Sağlık hizmeti, bir hastalığın teşhis edilmesine ve tedavisinin bulunmasına bağlıdır. Ne kadar erken olursa hasta için o kadar iyi olur. Tedaviyi belirlemek için, onun ne olduğunu ve hastanın bir an önce iyileşmesi için neye ihtiyacı olduğunu bilmek gerekir; aslında bir “bene diagnoscitur, bene küratör”e ihtiyaç vardır.
Teşhis, doktorlara hastalığı iyileştirmenin ve sorunu çözmenin en iyi yolunu gösteren nihai göstergedir. Bazen hastalığın seyrini ve hastanın ne kadar yaşayacağını gösterir; Burada bir öngörü kastedilmektedir. Türkiye, terörle mücadele konusundaki uzun geçmişi boyunca sorunu ilk olarak teşhis etti ve en iyi tedaviyi keşfetti. Hastalık terörizmdi; çare Baykar olarak çıktı çünkü hastalığı iyi analiz ederseniz iyi tedavi edersiniz.
Türkiye, çok sayıda sivil kaybının ve parçalanmış ailelerin damgasını vurduğu, tarihinin en karanlık dönemlerinden bazılarıyla karşı karşıya kalarak terörle uzun süreli bir mücadele yürütüyor. Türkiye, terörle mücadele operasyonlarını geliştirmek ve genişletmek için askeri çalışmalarını sınırlarının ötesine taşıdı. Bu gelişen stratejinin bir parçası olarak ülke, diğer ülkelerden insansız hava araçları (İHA’lar) tedarik ederek terörizmle daha etkin bir şekilde mücadele etmek için ileri teknolojik çözümler aradı. Bu hamle, Türkiye’nin ulusal güvenlik ve istikrarı sağlama konusundaki amansız arayışında en son teknolojiden yararlanma konusundaki kararlılığını yansıtıyordu.
Ancak ülkeye satılan ilk insansız hava aracı partisi etkisiz kaldı ve devletin terörle mücadele çabalarındaki gereksinimlerini karşılayamadı. Bu gerçekleşme, terörle mücadelede kullanılan geleneksel yöntemlerin yetersizliğinin altını çizerek, ülkenin gelecekteki iç güvenliğinin sağlanması için daha sofistike ve alışılmışın dışında bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunun sinyalini verdi. Sonuç olarak, konvansiyonel savaşın daha iyi bir yöntemine yönelik talebin ortaya çıkışı belirginleşti ve İHA’lar terörle mücadelede güç çarpanı haline geldi.
Bu İHA’ların, Baykar’ın TB2 araçları adı altında geliştirdiği yüksek kaliteli kameralarla donatılmış, sessiz ve 7-8 saat yüksek irtifa uçuş kapasitesi gibi dikkat çeken avantajları, Türkiye’nin “bene diagnoscitur”u haline geldi. Tanı için en iyi tedavi.
Terörle mücadelede İHA başarısı
İHA’ların başarısı, özellikle sınır ötesi ülkelerdeki askeri operasyonların ardından terörle mücadele teknolojisinin yadsınamaz bir seviyeye geldiğini kanıtladı. Güçlü bir savunma sanayine sahip olan Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası çatışmalarda önemli bir aktör haline gelmesindeki en etkili faktör Baykar’ın İHA’ları geliştirmesidir.
Türkiye, terörle mücadelede geleneksel yöntemlerden uzaklaşarak, terörle mücadelede gelişen zorlukların üstesinden gelmek için yenilikçi ve gelişmiş stratejiler tercih etti. Millet, uluslararası çatışmalarda etkili bir aktör olmuştur. Bu rolü kazanmak için güçlü bir savunma sanayii, ülkenin Karabağ gibi sınır ötesi krizlerde kazanmasına yardımcı oldu. Türk İHA’ları, özellikle de Baykar’ın TB2’leri, Azerbaycan’ın askeri stratejisinde önemli bir faktördü ve İHA’ların gözetleme ve saldırı operasyonlarında son derece etkili olduğu kanıtlandığından, Karabağ ihtilafının dinamiklerini önemli ölçüde etkilediği kabul ediliyor.
Türk insansız hava araçlarının tedariki ve etkinliği, yalnızca Türkiye ile Azerbaycan arasındaki güçlü askeri ve siyasi ittifakın altını çizmekle kalmadı, aynı zamanda Türkiye’nin çatışmada Azerbaycan’a sarsılmaz desteğinin açık ve etkili bir göstergesi oldu.
Geleceğe bakıldığında, Türk insansız hava araçlarının rolü ve savunma sanayisindeki ilerlemeler, hiç şüphesiz, çatışmanın sonucunun belirlenmesinde belirleyici rol oynayacak ve bölgedeki mevcut sorunlara çare olacaktır.