Hamas’ın 7 Ekim’deki geniş çaplı saldırısına tepki olarak İsrail’in gerçekleştirdiği toplu katliamlar hem bölgede hem de dünyada büyük tepkiye neden oldu. İsrail’in saldırıları her türlü savaş suçunu işlemeye devam ederken, İsrail’e koşulsuz destek veren bazı Batılı devletler bile İsrail’e zulmüne son vermesi çağrısında bulunmaya başladı.
Büyük ölçüde İsrail’in ağır kayıplarının ve Katar’ın uzun süredir devam eden arabuluculuk faaliyetlerinin etkisiyle ABD’nin müdahalesi meyvesini verdi ve İsrail ile Hamas arasında şiddetin durdurulması konusunda anlaşmaya varıldı. Geçtiğimiz Salı günü bir anlaşmaya varıldı. Taraflar anlaşmayı Çarşamba günü duyurdular ve Cuma günü uygulamaya başladılar.
Ateşkesin kapsamı
Katar Emirliği’nin arabuluculuğunda İsrail ve Hamas, “esir değişimi” ve dört günlük “ateşkes” konusunda önemli bir anlaşmaya vardı. İsrailli yetkililerin medya kuruluşlarına aktardığı ve Hamas yetkililerinin de doğruladığı bilgilere göre, Hamas’ın elindeki 240 kişilik İsrailli gruptan 50 İsrailli kadın ve çocuğu serbest bırakması karşılığında İsrail, cezaevlerinde tutulan 150 Filistinli kadın ve çocuğu serbest bırakacak. İşgal güçleri tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden.
İsrail, Gazze Şeridi’nin tamamındaki tüm askeri faaliyetlerini durduracağını, ateşkes süresince kimseye saldırmayacağı veya tutuklamayacağını, saldırılardan kaçan Filistinlilerin barındığı Salahuddin Caddesi boyunca hareket özgürlüğü sağlayacağını ve insani yardım TIR’larına izin vereceğinin sözünü verdi. Gazze’ye girmek. Ayrıca İsrail’in Gazze’nin kuzeyinden güneyine doğru hava trafiğini günde altı saat süreyle tamamen durdurması kararlaştırıldı. Ayrıca Katarlı yetkililer, Uluslararası Kızılhaç Örgütü’nün Gazze’ye giderek tutukluların serbest bırakılması sürecine yardımcı olacağını duyurdu.
Büyük diplomatik başarıya imza atan Katarlı yetkililer, anlaşmanın cuma günü yürürlüğe gireceğini duyurdu. Varılan anlaşmaya göre Hamas yavaş yavaş esirlerini serbest bırakmaya başladı. Buna göre Hamas günde 12-13 esiri serbest bırakmaya başladı; ilk grup Cuma öğleden sonra serbest bırakıldı.
Hamas’ın her 10 İsrailli tutukluyu serbest bırakması karşılığında ateşkes bir gün daha uzatılabilir. Dolayısıyla ateşkesin süresinin uzatılması mümkün. Hamas geçtiğimiz günlerde ateşkesi uzatmaya hazır olduğunu açıkladı. Ancak İsrail bunu yapmaktan çekiniyor. Bunun yerine İsrail, ateşkesin günlük olarak uzatılmasından yana olduğunu açıkladı. Görünüşe göre her iki taraf da ateşkesin uzatılmasıyla ilgileniyor.
Ateşkes gerçekte ne anlama geliyor?
İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes kararı olumlu bir adım olarak nitelendirilebilir. Genel anlamda dört farklı yönün ve bakış açısının ön plana çıktığı görülmektedir. Öncelikle Gazze’deki Filistinliler için İsrail saldırılarının ve vahşetinin geçici de olsa durması önemlidir. Bu dönemde Mısır üzerinden yapılan insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması Gazzelilerin durumunun geçici de olsa iyileşmesine olanak tanıyacaktır. Gazze’de insanlar şiddetli açlıkla karşı karşıya olduğundan, gıda ve diğer yardım malzemelerini taşıyan kamyonların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, daha büyük bir insani krizin önlenmesini sağlayacaktır. Hastanelerin yıkıldığı, hasta ve yaralıların tedavi edilemediği Gazze’de on binlerce insana tıbbi malzeme ve yakıt ulaştırılması özellikle hayati önem taşıyor.
Yedi haftadır devam eden ağır bombardımanın durdurulması ve giderek dayanılmaz hale gelen insani durumun iyileştirilmesi fırsatının ortaya çıkması da hayati önem taşıyor. Günde 200 yardım malzemesi ve 4 akaryakıt kamyonunun bölgeye girişi, büyük ölçüde dış yardıma bağımlı olan Gazzelilerin gıda, yakıt, enerji ve su ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayarak insani durumu önemli ölçüde iyileştirecek.
İkincisi İsrail tarafına baktığımızda beklentilerin çok farklı olduğunu görüyoruz. Ulaşılan ateşkes bazıları tarafından “insani duraklama” olarak nitelendirilse de İsrailli yetkililer saldırılarına aynı şekilde devam edeceklerini duyurdu. Bu bağlamda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ateşkesin hemen ardından hedeflerine ulaşana kadar saldırılara devam edeceklerini açıkladı. İsrail devlet televizyonu KAN ise farklı bir açıklama yaparak ateşkesle ilgili yorum yaptı. İsrail televizyonuna göre İsrail, Gazze’nin güney bölgelerine girmek için bu aralığa ihtiyaç duyduğu için bu anlaşmaya vardı.
Öte yandan uluslararası gözlemciler, yıpranan İsrail ordusunun toparlanması için bu molaya ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Dolayısıyla birçok uluslararası gözlemci, İsrail’in ateşkesi kabul etmesinin temel nedeninin İsrail’in nispeten ağır kayıpları olduğu konusunda hemfikir. İsrail’in masaya gelmesinin prensipte başka bir yolu olmadığı dikkate alındığında son tez doğru görünüyor.
Üstelik İsrail tarafında Netanyahu Hükümeti’nin imajını iyileştirme fırsatı da ortaya çıkacak. İsrail halkı olayların başından beri Hamas’ın elinde bulunan İsraillilerin serbest bırakılmasını bekliyor ve talep ediyor. İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasının İsrail hükümetine yönelik eleştirileri azaltacağı ve İsrail’in askeri saldırıları daha kolay başlatmasına yol açacağı bekleniyor.
Üçüncüsü, geçici ateşkes, İsrail’e koşulsuz destek sağlayan Batılı devletlere yönelik eleştirileri de azaltabilir. İsrail saldırıları devam ederken dünya kamuoyu haklı olarak İsrail’in arkasındaki güçleri, yani Batı’yı eleştirmektedir. Bu nedenle Batılı devletler de İsrail’in doğrudan veya dolaylı müdahalelerde bulunarak saldırıları durdurmasını istiyor. İsrail’in katliamlarına karşı ses çıkaramayan Batılı devletler, İsrail’in suç ortakları olarak anılmalarının ulusal çıkarlarına giderek daha fazla zarar vermesi nedeniyle saldırı süresinin kısa tutulmasını bekliyor. Sonuçta kendilerini “barış yapıcı aktörler” olarak göstermemek için ateşkesi savunacaklar.
Dördüncüsü, Türkiye, Çin, Rusya, Avustralya, Kolombiya ve Körfez ülkeleri gibi Batılı ve Batılı olmayan birçok devlet, Filistin’deki insani trajedinin sona ermesi için kalıcı ateşkes çağrısında bulunuyor. Birleşmiş Milletler ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) gibi uluslararası kuruluşların yetkilileri de atılan adımların olumlu ancak yetersiz olduğunu açıkladı. Bu gruptaki aktörlerin çoğunluğu, şu ana kadar yaşananların uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini dikkate alarak çatışma ve şiddete son verilmesi çağrısında bulunuyor. Hatta mümkünse son gelişmeleri fırsata çevirerek İsrail-Filistin sorununun çözümüne yönelik somut adımlar atılmasını istiyor ve bekliyorlar.