Türkiye’de Pazar günü yapılan belediye seçimleri ülkenin demokratik olgunluğunun altını çizdi. Siyasi rekabetin sonucunun sandıkta belirlenmesi, ülkedeki demokratik konsolidasyonun bir başka tezahürüydü. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 78,55 seçmenin katıldığı seçimde yüzde 37,76 oy alarak 14 büyükşehir belediyesi ve 21 ilde birinci oldu.
CHP’nin ilave seçmen kazanmaması hemen dikkat çekti. Bunun yerine katılım oranı oldukça düşüktü ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) bazı destekçilerini kaybetmiş görünüyor. Bunun sonucunda CHP seçmeni sayısı 3,3 milyon artarken, AK Parti seçmeni 4,2 milyon azaldı.
Açıkçası, muhalefetin “taban ittifakı” stratejisi, gayri resmi olarak Halkların Demokratik Partisi (DEM Partisi) olarak bilinen Yeşil Sol Parti’nin (YSP) ve İyi Parti (İP) destekçilerinin çoğunluğunun CHP’ye oy vermesiyle büyükşehirlerde meyvesini verdi. bağlı adaylar. CHP tabanını sağlamlaştırmanın yanı sıra benzer düşüncedeki partilerden de güçlü bir destek aldı.
Seçim sonuçlarına göre Pazar günü yatırımlardan ve projelerden ziyade sosyal programların, adayların ve ekonomik zorluklara verilen tepkilerin daha büyük rol oynadığını söylemek mümkün. Yani CHP 2019-2023 yılları arasında muhalefet ittifakını farklı bir yöntemle de olsa sürdürdü. Bu anlamda CHP adayları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın etrafında oluşan ilgi ve propaganda ağları, benzer görüşteki siyasi partilerin ilgili tabanlarıyla başarılı bir şekilde bağlantı kurdu.
Sonuçlar yeni bir gerçekliğe işaret ediyor
CHP’nin sadece metropollerde değil, Anadolu’nun göbeğindeki bazı muhafazakar kentlerdeki başarısı da bir kez daha yeni bir gerçeğe işaret ediyor. Nitekim CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sonucu “yeni bir siyasi iklimin kapısını aralayan” ve “tüm siyasi partiler için bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi. CHP’nin değişim vaat eden yeni liderliğinin bu olguyu uygun bir trende dönüştürüp dönüştüremeyeceğini zaman gösterecek.
Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini kazanan AK Parti, Pazar günü yüzde 35,48’e gerileyerek 12 büyükşehir ve 12 ili kazanarak ilk kez ikinci sırada yer aldı.
Yaklaşık 15 milyon kişinin ya katılmadığı ya da geçersiz oy kullandığı son seçimlerde hareket, seçmenlerden beklenmedik bir tepkiyle karşılaştı. Gözlemcilerin ders ya da ceza olarak nitelendirdiği bu tepkinin gerçek anlamı, detaylı çalışmalarla ortaya çıkacak. Bazı seçmenlerin, korona virüs salgınından bu yana yaşanan ekonomik zorluklardan (yüksek enflasyon ve emeklilerin endişeleri dahil) memnun olmadığı hemen akla geliyor.
Hatta AK Parti’nin Mayıs 2023 ile Mart 2024’ün faturalarını aynı anda ödemek zorunda kaldığı bile iddia edilebilir. Adayların seçimi (iç rekabetler ve diğer partilere katılan adaylar gibi), Yeni Refah Partisi’nin (YRP) performansı (%6,19) ve kampanya süreciyle ilgili net bir söylemin olmayışı gibi diğer bazı faktörler. Seçmenin iktidar partisine verilecek cezayı bir süre ertelediğini unutmayın.
‘Son değil’
Pazar akşamı seçim sonuçlarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart’ı “son değil, dönüm noktası” olarak nitelendirdi. Türk halkına gereken saygıyı göstererek demokrasinin erdemlerini kapsayıcı bir üslupla anlattı. Erdoğan, AK Parti’nin yaşananlardan ders çıkarıp kendisini güncellemesi gerektiğini de kabul ederek, “cesur bir özeleştiri” yapma sözü verdi. Yönetiminin hız kesmeden, erken seçim ihtimalini göz ardı ederek, tabanının ve AK Parti teşkilatının moralini yükseltmeye devam edeceğini söyledi.
AK Parti’nin dönüm noktası, CHP’nin ise milat olarak nitelendirdiği belediye seçimi, Türk siyasetinin özellikle 2028 yılına kadar hareketli olacağına işaret ediyor. AK Parti, kendisini başarılı bir şekilde güncelleyebilir ve gelir dağılımını iyileştirebilirse, hoşnutsuz seçmenini geri kazanabilir. düşük gelirlilere yardım edin. CHP’nin de kazanımlarını sağlamlaştırabilmesi için artık daha ağır bir siyasi yük taşıması gerekiyor.