Türkiye, Ankara’da İçişleri Bakanlığı’na yönelik terör saldırısına tepki olarak geçtiğimiz hafta Suriye ve Irak’ta hava saldırıları düzenledi. O dönemde bir açıklama ve bir fotoğraf büyük ilgi gördü.
Söz konusu açıklama, ülkenin “Irak ve Suriye’deki tüm PKK-YPG altyapı, üstyapı ve enerji tesislerine” “meşru hedef” muamelesi yapacağı uyarısında bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından yapıldı. Ayrıca “üçüncü tarafları” PKK/YPG tesislerinden ve eylemcilerinden uzak durmaları konusunda uyardı; bu, pek çok teknik terimi içeren sert bir uyarıydı.
Fotoğraf ise Milli Savunma Bakanlığı’nda Dışişleri Bakanı Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstihbarat Şefi İbrahim Kalın ve Genelkurmay Başkanı Metin Gürak’ın katıldığı toplantıda çekildi. Uzmanlar bu görüntüyü Ankara’nın PKK/YPG teröristleriyle mücadele konusundaki kararlılığını yinelediği şeklinde yorumladı.
Türk silahlı insansız hava aracının ABD savaş uçağı tarafından düşürülmesi, Türkiye-ABD ilişkilerine ve Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki operasyonlarının geleceğine ilişkin endişeleri artırdı. Telefon görüşmesinin ardından iki savunma bakanı, ilgili bölgedeki askeri operasyonlar sırasında Türk ve ABD güçleri arasında “yakın koordinasyonun” önemini vurguladı.
Cumartesi günü Türkiye Dışişleri Bakanlığı yazılı bir açıklama yaparak Türkiye’nin “üçüncü taraflarla çatışmasızlık mekanizmasındaki farklı teknik değerlendirmeler” nedeniyle silahlı bir insansız hava aracını kaybettiğini duyurdu. “İlgili taraflarla çatışmasızlık mekanizmasının daha etkin işleyişinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alındığı” kaydedildi.
Belki daha da önemlisi, bakanlık “bu olayın devam eden operasyonların icrasını ve belirlenen hedeflerin vurulmasını hiçbir şekilde etkilemediğini” vurguladı ve Ankara’nın “terör örgütünün Suriye’de geliştirdiği tüm yetenek ve gelir kaynaklarını” ortadan kaldırma konusundaki kararlılığını yineledi.
Son gelişmeleri şu şekilde anlamlandırıyorum:
– Türkiye, PKK terör örgütünün unsurları ve onun Suriye kanadı YPG ile Irak ve Suriye’de mücadele edilmesi konusunda ısrarcı olmayı sürdürecektir.
– Suriye’de YPG unsurlarıyla birlikte çalışan ABD’li subayların oldu bitti yaratma girişimleri ciddi bir risk olmaya devam ediyor ve Ankara ile Washington’un eylemlerini koordine etmesi kritik önem taşıyor.
– Suriye’den gelen iki PKK’lının Ankara’da gerçekleştirdiği terör saldırısı dikkate alındığında Biden yönetiminin Suriye-YPG dosyasıyla ilgilenmeye başlaması gerekiyor.
– ABD’nin Washington’un IŞİD’le mücadele adına YPG’yi desteklediği yönündeki iddiası Türkiye için kesinlikle hiçbir şey ifade etmiyor ve muhtemelen Amerikan karşıtlığının arkasındaki itici güç olmaya devam ediyor.
– YPG, ilgili ABD’li yetkililerin ve uzmanların çok iyi bildiği, PKK’nın bir bileşenidir.
– ABD’nin, Amerikan güçlerinin Suriye’den çekilmesinin YPG’yi Rusya ve İran’a teslim edeceği yönündeki iddiası inandırıcı değil. Türkiye, müttefiki ABD’nin tıpkı DEAŞ’la mücadele ettiği gibi PKK/YPG ile mücadelede de birlikte çalışmasını bekliyor.
Tekrarlamak isterim ki, Suriye’deki YPG militanlarının Yıldızlarla süslü pankartı kaldırması Ankara’nın terörle mücadele kararlılığını etkilemeyecektir.
En önemlisi, Washington’un sürdürülemez YPG politikasının Ankara ile işbirliği içinde elden geçirilmesi gerekiyor.
Bu kritik konu, Amerika Birleşik Devletleri Merkez Komutanlığı (CENTCOM) yetkililerinin anlık duygusal tepkilerinin insafına bırakılamaz.
Türk yetkililerin son tepkisi, ülkenin Washington ile “rasyonel bir müzakere” beklediğini ancak Suriye ve Irak’ta kapsamlı ve önleyici güvenlik politikasına bağlı kaldığını gösteriyor.
Yukarıda adı geçen beş üst düzey yetkilinin imajı, Türkiye’nin kararlılığının yanı sıra iç koordinasyon ve birliğin yüksek düzeyini de ortaya koyuyor.
Ankara’da yaşanan son PKK terör saldırısının ardından siyasi partilerin Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki terörle mücadele operasyonlarına destek vermesi (devamı) son derece önemlidir.
Türk hükümeti Meclis’ten Irak ve Suriye’ye iki yıl daha askeri konuşlandırma yetkisi vermesini talep etti. İç siyasi tartışma ise çeşitli tarafların bu talebe vereceği yanıta göre şekillenecek.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), Mayıs 2023 seçimleri öncesinde, görünürde Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşil Sol Parti (YSP) ile güçlerini birleştirme girişiminde bulunarak benzer bir talebe karşı oy kullandığını hatırlayalım. ana muhalefet partisinin geleneksel görüşü.
Liderlik mücadelesi veren ve yakın zamanda parti kurultayı yapması planlanan CHP’nin bu kez hangi yöne gideceği henüz belirsizliğini koruyor.
Gelecek yıl yapılacak belediye seçimleri öncesinde ana muhalefet partisinin İyi Parti’nin yanı sıra YSP’nin de desteğine ihtiyacı var; bu da yukarıdaki kararı özellikle zorlaştırıyor. Özellikle CHP’nin askeri yetki tasarısına karşı çıkmayı seçmesi halinde İyi Parti’yi daha da uzaklaştırabilir.