CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve belediyeye kayyım atanması hakkında ilk kez konuştu. Sosyal medya aracılığıyla yaptığı açıklamada, mevcut yönetimin yargı ve yürütmeyi kontrol altına aldığını, yasama organının ise işlevsiz hale getirildiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, bu durumu sert bir dille eleştirerek “Sine-i millet” çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin yönetim yapısında ciddi problemler bulunduğunu vurgulayarak, liyakat sisteminin ortadan kaldırıldığını ve makamların hukuksuz talimatlara itaat eden kişilere devredildiğini belirtti. Denetleme mekanizmalarının yok edildiğini ve şeffaflığın tamamen kaybolduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, muhaliflere sistematik bir baskı uygulandığını dile getirdi. Ayrıca gazeteciler, aydınlar, öğrenciler ve sanatçılar gibi muhalif grupların davalarla sindirilmeye çalışıldığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, toplumun oluşturulan korku atmosferi içinde pasif hale getirildiğini ve ahlaksızlıkla yolsuzluğun normalleştiğini belirtti. Ülke yönetiminin, sürekli “dış güçler” söylemi üzerinden kendine bağlı bir kitle oluşturduğunu ve tek adam rejimini güçlendirdiğini savundu. Bu süreçte, talimatlarla hareket eden savcıların önemli görevlere atanarak halkın iradesine müdahale ettiğini ve hukuksuz eylemler yaptırıldığını öne sürdü.
Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamasında muhalefetin karşısında yalnızca bir lider değil, emperyal güçler tarafından kontrol edilen ve gücü elinde tutan bir yapının bulunduğunu söyledi. Bu nedenle müzakere yerine mücadeleye odaklanılması gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Saray ve onun yardımcılarından kurtuluşumuzun tek yolu sine-i millettir” diyerek toplumsal hakların korunması için halkın iradesine dönülmesinin önemine dikkat çekti.
Son olarak, Kılıçdaroğlu, Ahmet Özer’in tutuklanmasını ve belediyeye kayyım atanmasını “kayyum garabeti” olarak tanımlayarak, halkın iradesine saygısızlık yapıldığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Halkın oylarıyla seçilmiş bir siyasetçiye yapılan hiçbir hukuksuzluğu ve kayyum garabetini kabul etmiyoruz” diyerek tavrını ortaya koydu ve demokrasiyi savunmaya devam edeceklerinin altını çizdi.