İsrail, İran’ın son aylarda gerçekleştirdiği saldırılara karşılık olarak gece boyunca İran’daki askeri üsleri hedef alan hava saldırıları yaptı. İran devlet medyasına göre, bu saldırılar sonucu İran ordusundan en az dört asker hayatını kaybetti. İran, söz konusu saldırıların “sınırlı hasar” verdiğini iddia ederek, “kendini savunma hakkının” bulunduğunu vurguladı. Cuma gecesi İsrail ordusu, Tahran ve civarındaki füze üretim tesisleri, depolar ve askeri hedefleri vurduğunu açıkladı. Açıklamalara göre, bu misilleme operasyonu, İran’da aylardır süregelen saldırılara yanıt niteliği taşıyordu. İran ordusu ise saldırıların başarıyla geri püskürtüldüğünü iddia etti. İran devlet ajansı IRNA, yaşananların gerçek bir zarara sebep olmadığını bildirdi. BBC Farsça muhabiri Bahman Kalbasi, bu yanıtın İran’ın benzer saldırılar sonrasında alışılmış bir refleksi olduğunu belirtti.
İran ordusu, iki askerin hayatını kaybettiğini açıklarken, ölen subayların isimleri kamuoyuna duyuruldu. Cumartesi akşamı ise İran ordusu, iki askerinin daha yaşamını yitirdiğini bildirdi. Böylece toplam ölü sayısı dörde çıkmış oldu. İran, Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 51. Maddesi’ne dayanarak, kendini savunma hakkına sahip olduğunu ifade etti. İran Dışişleri Bakanlığı, İsrail saldırısını kınayarak, bunu uluslararası hukukun “açık bir ihlali” olarak nitelendirdi.
ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Pentagon aracılığıyla yapılan saldırılar hakkında bilgilendirildi. ABD’nin, İsrail’in saldırı planlarından haberdar olduğu ancak müdahalede bulunmadığı belirtildi. İsrail, 1 Ekim’de İran’a yapılan füze saldırısına misilleme olarak bu eylemi gerçekleştireceğini açıklamıştı. İran, Nisan ayında ise Şam’daki büyükelçiliğine yönelik saldırının ardından İsrail’e ilk doğrudan saldırısını düzenlemişti. Ayrıca, İran, 1 Ekim’de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve Devrim Muhafızları komutanı Abbas Nilfuruşhan’ın öldüğü İsrail hava saldırısına karşı misilleme yapmıştı. İran son dönemde, altyapısına yönelik her türlü saldırıya “daha güçlü bir yanıt vereceklerini” belirtmişti. Devrim Muhafızları Komutanı Rasul Sanairad ise nükleer hedeflere yapılacak saldırının kırmızı çizgiyi aşmak anlamına geleceğini ifade etti.
Saldırılar yerel saatle 02.00 civarında gerçekleşti ve İran medyası, başkent Tahran ve çevresinde yaşanan patlamaların, İsrail’in devam eden saldırdığı hava savunma sistemlerinin aktif hale gelmesinden kaynaklandığını bildirdi. Sosyal medyada paylaşılan ve BBC tarafından doğrulanan görüntülerde, şehir üzerinde patlamalar görüldüğü görüldü. İki saat sonra, İsrail ordusu, İran’daki “askeri hedeflere” yönelik hassas saldırılar düzenlediğini teyit etti. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant, operasyonu Tel Aviv’deki ordu komuta merkezinden takip etti. Saldırılar, saat 06.00 itibarıyla sona erdi. İsrail ordusu, yapılan saldırının istihbarata dayalı olduğunu ve İran’ın İsrail’e yönlendirdiği füzeleri üretmek için kullanılan tesislerin hedef alındığını belirtti. “Misilleme saldırısının tamamlandığı ve görevin başarıyla gerçekleştirildiği” ifade edildi.
İran saldırı sonrası bir süre hava sahasını kapattı, ardından yeniden açtı. İran ordusu, saldırıda Tahran ve diğer bölgelerde bazı askeri üslerin hedef alındığını, yine kısıtlı hasarın meydana geldiğini bildirdi. Saldırının kapsamı ve etkileri için kesin bilgi henüz bulunmamaktadır. İsrail ordusu, askeri üsler ve füze üretim tesislerinin hedef alındığını bildirirken, İranlı yetkililer ise Tahran, Huzistan ve İlam eyaletlerindeki tesislerin saldırıya uğradığını belirtti. Bir üst düzey ABD yetkilisi, saldırının İran’ın petrol altyapısını ya da nükleer tesislerini içermediğini ve Biden yönetiminin bu hedeflere karşı bir uyarısı olduğunu ifade etti.
ABD, Cumartesi günü İran’a gerçekleştirilen saldırıyı “meşru bir savunma eylemi” olarak nitelendirirken, İngiltere hükümeti de İsrail’in “meşru müdafaa hakkına” vurgu yaptı. ABD, İran’ı İsrail’e karşı bir misilleme yapmaması konusunda uyardı. Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, “Eğer İran bir kez daha karşılık vermeyi seçerse, hazır olacağız ve sonuçları olacak” dedi. Bu tür bir durumun bir daha tekrarlanmaması için Washington’ın çaba içinde olduğunu vurguladı. Ayrıca, açıklamada bu durumun İsrail ile İran arasındaki doğrudan çatışmanın sonu olması gerektiği ifade edildi, Washington, Lübnan’daki savaşı sona erdirmek ve Gazze’de ateşkes çabalarına önderlik etmeye hazır olduğunu belirtti.
Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Sean Savett, “askeri hedeflere yönelik saldırılar, İran’ın 1 Ekim’deki balistik füze saldırısına karşı bir kendini savunma eylemi” olduğunu belirtti. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in İran’a düzenlediği saldırıyı kınadı ve yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Gazze’de soykırım uygulayan, Batı Şeria’yı ilhak etmeyi planlayan ve Lübnan’da her gün sivilleri öldüren İsrail, bölgemizi daha geniş bir savaşın eşiğine getirmiştir” denildi. Türkiye’nin bölgedeki savaş, şiddet ve hukuksuzluğa karşı tutumunu vurguladı.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Katar ve Mısır da İsrail saldırılarını kınayarak, bunun uluslararası hukukun “açık bir ihlali” olduğunu ifade etti ve taraflara itidal çağrısında bulundu. Öte yandan, Lübnan’da Hizbullah, Tel Aviv’in güneyindeki bir hava üssüne insansız hava aracı ile saldırı düzenlediğini ve İsrail’in kuzeyindeki istihbarat karargahına da atış yaptığını bildirdi. Tel Nof hava üssüne düzenlenen İHA saldırısının başarıyla hedef aldığı ifade edilirken, Hizbullah ayrıca Hayfa’nın kuzeyindeki Kiryot bölgesine ve Ayta eş-Şaab sınır köyüne roket saldırısı gerçekleştirdi. Hizbullah’ın, İsrail ordusunun Cumartesi öğleden sonra 80 top mermisiyle saldırdığını bildirdiği aktarıldı.