen sonra restoranlara ve son tüketicilere ulaştırılıyor. Beşkardeşler, “Burada üretilen ürünler son derece taze ve besin değeri yüksek. Hasta olmadan, herhangi bir nakliye kaybı yaşamadan tüketicilere sunuluyor,” diyerek vurguladı.
Bitkilerin fotosentez ihtiyaçlarını karşılamak için özel LED aydınlatmalar kullandıklarını açıklayan Beşkardeşler, ortam sıcaklığı ve nem seviyelerinin daima kontrol altında tutulduğunu ifade etti. Dikey üretim yöntemi sayesinde geniş arazilerde tarım yapmadan ve pestisit kullanmadan yüksek verim elde ettiklerini, bu durumun geleneksel tarıma göre önemli bir avantaj sağladığını dile getirdi.
Beşkardeşler, tesisin yıllık olarak 900 bin ila 1 milyon sebze üretme kapasitesine sahip olduğunu kaydetti. Dikey alan kullanımı sayesinde, 315 dönüm arazinin verimliliğine eşdeğer bir sonuç elde ettiklerini belirtti. Bu yöntemin, bitkilere en iyi şartları sunarak daha hızlı ve sağlıklı gelişim sağladığını sözlerine ekledi.
Sustainable agriculture modeline önemli katkılar sunan bu tesis, aynı zamanda karbon salınımını da azaltıyor. Halil Beşkardeşler, “Şehir içinde üretim yaptığımız için fosil yakıtlı araçlarla ürün taşımıyoruz. Bu sayede karbon ayak izimizi önemli ölçüde azaltıyoruz,” dedi. Ayrıca pestisit kullanmadıkları için çevreye zarar vermediklerini ve geleneksel tarım yöntemlerine göre su tüketiminde yüzde 95’ten fazla tasarruf sağladıklarını vurguladı.