Rusya ile Kuzey Kore arasındaki tarihsel bağlarda, özellikle İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ve çalkantılı Soğuk Savaş döneminden bu yana önemli değişimler yaşandı. Özellikle, 1950’deki Kore Savaşı sırasında SSCB, Kuzey Kore’ye önemli ekonomik ve askeri destek sağlayarak ilişkilerini sağlamlaştırdı. Kim İl Sung döneminde gerilim anları yaşanırken, Soğuk Savaş’ın bitmesiyle büyük bir kırılma yaşandı. Rusya Federasyonu’nun odağını içeriye çevirmesiyle Kuzey Kore en kritik ekonomik ve askeri müttefikini kaybetti.
Sonraki yıllarda bu iki ülke arasındaki ilişkiler 2000’li yılların başına kadar nispeten sınırlı kaldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in görev süresi boyunca Moskova’nın Pyongyang’la ilişkileri yeniden alevlenmeye başladı. Bu eğilim, Kim Jong Il’in vefatının ardından Kim Jong Un’un liderliğinde sorunsuz bir şekilde devam etti. 2000 sonrası ikili ilişkinin belki de en çarpıcı örneklerinden biri, Rusya’nın, örneğin 2011’de yıkıcı sellerin ardından Kuzey Kore’ye 50.000 ton tahıl göndereceğini duyurması gibi tutarlı yardımlarıdır.
Ancak ikili ilişkilerde yaşanan son gelişme dünya çapında şaşkınlık yarattı. Pyongyang’ın Batı’nın hegemonik yaklaşımına yönelik eleştirileri ve Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında Batı’nın yaptırımları karşısında Rusya’yı destekleyen açıklamalar, ilişkilerde yeni bir aşamaya işaret etti. Eş zamanlı olarak son G-20 toplantısı sonrasında Rusya’yı adeta dışlayan alternatif projeler ortaya çıktı. Rusya buna yanıt olarak yeni ortaklıklar keşfetmeye başladı; aralarında en öne çıkanı Kuzey Kore’ydi.
Rusya ile Kuzey Kore arasındaki potansiyel askeri işbirliğine büyük önem verilmiş olsa da Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov endişeleri küçümseyerek bunun iki egemen ülkenin meselesi olduğunu ve üçüncü tarafları endişelendirmemesi gerektiğini ileri sürdü. Ancak bunu göründüğü gibi kabul etmeli miyiz?
Vostochny Uzay Üssü’nden mesajlar
Kim Jong-un ile Vladimir Putin’in Rusya’nın Uzak Doğusu’ndaki Vostochny Uzay Üssü’nde yaptığı görüşmede aktarılan mesajlar dikkat çekiyor. Dört yıl aradan sonra ilk yurt dışı ziyaretini tamamlayan Kim, iki ülke arasındaki köklü dostluğun altını çizdi ve Batı’dan Sovyet dönemine uzanan ideolojik ayrılığına vurgu yaptı.
Görüşmede Putin ve Rusya’ya tam destek verdiğini dile getiren Kim, izole ülkesinin “her zaman Rusya’nın yanında olacağını” da söyledi.
Ayrıca Kim’in Sovyetler Birliği döneminde hediye edilen koyu yeşil treninin simgeselliği de tarihi önem taşıyor ve Batı’ya karşı bir mesaj veriyor.
Aynı derecede kritik olan, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’ni ilgilendiren iki ülke arasındaki teknolojik destek ve potansiyel askeri işbirliğine ilişkin mesajlardır. Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder, bu görüşmelerin bir silah anlaşmasına yol açabileceğini öne sürdü; ABD ise buna şiddetle karşı çıkıyor. Devam eden Rusya-Ukrayna savaşı göz önüne alındığında ABD, böyle bir anlaşmanın çatışmayı uzatacağı görüşünde.
Rusya, Birleşmiş Milletler ve BM Güvenlik Konseyi’nde Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımlara ilişkin tutumunu korurken, silah anlaşması konusu da göz ardı edilemez. Rusya böyle bir anlaşmanın ikili ilişkilerin gelişmesine engel olabileceğini savunurken, ABD ise bunun devam eden Ukrayna ihtilafının süresine etkisi konusunda endişelerini dile getiriyor.
Bu açıklama ve eleştiriler arasında iki ülkenin Vostochny Uzay Merkezi’nde bir araya gelmesinin temel nedeni, Putin’in açıkladığı gibi Kuzey Kore’nin uydu üretimine verdiği destek gibi görünüyor. G-20 ve diğer forumlarda izolasyonla karşı karşıya kalan Rusya’nın Kuzey Kore ile bağlarını güçlendirme arayışında olduğunu belirtti. Kim’in Kozmodrom’daki roket ve uzay araştırma incelemesi, Rusya ile ilişkilerin ilerletilmesinde ilk adım olarak görülebilir. Sonuç olarak, bu jeopolitik kutuplaşmanın, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın da etkisiyle artan küresel enerji ve tahıl güvenliği krizini nasıl etkileyeceğine tanık olmanın eşiğindeyiz. Ancak Batı ile Rusya arasındaki ilişkilerin kopma noktasına geldiği yadsınamaz.