CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’teki bütçe görüşmelerinde çok sert şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldı. “Koca Türk devletini mafya bozuntularına çamaşırhane yapanların Allah bin belasını versin” diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan için ‘tiran’ benzetmesi yaptı.
CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için ‘tiran’ benzetmesi yaptı. Kılıçdaroğlu, “Tiranlar hep böyle davranırlar Krizleri reddederler. O da Türkiye’den koptu. Açlığı reddediyor, işsizliği reddediyor, getirdiği göçmenlerin bir sorun olduğunu reddediyor. Onun reddetmeyeceği bir gerçeği söyleyeyim: Tiranlar, zorbalar hep giderler. O da altı ay içinde gidecek.” dedi.
Kılıçdaroğlu, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde konuştu. Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik de “Soylu’nun Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu dediği operasyonda nasıl oldu da herkes serbest kaldı? İddianameden çıkarılan sanıkların Soylu’nun oğlu ile ne ilişkisi var? İstanbul Emniyeti, Soylu’nun oğlunun aracını sanıklara kiraladığı için mi aradı? Soylu’nun Türkiye’den gönderdik dediği Sırp uyuşturucu lideri, faaliyetleri yürüttü? Kolombiya’da yakalanan 5 ton kokainin sahibi kim?” sorularını yöneltti.
“Bütçe dediğimiz belge maliye açısından bir ülkenin ekonomisi açısından en temel yasadır. Bütçe tasarısının yasalaşması için de özel bir prosedür vardır. Başbakan kendi bütçesini özgüvenle anlatırdı. Şimdi başkan soruyor: Komisyon nerede, komisyon burada. Hükümet nerede? Hükümet yok.
“Tek kişilik hükümetse gelecek buraya bütçesini savunacak”
Mehmet Uçum. Cumhurbaşkanı danışmanı. ‘Bu tek kişilik hükümettir’ diyor. Tek kişilik hükümetse gelecek buraya bütçesini savunacak. Halkın oy vermedi atanmışların gelip bizden oy istemesini kabul etmiyoruz. Atanmışlar gelmişler buraya, bütçeyi sunuyorlar. Talimat almadan hiçbir bakan parmağını kaldıramaz. Yangın söndürmeye gidiyorlar. Cumhurbaşkanının talimatı ile yangını söndürmeye başladık diyorlar.
“Parayı harcayan irade buraya gelmiyor”
Tek kişilik hükümetse buraya gelecek onuruyla kendi bütçesinin arkasında duracak.. Parayı harcayan irade buraya gelmiyor. Parayı harcayan irade gelmeyince hangi bütçeyi konuşacağız. Çıkın sokağa tam tersi bir tablo var. Sarayda oturan kişi halkın derdini bilemez. Seçilen bir cumhurbaşkanının parlamentoya gelip kendi bütçesini savunmamasını her şeyden önce parlamentoya saygısızlıktır. Halk seni seçtiyse ve parayı verdiyse geleceksiniz burada kendi bütçenizi savunacaksınız.
“Erdoğan eski Erdoğan değil ve eleştirilere tahammül edemiyor, doğruları duymak istemiyor”
Meclis’in açılış gününde Erdoğan geldi. Hiç kimsenin konuşmadığı ortamda gelip konuşmak istiyor. Birimiz kalkıp konuşunca buraya gelmiyor. Çünkü Erdoğan eski Erdoğan değil ve eleştirilere tahammül edemiyor, doğruları duymak istemiyor.
Bakanları da saygı duymuyor hepsi atandı. Soru önergelerimize yanıt vermiyorlar. 701 soru önergesine cevap verilmemiş. Ne demek bu? Sayın Başkan size de söylüyorum, ‘Ben milletvekilini takmam, kim oluyor, beni Cumhurbaşkanı atadı, ben istediğim soruya cevap veririm, istediğime vermem’ diyor. Siz bu tabloya evet diyorsanız TBMM’nin saygınlığına gölge düşürüyorsunuz demektir. Milletvekillerinin sorularına neden cevap vermiyorsunuz demeniz lazım.
Kılıçdaroğlu’ndan AK Partililere vekillere: Nasıl milletvekili seçildiğinizi de biliyorum
Hadi Başkan diyemez onu da gayet iyi biliyorum. Çünkü başkanı başkan yapan aynı irade. Ben nasıl seçtiğinizi, sizin de nasıl milletvekili seçildiğinizi de biliyorum. Bu bütçe ilkelerden yola çıkarak hazırlanması gereken bir bütçe. Beni dikkatle dinlerseniz anlatacağım size, çocuk ağlamayın, bağırmayın. Bana itiraz ediyorsan gel kürsüye.
“17 kurumun faaliyet raporu hiç yayımlanmadı”
Bütçeyi parlamento yapar ama bir şey daha yapar, kabul ettiği bütçenin yasalara uygun olarak harcanıp harcanmadığını da denetler. Denetimi de Sayıştay aracılığıyla yapar. Ben söylemiyorum, Anayasa söylüyor. Sayıştay denetledi. Özellikle atananlara sormak istiyorum. Sayıştay, 315 kamu kurumunun faaliyet raporuna baktı. 17 kurumun faaliyet raporu hiç yayımlanmadı.
Ne demektir? 17 kurumu yöneten kişiler diyor ki bırakın ya ne demek Sayıştay… Siz bunu içinize sindiriyorsunuz, zaten sorun buradan başlıyor. 32 kurum faaliyet raporu hakkında kullanılan kaynakları Sayıştay’a bilgi vermiyor.
“Bu korkuyla devlet yönetilmez”
Niye gerçekleri anlatıyorsunuz diye beni suçluyorsunuz. İnsanda biraz vicdan olur ya. Siz bunları sorguladığınız anda ülkeye demokrasi gelir. Biz değil, biz zaten sorguluyoruz. Siz bunları sorguladığınızda Türkiye’de yolsuzluklar bitmiş olur. Bunları sorgulamıyorsunuz. Sorgulamamak iradeyi ipotek vermek demektir. Bu korkuyla devlet yönetilmez.
Hakaret değil, gerçeği söylüyorum. Kul hakkına riayet edeceksin! KÖİ yapıyorsunuz, uyuşturucu baronlarını da size tek tek anlatacağım. KÖİ’lere dolar, Euro garantisi veriyorsunuz. Dünyada enflasyon var diyorlar da getirip bizim milletin sırtına yıkıyorsunuz siz. Mevzuata göre kamu kurumlarının yükümlülüklerini yayımlamaları lazım. Hiçbiri yayımlamıyor. Keşke Başkan izin verse de tek tek her birinizin sorusuna cevap verebilsem. Suç işleniyor…
Siz MHP ile beraber getirdiniz. Önce uygulamayı yapıyorlar, bakıyorlar ki kanun gerek, kanun getiriyorlar Meclis’e. Borçlandılar… KKM, 20 Aralık akşamı başladı. 20 Ocak’ta da kanun buraya geldi. Anayasa’da vergi kanunla konulur, kanunla kaldırılır der. Bu ne demektir? Ben Meclis’e ne zaman istesem kanun getiririm benim askerlerim kabul eder, demektir.
“Devlet harcamaları keyfi yapılmaz”
Devlet harcamaları keyfi yapılmaz. Devlet dediğiniz kurum liyakatle yönetilir. Devlet, bir kişinin iradesi ile yönetilmez. Devletin temeli hukuk ilkeleri üzerine kurulur. Harcırah kanununun milli güvenle ne ilgisi var. Nasıl harcıyorlar bu parayı? Sayın başkan 100 lira alacak. Milletvekilleri 92 lira alıyorsunuz. Saray’da çalışanlar kaç lira alıyorlar. Bilmiyorsunuz, ben de bilmiyorum. Niye onlar buna tabi değil? Onları harcırahları daha yüksek. Niye bu kanunlar uygulanmaz.
“Artık iki Türkiye var”
Eğer bir ülkede sarayda çalıştığı için ayrıcalıklı muamele görüyorsa sorunumuz var demektir. İkili bir yapı oluştu ülkede. Artık iki Türkiye var. Biri saray ve şürekasının, beşli çetelerin yaşadığı Türkiye. O Türkiye’de her şey var. Masalar dolup taşıyor. Ejder meyveli smootieler var. Evlatların vakıfları var. Evlatlar birbirlerine çekirdek yollar gibi para gönderiyorlar. Man Adası çil çil paraları var. Bu Türkiye, diğer Türkiye’nin 481 milyarını hortumlamış durumda. O paranın bir kısmıyla inşa ettikleri sistemi ayakta tutabilmek için etrafa atanmışları dizmiş durumdalar. Troll orduları var. Trajik Türkiye’de yaşam mücadelesi var.
Pudracılar var, baronlar var. Bu düzenin yarattığı ikinci Türkiye var. Bu Türkiye’de yaşam mücadelesi var, milyonlarca yoksul hatta aç insanlar var. Borçlarını ödeyemediği için intihar edenler var.
Futbol üzerinden anlatıyorum. Ronaldo ve Messi Türkiye için oynayacaklar. Birinci Türkiye’nin ikinci Türkiye’yi sadakaya bağlama programını yırtıp atacaklar. Arkadaşlar niye ağlıyorsunuz, bu ağlamanız ne zaman bitecek sizin? Karşımızda amatörler var. Baronlara geliyorum, dostlarınız olan baronlara geliyorum. 7 kanun çıkardınız. Ben iradenizi ipotek ettiniz derken boşuna demiyorum. Çıkardığınızı 7 kanunu 5 kez uzattınız.
“Uyuşturucu kaçakçılarının paralarını getirin Türkiye’ye ne yaparsanız yapın dediniz”
Uyuşturucu kaçakçılarının paralarını getirin Türkiye’ye ne yaparsanız yapın dediniz.
MASAK’a da geleceğim, sen devleti tanımazsın. Halkıma sesleniyorum. Kara para konusunu anlatacağım. Çok açık konuşacağım. Din iman için oy veriyorum diyen vatandaşım da dinlesin. Dünyanın en aşağılık insanları uyuşturucu kaçakçılarıdır. Uyuşturucu insan onurunu yok eder. Uyuşturucu baronları öldürerek zenginleşirler. Dünya bunlarla mücadele etmek için ne yaptı?
Kazandıkları parayı sisteme sokmaları lazım. Bankaya yasal dayanağınız yoksa yatıramazsınız, başınız belaya girer. Bu baronların milyonlarca doları depolamaları lazım. Hadi depoyu buldun, ama bu para bir şey satın almana yaramıyorsa işine yaramaz. Vergi de almadınız, konudan haberleri bile yok, hayret ediyorum ya. Sisteme sokmadığı sürece baron paranın faydasını görmez.
“Saray ve şurekası ülkeyi batırınca, cari açık patladı”
Saray ve şurekası ülkeyi batırınca, cari açık patlayınca, para peşinde koştu. Düzgün kimse yatırım yapmayınca kapkaranlık bir şeye izin verdiler. Yeni bir yasa çıkardılar. Paranın nereden geldiğini kimse sormayacak. Parayı getir nasıl getirirsen getir.
Akşam eve gidince evlatlarınızı sorun, ben bu kanun için elimi kaldırdım deyin. Türkiye’yi kirli paranın çamaşırhanesi haline getirdiler. Çünkü bir kere mahsus yapmadılar. 2016’dan beri soru sormayacağım yeter ki getir. MASAK devreye girdi, MASAK’ı devre dışı bıraktılar. Türkiye’yi gri listeye aldılar.
“Şu soruyu sorun: 10 yaşındaki çocuk uyuşturucuya nasıl alıştırılır?”
Bu ülkeye sadece para mı girdi? Hayır. Uyuşturucu parası sahibini de getirdi. Siz uyuşturucunun yolunu biliyor musunuz? Afganistan’dan geçen İran’dan giren uyuşturucuyu biliyor musunuz? Bilemezsiniz, çünkü sizin göreviniz el kaldırıp indirmek. Şu soruyu sorun: 10 yaşındaki çocuk uyuşturucuya nasıl alıştırılır?
“Baronlar burada at koştururken; araya fotoroman malzemesi giriyor”
Mafya lideri geliyor yurt dışından hesaplaşıyorlar. Baronlar burada at koştururken; araya fotoroman malzemesi giriyor. Emniyet güçleri paralize edildi. Emniyet güçlerine baskı yapılıyor. Mert emniyetçilerimiz bu fotoromancıdan bıkmış vaziyette. Bu pisliğin önünü açanları deftere yazdık.
Bakan Soylu’ya sorular
Soylu’nun Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu dediği operasyonda nasıl oldu da herkes serbest kaldı? İddianameden çıkarılan sanıkların Soylu’nun oğlu ile ne ilişkisi var? İstanbul Emniyeti, Soylu’nun oğlunun aracını sanıklara kiraladığı için mi aradı? Soylu’nun Türkiye’den gönderdik dediği Sırp uyuşturucu lideri, faaliyetleri yürüttü? Kolombiya’da yakalanan 5 ton kokainin sahibi kim?
Çocuğu uyuşturucu kullanan annelerle görüştüm, haberiniz yok sizin. Bağcılar’a gittiniz mi, araştırma raporlarını göndereceğim size. 2022’de 20 araştırma önergesi verdik. Uyuşturucu kullananlar evlatlarımız. Met dedikleri ürün ta Afganistan’dan geliyor. Sınırları yol geçen hanına döndürdünüz. Uyuşturucu Türkiye’ye geliyor, torbacı yakalıyorsunuz. Torbacıyı kullananda sorun, o adamla neden mücadele etmiyorsunuz. Ahlak kavramını çok yıprattınız. Meclis’e Gazi Meclis diyorsunuz. Tarihi de bilmiyorsunuz.
“Ben uyuşturucudan şikayet ediyorum, siz baronlarını savunuyorsunuz.”
Ben uyuşturucudan şikâyet ediyorum, siz baronlarını savunuyorsunuz. Nasıl olur böyle bir şey? Siz hiç fakir mahallerdeki anne babaları dinlediniz mi? Buraya Gazi Meclis diyorsanız şehit ve gazilerin arasında ayrım yapamazsınız.
AK Parti ve MHP’li vekillerin iradesi ile bir kanun çıktı buradan, yolsuzlukları meşrulaştıran bir kanun. Sizin haberiniz bile yok. Çünkü siz sadece el kaldırıp indiriyorsunuz. Rüşveti, hırsızlığı meşrulaştıran bir kanuna evet dediniz. Gerçekle yüzleşin. İradesini kiralayan kişi parlamentoda milletvekilliği yapamaz. Gelen kanun teklifini okuyacaksınız.
Daha nereden milletvekili olduğunu bilmiyor. Saray’dan talimat gelecek, oranın milletvekili olacak. Nasıl el kaldırdığınızı sorgulamanız lazım. Kanunun adı Olağanüstü Hal Kapsamı’nda Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında KHK’nin Değiştirilerek Kabul Edilmesi Hakkında Kanun. Buradan geçti bu. Gerçeği açıklamama tahammül edemiyorlar.
“Öyle bir kumpas kurdular ki size, neyin ne olduğunu bilmeden el kaldırıp indirdiniz”
Öyle bir kumpas kurdular ki size, neyin ne olduğunu bilmeden el kaldırıp indirdiniz. Böyle bir rezaletin yaşandığı yer bu Meclis olmamalıydı. Buraya bütçe getiriyorsunuz, ne bütçesi Allah aşkına ya. Malı götürenlerin bütçesi bu bütçe. 21. yüzyılın Türkiyesinde kaç çocuğun yatağa aç girdiğini biliyorlar mı acaba?
Bir eli yağda bir eli balda saray ve şürekası var. Altta geniş bir kadro var o da ikinci Türkiye. İkinci Türkiye bu tablğoyu değiştirecek. Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşıyoruz. Alt gelir gruplarında bir avuç üst gelir grubuna olağanüstü kaynak transferi var. Bu kaynak transferi o kadar büyük rakamlar ki Londra Chelsea’ye gidin, oradaki büyük malikaneleri görün. Orada kimlerin yaşadığını görün. Sarayın onlara ne kadar büyük iltifat yaptığını görün. Allah nasip ederse o paraların tamamını getireceğim Türkiye’ye. Hiç endişe etmeyin…
“Millet İttifakı olarak herkesin mutlu olduğu Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz”
Sevgili halkım, sana sesleniyorum.
Millet İttifakı olarak göreceksiniz temiz, aydınlık, herkesin mutlu olduğu Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.
Sloganlarla geldi. Sloganları krizden yorulmuş halkımızın en çok istediklerine hitap ediyordu. Sonuç oldu, en önce kendi yol arkadaşlarını eledi. Yolsuzlukları araştırma komisyonu başkanını bir daha milletvekili yapmadı. Tüm liyakatli bürokratları temizledi, en iyi üniversiteleri yok etti.
Kişiye özel kararnamelerle üniversitelere rektör atandı. Rüşvet alandan büyükelçi mi atanır? İlkokula giden çocuğunuza sorun rüşvet alandan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyükelçisi olur mu? AK Parti’nin içinde de çok değerli, büyükelçilik yapacak insanlar var ya. Rüşvet alan adam karaktersiz adamdır, vatanını da her türlü bilgiyi de satar.
“Sürekli bakan, bürokrat kovuyor”
Sürekli bakan, bürokrat kovuyor. Korkudan kimse kovuldum diyemiyorum, af diliyorlar.
Elimize kala kala küçük bir tiran ve onun yakın çevresi kaldı. Atadığı bakanların çoğu trollden öteye gidemiyor. Zaten ikinci kalite bir tiran üçüncü sınıf adamlarla çalışıyor. Gözleri ışıldayanlar, epistemolojik kopuşlar elinde kaldı. Kuzenleriyle toprak ihaleleri kovalayan atanmışlar kaldı elinde. Sürekli bakan, bürokrat kovuyor.
“Tiranlar, zorbalar hep giderler, o da altı ay içinde gidecek”
Halktan kopuşu öyle sert oldu ki. Halkı anlamak için enerjiden yoksun. Ne yapacak? Savaş ve din kisvesine daha çok bürünüyor. Bakmayın vatan millet nidalarına. Saray ahalisinden ideolojik hiçbir şey yok. Vatansever olsa dün küfrettiklerinin bugün elini öpmek için sıraya girmezdi. Tiranlar hep böyle davranırlar Krizleri reddederler. O da Türkiye’den koptu. Açlığı reddediyor, işsizliği reddediyor, getirdiği göçmenlerin bir sorun olduğunu reddediyor. Onun reddetmeyeceği bir gerçeği söyleyeyim: Tiranlar, zorbalar hep giderler. O da altı ay içinde gidecek.”