Bir beldede 2 yıl çalıştığını belirten temizlik işçisi, belediyesindeki taşeron değişikliğine rağmen 1 yıllık sigorta primlerinin ödenmediği gerekçesiyle İş Mahkemesi’nde tespit davası açtı. Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilmeyen ve primi ödenmeyen hizmetlerin tespitini talep ederek hem belediyeye hem de temizlik şirketine dava açtı.
Davalı Belediye, açılan davayı kabul etmediğini belirterek, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 67. maddesinde Belediye’nin asli işleri arasında yer alan temizlik ve çöp toplama işlerine üçüncü kez yargı yetkisi verildiğini ifade etti. taraflar bunu görüyor. Diğer davalı temizlik şirketi cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkeme, davacının sigorta hizmetlerinin verildiği tarihler arasında bir önceki ihalenin bitmesine ve bir sonraki taşeron işçinin işe başlamamasına rağmen, davacının belediye işlerinde çalışmaya kesintisiz olarak devam ettiğini belirterek, davanın belediye yönünden kabulüne karar verdi. haber verilmedi. Karar temyiz edilince Yargıtay 21. Hukuk Dairesi kararı bozdu. Yeniden yargılamada mahkeme ilk kararında direndi. Sanıkların itirazı üzerine bu kez Yargıtay Genel Kurulu devreye girdi.
Oy birliği ile alınan kararda, sosyal güvenlik hukukunun hem kamu hukukunda hem de özel hukukta kalan özellikleri dikkate alınarak, özellikle hizmet tespit davalarında kendi kendini soruşturma ilkesinin hakim olduğu hatırlatıldı. Karar dedi ki:
“Sigorta başlangıç tarihi ve hizmetin tespitine ilişkin davalar kamu düzenini ilgilendirdiği için özel bir hassasiyet ve dikkatle ele alınması gerekmektedir. Yargıtay tarafından karara bağlanan içtihatların bir gereği olduğundan, kamu düzeni açısından hakim, delillerin toplanması konusunda özel bir hassasiyet gösterir ve sonuca göre karar verir.Kendi kendine soruşturma ilkesinin uygulandığı bu durumlarda ispat yükü bir tarafa yüklenemez.Hizmetin amacı nedeniyle Tespit davaları, hizmet karşılığı sosyal güvenlik haklarının korunmasına yönelik ise, tespitin talep edildiği süre içinde kişinin sigortalı olup olmadığı ve yapılan işin hukuk çerçevesinde olup olmadığı araştırılmalıdır. şartların varlığı halinde soruşturma konusu yapılabilir. Somut olaya ilişkin maddi ve hukuki gerçeklere göre, tanıkların ifadeleri; davacının çalışmaları kesintisiz olarak devam etmektedir. Belediyenin temizlik işlerine ara vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu düşünüldüğünde, ihaleler arasındaki boşluklar ihale süreçlerinden kaynaklanan usulden ve davalı belediye aleyhine açılan davalarda verilen kararlardan kaynaklanmaktadır. hizmetlerin aynı tarihlerde belirlenmesi Yargıtay tarafından onanmıştır. İşe yaradığının toplanan delillerle ispatlandığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle usule ve hukuka uygun olarak verilen direnme kararının onanması gerekiyordu.”
Elif ÇELİK
.