Eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan ile Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasına Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü konusunda söyledikleriyle başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni bir anayasa yapalım diyoruz. Tüm kadınlarımız ayrım yapmadan bu süreci yaşasın. Şimdi arkadaşlarımız ziyarete gittiler, 'Gerek yok' dediler. Şimdi seçimden sonra çalışalım. Bir gece dışarı çıktınız ve bir ayar yapalım diyorsunuz, "Biz de gelin diyoruz. Neden kaçak kavga ediyorsunuz?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
“Dünyadaki kadın hareketlerini şekillendiren en önemli faktör kültürel farklılıklardır”
Kadınların medeniyetin en değerli unsuru olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zirvenin kadınlarla birlikte tüm insanlara hayırlı olmasını diliyorum. Dünyada kadın hareketlerini şekillendiren en önemli faktör kültürel farklılıklardır. Batı uygarlığının baskın karakteri en çok kadınlara bakışta belirgindi. Bugün dünyanın her yerinde aynı kadın rolü toplumlara dayatılıyor. Pek çok ülkede nüfusun kırsal kesimden kentlere yığılması da bu dayatmayı beslemektedir. Bunun dışındaki her türlü davranış küresel bir linçte tutulur. Gelişmiş ülkelerin verdiği imajın aksine kadına yönelik şiddet konusunda ciddi sorunlar olduğunu biliyoruz. Sırf cinsiyeti nedeniyle ülkemizde şiddete maruz kalmasını ve hayatını kaybetmesini kabul edemeyiz” dedi.
“Kadınların dışlandığı bir dünya, insanlığın yarasından vazgeçilmiş demektir”
20 yıldır verdikleri mücadelede her zaman en büyük desteği kadınlardan aldıklarını belirten Erdoğan, “Zirvede geleceğe ışık tutacak sonuçların elde edileceği anlaşılıyor. Kadınların dışlandığı bir dünya, insanlığın yarasından vazgeçtiği anlamına gelir. Mücadelemizde en büyük desteği gördüğümüz kadınlarla her alanda başarıya ulaşacağımız bir gelecek bizi bekliyor. İnanç, medeniyet ve kültürümüzün gereği olarak bu mücadeleyi sizlerle omuz omuza sonuna kadar sürdürmeye kararlıyız. 20 yılda asırlık eserleri ülkemize kazandırdık derken abartmış olmayız. Türkiye’nin demokratik atağıyla ulaştığı düzeyde, geleceğe güvenle bakmamızı sağlıyor. Zihinlerdeki en büyük değişimi sağladığımıza inanıyorum. Anayasamızın 10. maddesine “kadın erkek eşit haklara sahiptir” ibaresini ekleyerek başladık. Daha hükümete gelmeden önce de halkımıza kadına yönelik şiddetle en etkili şekilde mücadele edeceğimize söz verdik. Aile içi ve kadınlara karşı işlenen suçların cezalarını artırarak bu yönde önemli adımlar attık. Çalışan kadınların koşullarını iyileştirdik. Anneleri hamilelikten doğuma ve çocuğun büyümesine kadar koruyan maddi destek yaptık. Ülkemizin 81 iline yaygınlaştırdığımız şiddet önleme merkezlerimiz ile 1 milyon kadına hizmet verdik.
“Üniversitelerde ikna odaları kuranlar başörtüsü sorununu çözelim diyorlar”
Yıllardır başörtüsü düşmanlarının kimler olduğunu, üniversitelerde ikna odaları kuranları bilmiyor muyuz? Şimdi bu ikna odalarını kuranlar burada ve başörtüsü sorununu çözelim diyorlar. Şimdi bir teklifte bulundum, bakalım seçimlerde kaç türbanlı milletvekili adayı çıkacak. Ağabeyleri başörtülü kardeşimizi Meclis’ten ihraç etmediler mi?
“Neden kaçaksın?”
Yeni anayasa yapalım diyoruz. Tüm kadınlarımız ayrım yapmadan bu süreci yaşasın. Şimdi arkadaşlarımız ziyarete gittiler, şu an gerek yok seçimden sonra çalışalım dediler. Bir gece çıkıyorsunuz bir ayar yapalım diyorsunuz, gel diyoruz. Neden koşarak koşuyorsun? Onların işi her zaman sömürü siyasetidir. Çeyrek asır önce hayal bile edilemeyen bu özgürlük iklimini tasarlarken nelerle karşı karşıya olduğumuzu millet çok iyi biliyor. Bu mücadelelerde vesayeti yöneten bir partinin başkanı başörtüsü meselesini yeniden gündeme getirdi. Kadınların başlarını örtmeleri doğaldır. Bütün devlet kurumlarında başörtülü kardeşlerimiz var. Hâkimimiz, savcımız, polisimiz, valimiz var. Biz ne yaptık? Türkiye yıkıldı mı? Tam tersine hepsi ‘Artık çok daha rahat ve huzurluyuz’ diyorlar. aldık
.