Türkiye’de 31 Mart’ta yapılan son yerel seçimlerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oyların yüzde 52’sini alarak zafer kazandığı 10 ay önce yapılan seçimlere kıyasla siyasi ortamda gözle görülür bir kopuş ortaya çıktı.
Seçmen bu kez yerel yönetimde ana muhalefet olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) büyük oranda destek verdi. CHP, 2019 seçimlerinde yaklaşık 14 milyon (%30) oy almasına rağmen desteğini önemli ölçüde artırdı ve son seçimlerde 17 milyonun üzerinde (%38) oy topladı. Sonuç olarak parti, 35 ilde belediye başkanlığını başarıyla üstlendi; özellikle kıyı bölgelerde üstünlük sağladı ve İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirler üzerindeki kontrolünü elinde tutmayı başardı.
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ise tam tersine bir gerileme yaşadı ve 2002’den bu yana kazandığı galibiyet serisini sürdürerek seçimlerde ikinci sırayı aldı. AK Parti, yaklaşık 16,3 milyon oyla (%36) zaferi CHP’ye kaptırdı. Buna rağmen 24 ilde belediye kazanmayı başardı.
AK Parti’nin Karadeniz kıyısındaki Trabzon’un yanı sıra Konya, Kayseri ve Erzurum gibi büyük şehirleri ele geçirmesiyle iç bölgelerde de kayda değer bir değişim yaşandı. AK Parti, 2019 seçimlerini 20,5 milyon oy ve belediye seçimlerinde yüzde 45 oy oranıyla kazanmasına rağmen bu kez daha rekabetçi bir tabloyla karşı karşıya kaldı.
Birkaç ay önce altı partili koalisyon karşısında ülke yönetimini Erdoğan’a emanet eden seçmen, yerel seçimlerle ekonomiyi ön planda tutarak hükümete net bir mesaj verdi. Çünkü Erdoğan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı katı ekonomik program sonrasında seçim öncesi emekli maaşı artışı taleplerini karşılayamadı.
Emeklilerin seçim değişimi
Türkiye’de ağırlıklı olarak AK Parti’ye eğilimli oldukça büyük bir emekli seçmen grubu bu seçimde CHP’ye bağlılığını değiştirmedi. Bunun yerine hoşnutsuz emekliler, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde AK Parti ile ittifak kuran ancak bu seçimlerde bağımsız aday çıkaran Yeni Refah Partisi’ne (YRP) yöneldi. Kampanya döneminde İsrail’e yönelik daha sert yaptırımları savunarak AK Parti tabanına başvuran YRP, yaklaşık 3 milyon oy toplayarak iki ilin belediye başkanlığını kazandı.
Yıllar sonra ender bir seçim başarısı yakalayan muhalefet, 3 milyon oyunun yarısından fazlasını Mayıs 2023 seçimlerinde ittifak kurduğu laik milliyetçi İyi Parti’den (İP) aldı. Artık dağılmanın eşiğinde olan IP’nin oy payı 2019 seçimlerinde 3,5 milyondan 2024 seçimlerinde 1,7 milyona düştü. Ayrıca, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) devamı olan ve gayri resmi adıyla Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) olarak bilinen PKK yanlısı Yeşil Sol Parti’nin (YSP) oylarının yarısı CHP’ye kaydı.
Şimdi Türkiye’yi seçimsiz dört yıl bekliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu süre zarfında ülkenin temel sorunu olan ekonomiye odaklanacak. Piyasalar belirsizliğin ortadan kalkmasına olumlu tepki verdi. Dolar sabit kalırken borsa yükseliyor.
Bu arada muhalefet yerelde galip gelse bile emanet ettiği oyları 2028 seçimlerine kadar korumaya çalışacak. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in erken seçime karşı duruşu bu sefer daha uzun vadeli ve akılcı bir strateji izlediklerini gösteriyor.
Müslüman ülkelerin de aralarında bulunduğu “Batı medeniyeti”, Ramazan ayı öncesinde Gazze halkına insani bir jest yaptı. ABD, Hollanda, Almanya, Mısır, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fransa hava kuvvetlerine ait uçaklar, Ürdün’ün başkenti Amman’ın doğusundaki askeri hava üssünden havalandı. 14 uçaktan oluşan filo Gazze’ye 10 ton yardım ulaştırdı. Sandıklarda un, şeker, pirinç, fasulye, bakliyat, yağ ve içme suyu bulunuyordu.
Dünyanın “toplu çılgınlığın” pençesine düştüğü dönemlerde bile medeniyet adına böyle bir rezalete tanık olunmamıştır.
Gerçekten de İsrail’in soykırımı, Güney Afrika’nın Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) görülen soykırım davasında kayıtlara geçmemiş mi? Peki bu olup biten nedir? Soykırım mağdurlarına uçakla ulaşmak, başlarına yiyecek düşürmek, bu nasıl bir çaresizliktir?
Yaptıklarının Auschwitz’e havadan yiyecek ve su bırakmak arasında bir farkı var mı?
İnsanlığımızdan utanıyoruz.