Ahmet Davutoğlu, İsmail Küçükkaya’nın ‘Yeni Bir Sabah’ programına katıldı. Deprem bölgesindeki sorunlar hakkında “Çadır ve konteyner en temel mesele. Bazı yerlerde hiç çadır yok, bazı yerlerde de AFAD çadır vermiş ama alt yapısı yok. Birçok yaşlı insanın döşeği yok” diyen Davutoğlu, bölgedeki güvenlik sorununa da dikkat çekti ve İçişler Bakanı Süleyman Soylu’nun “güvenlik ve asayiş problemi yok” açıklamasına itiraz etti. Çadır satışı tartışmalarının odağında yer alan Kızılay hakkında da konuşan Davutoğlu, “Kızılay çadır satmaz, bunu meşru kılmasınlar. Elindeki tek bir çadır için maddi kaygı düşünemezsin” şeklinde açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, deprem sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da aradığını belirtti.
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, depremin ardından bölgeye çadır yardımı yapmakla yükümlü olan Kızılay’ın çadır satmasına ilişkin, “Kızılay çadır satmaz, bunu meşru kılmasınlar. Elindeki tek bir çadır için maddi kaygı düşünemezsin” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın ‘Yeni Bir Sabah’ programının konuğu oldu. Deprem bölgesinden yeni dönen Davutoğlu, bölgede büyük bir yıkım olduğunu vurgulayarak, “Deprem bölgesindeki çadır ve konteyner en temel mesele. Bazı yerlerde hiç çadır yok, bazı yerlerde de AFAD çadır vermiş ama alt yapısı yok. Birçok yaşlı insanın döşeği yok” dedi.
‘BÖLGEDE GÜVENLİK SORUNU VAR’
İçişler Bakanı Süleyman Soylu’nun bu sabah yaptığı “Bir güvenlik ve asayiş problemimiz yok. Şu anda böyle bir problem yok, başta da böyle bir problem yoktu” açıklamasının arkasından bölgedeki güvenlik sorununa dikkat çeken Davutoğlu, “Alanda gördüğümüz en önemli eksiklerden biri de güvenlik. Deprem günü silahlı kuvvetlerin alana inmesi lazımdı. Depremin 3. günü Kahramanmaraş ve Adıyaman’daydım. Herkesin söylediği, ’36 saat hiçbir güvenlik görevlisini görmedik’ diyorlar” diye konuştu.
‘KIZILAY MADDİ KAYGI DÜŞÜNEMEZ’
Alanda Kızılay’ı görmediğini de söyleyen Davutoğlu, Kızılay’ın Ahbap Derneği’ne çadır satışına dair ise şunları söyledi:
“Elinde çadır stoku varsa, bunu derhal alana sevk etmen lazım. Alanda hâlâ ‘Çadır, çadır’ diye sesler yükselirken, bu stoku satarsan; sen ticarethaneye dönüşürsün. Kızılay’ın ticarethaneya dönüşmesi tarihine, mantığına ve vicdanına aykırıdır. Kızılay çadır satmaz, bunu meşru kılmasınlar. Elindeki tek bir çadır için maddi kaygı düşünemezsin. Pınarbaşı’ndaki çadır kentte kadınlar ‘Burada su yok, hijyen yok’ diyor. Kızılay’ın görevi sadece çadır vermek de değil, hizmet de sunmak.”
‘ERDOĞAN’I BEN DE ARADIM’
Depremin ardından bazı muhalefet liderleri gibi kendisinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı aradığını söyleyen Gelecek Partisi lideri, “Ben de aradım. Bugün herkesin her şeyi unutması gerekir. Ama bu liderlere sonra, hakarete küfre varan şeyler söylerseniz; nasıl milli birlik ve beraberlikten bahsedersiniz” ifadelerini kullandı.