Pazar günü yapılacak yerel seçimlerin Türk siyasetini ne ölçüde etkileyeceği henüz belli değil. Makro-politik dinamikler açısından Türkiye’de siyasetin ana kalıplarının değişmesi beklenmiyor. Yerel seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde dört yıldan fazla bir süre var.
Erdoğan’ın bu dört yıllık süreçte birinci önceliğinin ekonomik toparlanma olacağı kesindir. Çünkü Türkiye ekonomisinde bir süredir işler yolunda gitmiyor ve enflasyonu dizginlemeye yönelik ciddi adımlar atılmasına rağmen gerçek anlamda bir düşüş sağlanamıyor. Türkiye gıda enflasyonunun en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Ayrıca faiz oranları yüksek kalmaya devam ederken, Türk lirası yabancı para birimleri karşısında sürekli değer kaybediyor. Bu nedenle sürdürülebilir kalkınma modelinin kurularak ekonominin canlandırılması, toplumsal refahın artırılması ve yüksek büyüme oranlarına ulaşılması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncelikleri arasında yer alıyor.
Dış politikada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceliği, belirsizlik koşullarında ve kırılgan bölgesel güvenlik ortamında Türkiye’nin ulusal çıkarlarını korumak için bölgesel aktörlerle iyi ilişkiler sürdürmektir. İsrail dışında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin askeri gücünü pekiştirmeye dayalı aktif diplomasisi, caydırıcı güvenlik politikası ve savunma sanayii politikalarında başarılı olduğu açıktır. Dolayısıyla yerel seçimler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makro politikalarını değiştirmesi açısından herhangi bir risk oluşturmuyor. Yerel seçim sonuçları da Türkiye’nin temel siyasi dinamiklerinde önemli bir değişikliğe yol açmayacak.
Muhalefet partileri
Türkiye genelinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet arasında 2023 genel seçimleri konusunda varılan uzlaşmanın bozulmasından oldukça memnun görünüyor. Çünkü ittifakın iki önemli üyesinin başkanları arasında hararetli bir tartışma yaşanıyor. Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 2023 seçimlerinde yenilgiye uğradı ve ardından 13 yıldır Erdoğan’a karşı seçimlerde başarısız olan liderinin yerini aldı. Ancak yeni başkan görevine tam anlamıyla adım atmakta zorlandı.
CHP’yi dönüştürmeyi başaramadı ve taraftarlarını yabancılaştırdı. Yerel seçimlerde diğer partileri Cumhur İttifakı’na karşı ittifak yapmaya ikna edemedi. Üstelik, özellikle CHP’nin bir kez daha İstanbul adayı olan hırslı Ekrem İmamoğlu’na kıyasla, bulunduğu konumda yalnızca yer tutucu olduğu algısını güçlendirdi.
İmamoğlu, partisinin genel stratejisinin dışında, PKK’nın siyasi uzantısı olarak faaliyet gösteren ve gayri resmi adıyla Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Partisi) olarak bilinen Yeşil Sol Parti (YSP) ile İstanbul’da işbirliği yaptı ve muhtemelen gizlendi. Partisiyle işbirliğinin çerçevesi. İmamoğlu da Genel Başkan Özgür Özel’e hak ettiği saygıyı göstermedi ve liderliğini pekiştirmek yerine CHP’nin genel başkanlığını üstlendi. Özel’in alanını olabildiğince daralttı ve onu İstanbul seçim sürecinin dışında bıraktı.
Böylece kendi siyasi alanını yaratarak Özel’e karşı CHP’nin lideri imajını güçlendirmeye çalıştı. Bunu yaparken geniş bir medya alanını finanse etti ve kendisine sadık bir söylemsel çerçeve inşa etti. İmamoğlu, İstanbul seçimlerini kazanarak hem CHP içinde kendisini güçlendirmek hem de Erdoğan’a karşı muhalefeti kendi adaylığı etrafında birleştirerek bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığını güvence altına almak istiyor.
Bu nedenle tüm sorunlara rağmen İstanbul seçim kampanyasını projeleriyle değil polemiklerle yürütmeyi tercih etti. İmamoğlu’na meydan okuyan Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum’a hakikat sonrası siyaset diliyle cevap vermeye çalıştı.
Diğer muhalefet partileri ise kendi adaylarını ortaya koymalarına rağmen 2023’te elde ettikleri seçmen katılımını ve destek tabanını korumakta zorlandılar. YSP, Türkiye’nin doğu ve güneydoğu illerinde kendi aday listesini sunmayı tercih ederken, batı illerinde CHP’ye meydan okumadı. Bağımsız temsil konusunda tabandan gelen baskılara rağmen YSP sonuçta CHP’nin yanında yer aldı ve yalnızca PKK’nın dağ grubundan etkilenen nominal adaylar sundu. Bu strateji İmamoğlu’nu İstanbul’daki milliyetçi seçmenler karşısında riskli bir duruma soktu ve Kürtlerin oylarını güvence altına almak için muğlak bir yaklaşım benimsemesine yol açtı.
Mayıs 2023 seçimlerinde CHP’nin önemli müttefiklerinden biri olan İyi Parti (İP), bağımsız aday çıkararak fark yaratmaya çalıştı. Ancak kampanyada yeterli ivmeyi sağlayamadı ve muhtemelen oy beklentilerini karşılayamayacak, tabanının önemli bir kısmını İmamoğlu’na bırakacak.
Yerel seçimler sonucunda hem YSP hem de IP’nin Türk siyasetindeki nüfuzunun azalacağı görülüyor. YSP, Erdoğan karşıtlığı üzerinden ana muhalefet için bir destek mekanizması olmaya hazırlanırken, IP daha önceki başarısını tekrarlamakta zorlanabilir. Diğer muhalefet gruplarının da arzularının gerisinde kalan sonuçlarla karşılaşması muhtemeldir.
Halk İttifakının gücü
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Cumhur İttifakı açısından durum muhalefete göre çok daha parlak görünüyor. AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ortaklıklarını üç sütunda güçlendirmiş görünüyor. Siyasi söylemde nüanslar olsa da ortak dilin korunmasına oldukça dikkat ediyorlar. Her iki parti de siyasi uygulamalar açısından aynı çizgidedir. MHP, iç ve dış politika konularında hükümetin politikalarına güçlü destek sağlıyor. Daha da önemlisi her iki partinin seçmen tabanında bir “sosyolojik entegrasyon” var. Bu birlik büyük olasılıkla Cumhur İttifakı’nın bazı büyük şehirleri CHP’den geri almasına ve önümüzdeki dört yıl boyunca ittifakı daha da sağlamlaştırmasına olanak tanıyacak. Ancak bunun olabilmesi için Cumhur İttifakı’nın İstanbul’u yeniden kazanması gerekiyor.
Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum, üç ay süren seçim kampanyasını İstanbul’un önemli sorunlarına odaklanarak ve çözüm önerilerini açıklayarak geçirdi. Kampanyasını “sadece İstanbul” sloganı üzerine kurdu ve İmamoğlu’nu İstanbul’a odaklanmadığı için eleştirdi. Büyük ölçüde başarılı oldu ve İmamoğlu’nun önceliğinin İstanbul olmadığını göstermeyi başardı. İmamoğlu’nun toplumsal algısının şekillenmesinde oldukça etkili oldu. Seçimi kazanacağı yönünde bir senaryo var.
İstanbul yerel seçimlerde önemli bir şehir olacak ve muhtemelen muhalefetin siyasi yolculuğunu kolaylaştıracak. Bunun muhalefet saflarında önemli bir iç çekişmeye yol açması ve yeni bir iç çatışma aşamasının habercisi olması bekleniyor.