Başlık: İsrail Ekonomisi Savaşın Etkileriyle Nasıl Yüzleşiyor?
Geçtiğimiz yıl içinde İsrail, Gazze’ye ve Lübnan’ın güney bölgelerine binlerce asker gönderdi, çok sayıda hava saldırısı gerçekleştirdi ve hava savunma sistemleri için milyonlarca dolar harcadı. BBC muhabiri Jeremy Howell’ın aktardığına göre, İsrail hükümeti Hamas ve Hizbullah’a karşı sürdürdüğü savaşın maliyetinin 60 milyar doları bulabileceğini öngörüyor. Hâlihazırda, ülke ekonomisi savaşın olumsuz etkilerini hissetmeye başladı. İsrail’in maliye bakanı Bezalel Smotrich, Eylül ayında Knesset’e yaptığı açıklamada, “İsrail tarihinin en uzun ve en maliyetli savaşının içindeyiz” ifadelerini kullandı. Savaşın toplam maliyetinin 54 ile 68 milyar dolar arasında olabileceğini belirtti. Ayrıca, İsrail’in Lübnan’a açtığı savaş ve İran’a düzenlediği saldırılar, bu maliyetin daha da artmasına yol açabilir.
Ekonomist Dr. Amr Algarhi, eğer savaş önümüzdeki yıl da devam ederse, maliyetin 93 milyar dolara kadar çıkabileceğini belirtti. Bu rakam, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının altıda birine denk geliyor. Peki, İsrail bu savaşı nasıl finanse ediyor?
İsrail Merkez Bankası, hazine bonosu ve devlet tahvilleri satarak finansman sağlamaya çalışıyor. Mart ayında yapılan satışlar sonucunda 8 milyar dolarlık bir rekor gelir elde edildi. Bu tahvillerin bir kısmı yurt dışındaki alıcılara, özellikle de İsrail dışındaki Yahudilere satılmakta. Ancak zamanla, yabancı yatırımcıların devlet tahvili alımları azalmış durumda. Kurum verilerine göre, devlet tahvillerinin yüzde 8,4’ü yabancıların elinde bulunuyor; oysa bu oran savaş öncesi Eylül 2023’te yüzde 14,4 seviyesindeydi. Tel Aviv Üniversitesi’nden ekonomist Prof. Manuel Trajlenberg, yabancı alımların azalması nedeniyle, hükümet tahvillerinin daha cazip hale getirilmesi amacıyla faiz oranlarının arttığını belirterek, bu faizlerin yüzde 1,5 oranında yükseldiğini ifade etti. Üç uluslararası derecelendirme kuruluşu olan Moody’s, Fitch ve Standard and Poor’s, hükümet tahvillerinin notunu düşürdü. Dr. Tomer Fadlon’a göre, bu kuruluşların not düşümünün sebebi, hükümetin tahvilleri geri ödeyemeyeceğinden kaynaklanmıyor; aksine, Fadlon, İsrail’in kamu maliyesinin genel olarak sağlıklı olduğunu savunuyor. Ancak bu kuruluşlar, gelecek yıl için kamu maliyesi ve harcamalarına ilişkin kaygılar taşıyor.
Vergi artışları gündemde olabilir. Eski Merkez Bankası Başkanı Prof. Karnit Flug, hükümetin yaklaşık 10 milyar dolarlık bir bütçe kesintisi ve vergi artışlarına gitme planlarının olduğunu öngörüyor, ancak bu planlara karşı sendikalar ve bazı koalisyon üyelerinin itirazları olabileceğini de ekliyor. Kudüs’teki İbrani Üniversitesi’nden Prof. Esteban Klor, askeri stratejiye eşlik eden bir ekonomik stratejinin eksik olduğunu vurguluyor.
Dünya Bankası verilerine göre, İsrail ekonomisi geçen yıl yüzde 0,1 daralma yaşadı. Merkez Bankası ise Temmuz ayına göre büyüme tahminini düşürerek, bu yıl sadece yüzde 0,5’lik bir büyüme bekliyor. Geçen yıl birçok şirket, eleman bulmakta zorlandığı gibi, bunun nedenlerinden biri de ordunun 350 binden fazla kişiyi askere çağırmasıydı. Bir kısmı terhis edilmiş olsa da, Lübnan’daki çatışmalar için 15 bin yeni asker daha çağrıldı. Ayrıca, Gazze’den gelen 220 bin kişinin iş için ülkeye girişi yasaklandı. Bu durum, inşaat sektöründe çalışan yaklaşık 80 bin Filistinli için zorluklar yarattı. Şimdi bu boşluk, Hindistan, Sri Lanka ve Özbekistan’dan gelen işçilerle doldurulmaya çalışılıyor.
Prof. Karnit Flug, savaş sona erdiğinde, İsrail’in yüksek teknoloji sektörü sayesinde ekonomik büyümenin hız kazanabileceğine dikkat çekiyor, ancak bu savaşın, geçmiş savaşlara göre daha uzun sürmesi ve daha büyük bir nüfusu etkilemesi nedeniyle toparlanmanın zayıf ve yavaş olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.