Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in desteklediği “Sıfır Atık İyi Niyet Bildirgesi” girişiminin ardındaki küresel ivmenin önemine dikkat çekti. Anadolu’nun kadim öğretilerinden kaynaklanan bu harekete artan uluslararası katılımın, kültürel zenginliğin korunmasının hayati bir unsuru olduğunu vurguladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Salı günü Cumhurbaşkanlığı Milli Kütüphanesi’nde düzenlenen 10. Uluslararası Türk Halk Kültürü Kongresi’ne katılan Erdoğan, Türk halk kültürüyle ilgilenen yerli ve yabancı 230’un üzerinde uzman, araştırmacı ve bilim insanına hitap etti. Kongrede Türkiye’nin kültürel mirasının keşfedilmesi ve gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması amaçlandı.
Adresinde, First Lady, Türk ulusunun gücünün derin kültürel mirasında bulunduğunu vurguladı. Geçmişten gelecek kuşaklara aktarılan mirasın korunması için çeşitli projelere imza atıldığının altını çizdi.
Erdoğan, yapılan araştırmaların tüketim odaklı yaşam tarzının iklim krizine ciddi katkı sağladığını gösterdiğine dikkat çekti. Anadolu’nun, artık kumaşlardan yama işinin yaygın bir ev uygulaması olduğu, onarımların çöpe atmak yerine tercih edildiği ve gereksiz ürünlerin komşular arasında paylaşıldığı, doğa dostu bir varoluşu sürdürmeye yönelik tarihi pratiğinin altını çizdi. Barınma, beslenme, giyinme gibi ihtiyaçların yerelden karşılandığını vurgulayan Erdoğan, bu kadim yaklaşımın, doğayı düşman değil dost sayan bir anlayıştan kaynaklandığını kaydetti.
Sıfır Atık Projesi’nin bu anlayışın bir sonucu olduğunu vurgulayan Erdoğan, projenin Türkiye’de ortaya çıktığını ve BM desteğiyle küresel ölçeğe çıktığını vurguladı. Türkiye geçen yıl projeyi BM Genel Kurulu’na sundu ve 105 ülkenin desteklediği sıfır atık kararı oybirliğiyle kabul edildi. Sonuç olarak 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi ve BM Sıfır Atık Danışma Kurulu oluşturuldu.
Erdoğan konuşmasında İsrail saldırıları karşısında Gazze halkının içinde bulunduğu zor duruma da değinerek, Filistin topraklarında devam eden zulümlere karşı hakikati ve adaleti savunma kararlılığını bir kez daha teyit etti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kongrede Türk halk kültürünün tarihi, çağdaş ve geleceğe dair yönlerini ele aldı. Semazenlere benzer bazı kültürel değerlerin mutlaka korunması gerektiğini vurgulayan Ersoy, kültürel konularda koruma ve yaşatmanın büyük önem taşıdığını vurguladı. Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki 21 giriş ve Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde 30 unsurla durdu ve ülkenin kültürel mirasını koruma taahhüdünün altını çizdi.
Adreslerin ardından Bakan Ersoy, First Lady’e Yaşam Ağacı motifini içeren bir tablo sundu. Daha sonra Erdoğan ve Bakan Ersoy, kongrenin Bilim ve Değerlendirme Kurulu üyelerine plaketlerini takdim etti ve toplu fotoğrafla anısını kutladı. Erdoğan, kongre kapsamında özel olarak hazırlanan, Anadolu’da sürdürülebilir geçim konularına odaklanan sergiyi gezdi. Sergide, sıfır atık projesi ilkeleriyle uyumlu olarak Anadolu’nun tarihi çağlardan günümüze uzanan kadim kültürüne yerleşmiş sürdürülebilirlik teması vurgulandı.
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in desteklediği “Sıfır Atık İyi Niyet Bildirgesi” girişiminin ardındaki küresel ivmenin önemine dikkat çekti. Anadolu’nun kadim öğretilerinden kaynaklanan bu harekete artan uluslararası katılımın, kültürel zenginliğin korunmasının hayati bir unsuru olduğunu vurguladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Salı günü Cumhurbaşkanlığı Milli Kütüphanesi’nde düzenlenen 10. Uluslararası Türk Halk Kültürü Kongresi’ne katılan Erdoğan, Türk halk kültürüyle ilgilenen yerli ve yabancı 230’un üzerinde uzman, araştırmacı ve bilim insanına hitap etti. Kongrede Türkiye’nin kültürel mirasının keşfedilmesi ve gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması amaçlandı.
Adresinde, First Lady, Türk ulusunun gücünün derin kültürel mirasında bulunduğunu vurguladı. Geçmişten gelecek kuşaklara aktarılan mirasın korunması için çeşitli projelere imza atıldığının altını çizdi.
Erdoğan, yapılan araştırmaların tüketim odaklı yaşam tarzının iklim krizine ciddi katkı sağladığını gösterdiğine dikkat çekti. Anadolu’nun, artık kumaşlardan yama işinin yaygın bir ev uygulaması olduğu, onarımların çöpe atmak yerine tercih edildiği ve gereksiz ürünlerin komşular arasında paylaşıldığı, doğa dostu bir varoluşu sürdürmeye yönelik tarihi pratiğinin altını çizdi. Barınma, beslenme, giyinme gibi ihtiyaçların yerelden karşılandığını vurgulayan Erdoğan, bu kadim yaklaşımın, doğayı düşman değil dost sayan bir anlayıştan kaynaklandığını kaydetti.
Sıfır Atık Projesi’nin bu anlayışın bir sonucu olduğunu vurgulayan Erdoğan, projenin Türkiye’de ortaya çıktığını ve BM desteğiyle küresel ölçeğe çıktığını vurguladı. Türkiye geçen yıl projeyi BM Genel Kurulu’na sundu ve 105 ülkenin desteklediği sıfır atık kararı oybirliğiyle kabul edildi. Sonuç olarak 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi ve BM Sıfır Atık Danışma Kurulu oluşturuldu.
Erdoğan konuşmasında İsrail saldırıları karşısında Gazze halkının içinde bulunduğu zor duruma da değinerek, Filistin topraklarında devam eden zulümlere karşı hakikati ve adaleti savunma kararlılığını bir kez daha teyit etti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kongrede Türk halk kültürünün tarihi, çağdaş ve geleceğe dair yönlerini ele aldı. Semazenlere benzer bazı kültürel değerlerin mutlaka korunması gerektiğini vurgulayan Ersoy, kültürel konularda koruma ve yaşatmanın büyük önem taşıdığını vurguladı. Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki 21 giriş ve Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde 30 unsurla durdu ve ülkenin kültürel mirasını koruma taahhüdünün altını çizdi.
Adreslerin ardından Bakan Ersoy, First Lady’e Yaşam Ağacı motifini içeren bir tablo sundu. Daha sonra Erdoğan ve Bakan Ersoy, kongrenin Bilim ve Değerlendirme Kurulu üyelerine plaketlerini takdim etti ve toplu fotoğrafla anısını kutladı. Erdoğan, kongre kapsamında özel olarak hazırlanan, Anadolu’da sürdürülebilir geçim konularına odaklanan sergiyi gezdi. Sergide, sıfır atık projesi ilkeleriyle uyumlu olarak Anadolu’nun tarihi çağlardan günümüze uzanan kadim kültürüne yerleşmiş sürdürülebilirlik teması vurgulandı.