Başlık: AB’de Sığınmacılar İçin ‘Geri Dönüş Merkezleri’ Projesi Gerçekleşebilir mi?
Yazan: Övgü Pınar ve Yusuf Özkan
Yer: Roma ve Lahey
Tarih: 15 Ekim 2024
Güncelleme: 18 Ekim 2024
Avrupa Birliği liderleri, mülteci meselesine ilişkin önemli bir değişim sinyali veren bir zirveyi tamamladı. Perşembe günü gerçekleştirilen zirvede, sığınma talepleri reddedilen kişilerin sınır dışı süreçlerinin hızlandırılması için yasal düzenlemeler yapılması kararı alındı. Yasal yolları tükettikleri belirtilen sığınmacılar için Avrupa sınırları dışında “geri dönüş merkezleri” oluşturulması önerisi, pek çok Avrupalı lider tarafından destekleniyor. Ancak İspanya ve Belçika, Avrupa hukukuna göre bu kişilerin üçüncü ülkelere gönderilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek bu öneriye karşı çıktılar.
Zirvede verilen önemli mesajlardan biri, “Suriye’nin artık güvenli bir ülke olduğu” yönündeki açıklamalardı. Hollanda’da, başını örtmediği ve erkek arkadaşı olduğu için ailesi tarafından öldürülen Suriyeli Najjar’ın davası da gündeme geldi.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB’nin Ukrayna’ya yönelik 50 milyar euroluk yardım paketine direnen bir tavır sergiledi. Hollanda, Ukraynalı sığınmacılardan, kendilerine yeni bir ülke bulmalarını talep etti. Ayrıca AB, Türkiye’den sığınmacılara yönelik kötü muamele iddialarını araştırmasını istedi.
Birlik, Beşar Esad yönetimi ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi ve Suriyeli sığınmacıların “gönüllü ve güvenli” bir şekilde ülkelerine dönmelerinin sağlanması konularını tartıştı. AB Komisyonu, bu yılın ortalarında kabul edilen yeni Avrupa Göç Anlaşması’nın 2026 yılı ortasında yürürlüğe girmesini öngörüyor. Bazı AB liderleri ise zirvede daha acil ve yenilikçi çözümler önerdi.
Zirvede, Avrupa sınırları dışında geri dönüş merkezleri kurulması konusundaki tutumlarda bir uzlaşma sağlanamadı. Çek Cumhuriyeti Başbakanı Peter Fialla, Afganistan ve Suriye’den gelen sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gibi daha önce sorunlu olan konulara dair görüşlerini paylaştı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, sığınma başvurusu reddedilen göçmenler için Arnavutluk’ta iki geri dönüş merkezi kurma çabalarını anlattı.
Hollanda Başbakanı Dick Schoof, sığınma talepleri reddedilen Afrikalılar için Uganda’da bir geri dönüş merkezi kurulmasını planladıklarını ifade etti. Avusturya Başbakanı Karl Nehammer, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği saldırılar sonrasında 250 bin civarında Suriyeli sığınmacının ülkelerine geri döndüğünü belirtti ve Suriye’nin güvenli bir ülke haline geldiğini savundu.
İtalya Başbakanı Meloni, Suriyeli sığınmacıların güvenilir ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerini sağlamak amacıyla Esad rejimi ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi gerektiğini ileri sürdü. Polonya Başbakanı Donald Tusk ise Rusya ve Belarus’un sığınmacıları “silah olarak” kullandığını belirterek, sığınma taleplerini geçici olarak askıya almayı önerdi; bu öneri AB liderlerinden geniş destek buldu. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bu öneriye olumlu yaklaşarak, reddedilen sığınmacıların sınır dışı edilmesi için kısa sürede bir yasa tasarısı sunacaklarını açıkladı.
Ancak, İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, von der Leyen’in gündeme getirdiği geri dönüş merkezleri önerisinin hiçbir sorunu çözmeyeceği gibi yeni sorunlar da yaratacağını dile getirdi. Belçika Başbakanı Alexander De Croo, Avrupa dışındaki bu merkezlerin hem maliyetli hem de etkisiz olduğunu savundu.
İtalya’da, göçmenlerin sığınma talepleri değerlendirilirken Arnavutluk’taki merkezlere gönderme projesi, mahkeme engeliyle karşılaştı. Çarşamba günü, 16 göçmen İtalya donanmasına ait bir gemiyle Arnavutluk’a sevk edildi. Ancak Roma’daki mahkeme, bu göçmenlerin Arnavutluk’taki merkezlerde tutulmasına yönelik başvuruyu reddetti. Mahkeme kararında, Arnavutluk’taki gözaltı koşullarının güvenli olmadığına ve bu kişilerin İtalya’ya getirilme haklarının bulunduğuna dikkat çekildi. 16 göçmenden 4’ü, küçük yaştaki veya korunmaya ihtiyaç duyan kişiler olarak belirlendikten sonra yeniden İtalya’ya gönderildi.
İtalya hükümeti, sığınma talepleri değerlendirilen binlerce göçmeni Arnavutluk’ta açılacak iki merkeze yerleştirmeyi planlıyor. Başka Avrupa ülkelerinin de göç meselelerini üçüncü ülkelere nakil yöntemiyle çözmek açısından bu plana ilgi duyduğu ifade ediliyor. Ancak İtalya ile Arnavutluk arasındaki anlaşmanın insan hakları ve uluslararası yasaları ihlal etme endişeleri oluşturduğunu belirtmek gerekir. İlk aşamada 16 sığınmacının Arnavutluk’a gönderilmesi masraflarının 300 bin euro olduğu, bu kişileri bu ülkede tutmanın İtalya vergi mükelleflerine çok daha pahalıya mal olacağı yönünde eleştiriler de mevcut. Hafta başında Arnavutluk’a götürülen 16 göçmenden sonra İtalya’ya deniz yoluyla gelen göçmen sayısı 2000’in üzerinde oldu. Bu nedenle muhalefet ve insan hakları kuruluşları, İtalya-Arnavutluk anlaşmasını hükümetin pahalı ve etkisiz bir propaganda aracı olarak değerlendiriyor.