İstanbul’da “Yenidoğan Çetesi” adı altında faaliyet gösteren bir suç örgütü, yeni doğan bebekleri belirli özel hastanelere yönlendirerek SGK’yı dolandırdı ve birçok bebeğin ölümüne yol açtı. Bu olayla ilgili soruşturmanın başlaması, 2023’te gelen bir CİMER şikayetinin ardından gerçekleşti. O dönemde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Denetim Birimi’nde uzman olarak görevli bulunan Dr. Malik Türkay Esin, durumu ciddiyetle ele aldı. Esin ve ekibi, yaptıkları denetim ve araştırmalar sonucunda CİMER ihbarını doğruladı ve özel bir çalışma yürütme kararı aldı. Dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, “Sonuna kadar ilerleyin” diyerek kendilerine destek oldu. Dr. Esin, “Eğer kayıtları dinlememiş ve incelememiş olsaydım, bunun bir korku filmi ya da sağlık sektörünü karalamak için yapılmış bir plan olduğunu düşünebilirdim.” şeklinde ifade etti. Şu anda Taksim İlkyardım Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan Dr. Esin, o dönemde yoğun ve gizli bir araştırmayla konunun üstüne gidildiğini belirtti. “Yenidoğan skandalı” sonrası Sağlık Bakanlığı’nda bazı görevden almalar oldu. Dr. Esin, sürecin detaylarını şu şekilde aktardı: “2023 yılbaşı sonrası normal denetimlerimizi sürdürürken, üçüncü ayında gelen bir CİMER şikayetinde belirli bir hastanenin adı geçerek, bu hastanede görev yapan bir doktorun terör örgütüyle bağlantılı olduğu ve bu kişinin yenidoğan bebeklerle ilgili SGK’yı dolandırmaya yönelik işlemler yaptığına dair bilgiler yer alıyordu. Hem ihbarda bulunan hastaneyi hem de diğer hastaneleri bu çerçevede denetlemeye başladık. Ayrıca daha önce tutanak tuttuğumuz, cezai işlem başlattığımız ya da yasal süreçleri devam eden kurumlar üzerindeki denetimlerimizi geriye dönük olarak yeniden gözden geçirdik.” Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan “Yenidoğan çetesi” soruşturmasında 22 tutuklu 47 şüpheli bulunuyor. Dr. Esin, İstanbul Emniyetinin de sürece dahil olduğunu ve çete üyelerinin tutuklandığını belirtti. “Para uğruna bebeklere zarar veren bir yapı söz konusu. Bu kişilerin kendi aralarındaki görüşmeleri, kayıtları ve takipleri için emniyetle çalışmamız gerekiyordu.” diyen Dr. Esin, İstanbul Emniyeti’nin özel bir ekip kurduğunu da sözlerine ekledi. İlgili isimler üzerinde yapılan dinlemeler sonucunda, diğer şüphelilerin de tespit edildiğini dile getirdi. Esin, “Başlangıçta bir kişiyle başlanan dinlemeler ardından diğer isimlerin ve hastanelerin de emniyetin takibine girmesine yol açtı. Bu noktada emniyete sadece danışmanlık yaparak süreçte yer aldık; bazı teknik terimler ve tıbbi bilgiler konusunda yardımcı olduk. Yaklaşık 6-7 aylık bir titiz araştırmanın ardından 2024 yılına girdik ve emniyet şüphelileri gözaltına almaya başladı. Olayın en kritik kısmı, emniyetin aldığı ifadeler ve bunların içindeki itiraflardı.” ifadelerini kullandı. Dr. Esin, sağlık sektöründeki bu çürük elmaların birkaç kişiyle sınırlı olduğunu ve dolayısıyla tüm sağlık camiasının suçlanmasının adil olmadığını vurguladı. “Yenidoğan olup yoğun bakımda takip edilmesi gereken bebekler, riskli bir gruptur. Öyle ki, yoğun bakıma giren bebeklerin çoğu, özellikle 3. seviye yoğun bakımda, kaybedilme ihtimali yüksek ve ağır vakalardan oluşuyor. Dolayısıyla, ‘Bu bebek ihmal yüzünden öldü’ ya da ‘Doğumsal anomalisi nedeniyle vefat etti’ gibi kesin bir sonuca varmak zor, bu ancak otopsi ile belirlenebilir.” şeklinde konuştu. Dr. Esin son olarak, sağlık camiasının büyük bir kısmının bu tür olaylardan etkilenmediğini ve her gün yüzlerce bebeğin hayata dönmesine katkı sağlandığını belirtti.
Tekirdağ'ın Muratlı ilçesindeki Fatih mahallesi Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde bulunan bir apartmanın üçüncü katında, 17 yaşında A.Ç. isimli genç cinnet geçirerek mutfaktan aldığı bir bıçakla uykudaki annesi...
Devamını Oku..