Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Irak’a bir günlük resmi ziyarette bulundu. Kendisine, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Enerji Bakanı Alpaslan Bayraktar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile aralarında bulunduğu geniş bir heyet eşlik etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok sayıda üst düzey Türk yetkili de eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlık görevi sırasında 2011’den bu yana Irak’a ilk resmi ziyaretini gerçekleştirmek üzere Bağdat’a geldi. Kendisini, Bağdat Uluslararası Havalimanı’nda Irak Başbakanı Mohammed S. Al Sudani tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. İlk olarak ikili ve bölgesel konuları görüşmek üzere Iraklı mevkidaşı Abdel Latif Rashid ile bir araya geldi. Daha sonra Başbakan Al Sudani ile görüşmelerde bulundu. Gezi programını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ın kuzeyini kontrol eden yarı özerk Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) başkenti Erbil’i de ziyaret ederek, burada IKBY lideri Neçirvan Barzani ve diğer liderlerle görüştü.
Farklı konularda 24 mutabakat zaptı (MoU) imzalanması dikkate alındığında, her iki taraftan yetkililer ziyareti Türkiye-Irak ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak değerlendirdi. Ziyaretin iki komşu ülke arasındaki çok yönlü bağları geliştirmesi bekleniyor.
Ziyaretin odak noktaları
Bu ziyaretin birkaç önemli yönü var. Bu görüş yazısında iki ülke arasındaki önemli konulara kısaca değineceğim. Her şeyden önce bu, Türk liderin Arap Baharı sonrası dönemde gerçekleştirdiği ve derin bir sembolik ağırlık taşıyan ilk ziyarettir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ikinci olarak Bağdat ve Erbil’i ziyaret ederek IKBY merkezi hükümetinin yetkilileriyle görüştü. Türkiye-Irak ilişkilerinin gelişmesindeki en önemli unsurun Bağdat-Erbil ilişkileri olması nedeniyle Türkiye, Bağdat-Erbil arasında dengeli bir duruş sergilemeye çalışmaktadır. Merkezi hükümet ile IKBY arasındaki ilişkiler ne kadar çatışmalı olursa, Türkiye ile Irak arasındaki işbirliği de o kadar az olacaktır. Bu nedenle Türkiye, iki hükümet arasındaki sorunların çözümüne katkıda bulunmak istiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’nın, etnik ve mezhepsel kökenlerine bakılmaksızın, Şii ve Sünni Araplar, Kürtler, Türkmenler ve gayrimüslimler de dahil olmak üzere Irak’ın tüm nüfusuyla işbirliği ilişkileri içinde olduğunun altını çizdi. Böylece Türkiye, Irak’a yönelik her şey dahil perspektifini teyit etmiş oldu.
Üçüncüsü, Türkiye ve Irak, geçtiğimiz Mart ayında Irak merkezi hükümeti tarafından Irak sınırları içinde yasadışı örgüt olarak sınıflandırılan PKK’ya karşı ortak mücadele konusunda mutabakata vardı. Türkiye, Irak’ın bir adım daha atarak PKK’yı terör örgütü olarak tanımasını bekliyor. Irak bu beklentiyi karşılayamasa da iki ülke, kendilerini tehdit eden tüm terör örgütleriyle mücadele etmekte kararlı.
Dördüncüsü, Ankara ve Bağdat, Basra Körfezi iç bölgesini Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlamayı amaçlayan 17 milyar dolarlık (552,26 milyar TL) bir proje olan Kalkınma Yolu’nun hayata geçirilmesi için somut adımlar atmak amacıyla bir anlaşma imzaladı. Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de projeye desteklerini açıkladı. Bu projeye göre Irak hükümeti tarafından yapımı tamamlanmak üzere olan Grand Faw Limanı ile Türkiye’nin güneyindeki Ovaköy’deki sınır kapısı arasında otoyol ve demiryolu inşa edilecek.
İkili ticaret, savunma işbirliği
İki ülke ikili ticaret hacmini artırmaya kararlı. İki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi 20 milyar dolara ulaştı. Yeni hedef 50 milyar dolar. Türkiye, Irak devletinin yeniden inşasında belirleyici bir rol oynamaya istekli olduğunu beyan etti. Ekonomik ilişkilerin iyileştirilmesi, siyasi ve güvenlik ilişkilerine yayılma etkisi yaratacak ve stratejik ortaklığın kurulmasını kolaylaştıracaktır. Irak, bu hedefe ulaşmak için, pek çok çatışmada etkili olduğu kanıtlanmış Türkiye’nin ilk yerli insansız muharebe hava aracı (SİHA) Bayraktar TB2 ve ATAK Türk helikopterleri de dahil olmak üzere Türk savunma sanayii ürünlerini ithal etmek istiyor.
Ayrıca Türkiye ve Irak, iki ülke arasında son 10 yıldır atıl durumda olan Irak-Türk petrol boru hattının yeniden faaliyete geçirilmesini gözden geçirerek, Türkiye’ye ve uluslararası pazara petrol akışının başlatılmasını istiyor. Türkiye, merkezi hükümet ile IKBY’nin petrol ve gaz ihracatına ilişkin koşullar üzerinde anlaşmasını bekliyor.
Ayrıca iki ülke, bölgesel krizlerin çözümüne katkıda bulunma ve küresel konularda benzer pozisyonlar alma konusunda mutabakata vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya çapındaki Müslüman milletlere yardım için iki ülkenin ve diğer Müslüman ülkelerin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye ve Irak, Gazze’de devam eden soykırım konusunda aynı duyguları paylaşıyor.
Sonuçta Türkiye ve Irak, ziyaret sırasında imzalanan ve gelecekteki işbirliklerine zemin hazırlayacak anlaşmaların etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla ilgili bakanlıklar arasında çalışma komiteleri kurulması konusunda mutabakata vardı. İki taraf, çok boyutlu ilişkileri geliştirme ve ulusötesi terörle mücadelede işbirliğini güçlendirme konusunda mutabakata vardı. İki ülkenin toprak bütünlüğünün ve siyasi bağımsızlığının her türlü iç ve dış tehdide karşı korunması iki ülkenin en önemli önceliğidir.
Türkiye ve Irak birbirine muhtaç iki ülkedir. Her iki taraftaki liderlik, kendilerinin potansiyel olarak vazgeçilmez ortaklar olduğunun bilincindedir. Göreceli güçleri ve potansiyelleri göz önüne alındığında, Irak’ın Türkiye’ye, Türkiye’nin Irak’tan daha fazla ihtiyacı var. Türkiye, Irak güvenlik güçleri de dahil olmak üzere Irak devlet kurumlarına teknik, idari ve ekonomik destek sağlamaya hazırdır.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın da belirttiği gibi Türkiye, “Irak’ın iç çatışmalarla ilişkilendirilmesini istemiyor.” Irak merkezi hükümetinin kapasite ve kabiliyetinin geliştirilmesi, ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin temel ön şartı olduğundan, Türkiye, Irak’ın istikrarı için çalışmaya kararlıdır.