Aşırı sağcı Otzma Yehudit partisinin üyesi ve Benjamin Netanyahu’nun koalisyon hükümetinde İsrail Kültürel Miras Bakanı Amichay Eliyahu, şiddetin iflah olmaz bir hayranı. Kendisini Gazze’ye yönelik saldırıları paylaştığı bir videodaki şu sözleriyle anıyoruz: “Gazze’nin kuzeyi her zamankinden daha güzel. Her şeyi havaya uçurun; bu çok hoş.”
Yerel kaynaklara göre bu faşistin, İsrail’in amansız saldırılarında 4.000’i çocuk 10.000’den fazla sivilin öldürüldüğü “Gazze’de cehennemin tadını çıkardığını” söyleyen son açıklaması ciddi bir itiraftır. İsrail’in Kol Barama radyosuna verdiği röportajda konuşan Eliyahu, “Gazze’deki savaşta İsrail’in seçeneklerinden biri de Şeride nükleer bomba atmak” dedi.
Askeri operasyondan tam olarak memnun olmadığını da sözlerine ekledi.
Doğal olarak bu sözler herkesi tedirgin etti. Tepkinin ardından İsrailli bakan sosyal medya paylaşımında şunları söyledi: “Nükleer açıklamanın mecazi olduğu aklı başında olan herkes için açıktır.” Ancak düşürdüğü tuğla küçük değildi. Eliyahu daha sonra “bir sonraki duyuruya kadar” hükümet toplantılarından uzaklaştırıldı.
Başbakan Netanyahu’nun ofisi, Eliyahu’nun açıklamalarının “gerçeklikten kopuk” olduğunu belirten bir açıklama yayınladı.
“İsrail ve İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), masumlara zarar vermemek için uluslararası hukukun en yüksek standartlarına uygun olarak çalışıyor. Netanyahu’nun ofisi, zafere kadar bunu yapmaya devam edeceğini söyledi.
‘Sakıncalı ifade’
Şu anda durum endişe vericidir. Üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Reuters’e “Açıkçası bu sakıncalı bir açıklamaydı” dedi.
Peki bu ifade ne açıdan “sakıncalı” olabilir? Çünkü İsrail’in Gazze’deki açık insan hakları ihlallerinde ABD’nin ciddi bir zarar görmediğini biliyoruz.
Cevabını Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova’dan dinleyelim: Zakharova, bu sözlerin, Tel Aviv’in bu tür silahlara sahip olduğu iddiasına ilişkin uzun süredir devam eden gizemli tutumu hakkında “çok sayıda soruyu gündeme getirdiğini” söyledi.
“Bir numaralı soru şu: İsrail’in nükleer silahlara sahip olduğuna dair resmi bir açıklama duyuyor muyuz?” Zakharova, Eliyahu’nun yorumlarının ardından canlı bir TV röportajında bu soruyu sordu.
Evet, İsrail nükleer silahlara sahip olduğu yönündeki yaygın iddiaları hiçbir zaman kamuoyuna açıklamadı. Ancak bağımsız uluslararası uzmanlar İsrail’in 100’e yakın nükleer savaş başlığına sahip olduğunu söylüyor.
“Uluslararası örgütler nerede? IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı) nerede? Müfettişler nerede?” o ekledi.
İsrail’in nükleer silahsız bölgeye karşı çıkışı
Zakharova ayrıca Bakan Eliyahu’nun açıklamasının, İsrail’in Orta Doğu’da nükleer silahlardan arınmış bir bölge oluşturulmasına karşı çıkmasının gerçek nedenlerine ışık tuttuğunu düşünüyor. ABD’nin nükleer silahlarına ve İsrail’deki nükleer programlarına dikkat çeken sözcü, şu soruyu sordu: “Eğer bu program varsa ve varsa testler nerede, hangi test alanlarında yapıldı? Görünüşe göre bölgede değil, o zaman nerede? Peki tüm bunların arkasında ABD değil mi?”
Tamam, İran’ın ne olduğunun farkındayız. Tahran’ın Ortadoğu’daki yayılmacılık politikasını, bölgede nerede çatışma varsa oraya giderek yangını körüklediğini biliyoruz. Birçok ulus gibi…
Ancak İran’ın “araçlarına” rağmen İsrail’in Filistin’de yaptığı gibi soykırım boyutunda bir suç işlediğine henüz tanık olmadık.
Hollywood “masalarını” atlayın. Gözümüzün önündeki somut verilerle konuşalım. Tıpkı şeytanlaştırılmış Kuzey Kore gibi Tahran da, bugüne kadar 4.000 çocuğu öldüren, Birleşmiş Milletler binalarını, hastaneleri, okulları, camileri ve kiliseleri vuran Tel Aviv’e kıyasla uluslararası hukuka çok daha duyarlı.
İran’ı, nükleer silah kullanmış tek ülke olan ve dünyanın kimsenin kullanmasını engellemek için gergin olduğu ABD ile kıyaslamıyorum bile.
Evet Zakharova tepkisinde tamamen haklı. Uluslararası kuruluşlar nerede? UAEK nerede? Denetçiler nerede?
BM’den Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) kadar hiçbir uluslararası denetim mekanizmasını tanımayan bu tehlikeli şımarıklığı durdurmaktan medeniyetimiz aciz mi?