Afrika kıtası, ABD ile Rusya arasındaki rekabette gözle görülür bir artışa sahne oluyor. Her iki süper güç de, doğal kaynaklar açısından zengin ve potansiyel olarak büyük bir ürün ve hizmet pazarı olan bu stratejik bölgede nüfuzlarını güçlendirmenin ve çıkarlarını genişletmenin yollarını arıyor. Hem Moskova hem de Washington dünyadaki nüfuzlarını güçlendirmeye çalıştığı için burası jeopolitik rekabet için önemli bir arenadır. Afrika’daki Rusya-ABD rekabetinin iki kutuplu bir mücadele olmadığını, birçok faktörün etkileşim içinde olduğunu belirtmek gerekir.
Genel olarak, Afrika’daki Rusya-ABD rekabetinin kıta üzerinde karmaşık bir etkisi var. Bir yandan yatırımların artmasına ve zengin ülkelerden gelen yardımlara yol açabilir. Öte yandan bazı ülkelerde gerginliklerin ve çatışmaların artmasına da yol açabiliyor.
Afrika için Moskova ile Washington arasındaki rekabetin araçları askeri destek, mali yardım, diplomasi ve yumuşak güç arasında değişmektedir. Afrika ülkelerinin bir kısmı ötekileştirilmekten korkarken, bir kısmı da bu rekabetin kıtada bir Soğuk Savaş’a yol açmasından, bir kısmının süper güçlerden birine bağımlı hale gelmesinden korkuyor.
Dünya, Afrika kıtası da dahil olmak üzere çeşitli bölgelerde ABD nüfuzunun azalmasının bazı yönlerinin ortaya çıktığı uluslararası dinamiklerde dikkate değer bir değişime tanık oluyor. Belki de bu belirtilerin en göze çarpanı, ABD’nin kalkınma yardımlarındaki düşüş ve ABD’nin Asya ve Pasifik gibi diğer bölgelerdeki zorluklara daha fazla odaklanması nedeniyle Afrika meselelerine olan ilginin azalmasıdır. Bu, bazı ABD kuvvetlerinin Afrika’dan çekilmesine yol açarak, kıtadaki güvenlik sorunlarına çözüm bulma becerisine ilişkin endişeleri artırdı.
Uzun yıllar boyunca Amerika Birleşik Devletleri, mali, askeri ve siyasi yardım yoluyla Afrika’nın hakim gücü olarak kaldı. Ancak ABD’nin Afrika’daki askeri varlığı 2020’den bu yana dikkate değer değişikliklere tanık oldu. Bu değişiklikler, konuşlandırılan kuvvetlerin sayısında azalma ve hatta bazı ülkelerden geri çekilme ile karakterize edildi. Washington, 13 yıllık askeri varlığının ardından 2024 yılında kuvvetlerinin Nijer’den çekildiğini duyurdu. Geri çekilmenin Nijerya hükümetiyle yaşanan anlaşmazlıklar ve artan Amerikan karşıtı duygulardan kaynaklandığı belirtiliyor. ABD, 2020’den bu yana Somali’deki kuvvetlerinin sayısını önemli ölçüde azalttı. Şubat 2022’de, altı yıllık varlığının ardından özel kuvvetlerinin Burkina Faso’dan çekildiğini duyurdu. Geri çekilme, kötüleşen güvenlik durumu ve silahlı grupların artan etkisinden kaynaklanıyor. Ve 2022’de Washington, Mali’deki 20 yıllık varlığının ardından güçlerinin geri çekildiğini duyurdu.
Pentagon, Afrika hükümetlerinin taleplerine yanıt olarak ABD güçlerini geri çekmek zorunda kaldı. Bu talepler, Rusya’ya giderek yakınlaşan ve güvenlik bağlarını daha da yakınlaştıran bu ülkelerden Washington’la yıllar süren işbirliğinin ardından geliyor.
Bölgedeki Rus nüfuzu
Rusya’nın Afrika’ya dönüşü, birçok Afrika ülkesinde artan terör tehdidine rağmen Trump yönetiminin 2018’de ABD’nin bölgedeki terörle mücadele çabalarını azaltma kararı da dahil olmak üzere, ABD’nin kıtadaki müdahalesinin azalmasıyla aynı zamana denk geldi (ve bunu teşvik etti).
Moskova bu güvenlik boşluğunu doldurmak için acele etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın kıtada güvenilir bir stratejik ortak olarak konumunu güçlendirmek ve farklı ülkelerle askeri sözleşmeler güvence altına almak için 2019 yılında Karadeniz’deki Soçi beldesinde ilk Rusya-Afrika zirvesine ev sahipliği yaptı. Temmuz 2023’te savaşa, yaptırımlara ve Batı’nın baskılarına rağmen 17 Afrikalı devlet başkanı ikinci Rusya-Afrika zirvesine katılmış ve Rusya ile kıtada bilgi güvenliği ve terörle mücadele alanında işbirliği de dahil olmak üzere çeşitli anlaşmalar imzalamıştı. Moskova ayrıca bazı Afrika ülkeleri için yeni bir borç silme süreci sözü verdi.
Kremlin, ekonomik ve ticari ilişkiler açısından bakıldığında Afrika’da küçük bir oyuncu olmayı sürdürürken, silah satışları, ortak askeri eğitim programları ve Rus özel askeri şirketlerinin faaliyetleri de dahil olmak üzere kıtayla güçlü savunma ve güvenlik bağlarını sürdürüyor.
Rusya, Afrika’ya yapılan ana silah kaynağıdır ve 2018 ile 2022 yılları arasında Afrika’nın büyük silah sistemleri ithalatının %40’ını oluşturmaktadır. Bu, ABD (%16), Çin (%9,8) ve Fransa’dan yapılan toplam silah ithalatından daha yüksektir. Rand Corporation’ın bir raporuna göre o yıllarda (%7,6).
Afrika ülkelerinin Rus silahlarına güvenmelerinin birkaç nedeni var: Batılı muadillerinden daha ucuzlar, birçok Afrikalının tuttuğu Sovyet döneminden kalma stoklarla uyumlular ve ABD’nin aksine Kremlin silah sevkıyatını bağlılık şartına bağlamıyor. demokratik ilkelere bağlıdır.
Rusya-Afrika ilişkilerinin hâlâ karmaşık ve çok yönlü olduğu, Afrika ülkelerinin Moskova’yla ilişkilerinde karşı karşıya oldukları fırsatlar ve zorluklarla dolu olduğu doğru. Ancak Rusya’nın Afrika’ya dönüşü, Batılı ülkelerde Rusya’nın kıta üzerindeki etkisinin ve nüfuzunun arttığına dair endişelere yol açıyor.
Rusya’nın Afrika’da kazançlı iş fırsatları aradığında işbirliğini öne çıkardığını ve dolayısıyla eşitler arasındaki ortaklığı vurguladığını söylemek kalıyor. Bu mesaj, Batı’nın yardımlarını küçümseyici bulan bazı liderlerin gözünde baştan çıkarıcı.