Eskiden yalnızca emniyet bürokrasisinde bilinen “iltisak” terimi, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hukuk sistemimizde sıklıkla başvurulan ve artık geniş kitleler tarafından tanınan bir kavram haline gelmiştir. Yargısız işten çıkarmaların ve keyfi tutuklamaların gerekçesi olarak da kullanılmıştır. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasında da “iltisak”ın önemli bir etkisi söz konusudur. Böyle bir ortamda, Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 2023 yılı itibarıyla “şüpheli” kategorisinde değerlendirilen 13 milyon 199 bin 914 kişi bulunmaktadır. Bir toplumda bu kadar çok sayıda insanın “şüpheli” olarak değerlendirilmesi, cezasızlık duygusunun artması ile birleştiğinde son derece endişe verici bir durumu ortaya koymaktadır. Bu durum, yargının ne adil ne de caydırıcı olamadığının bir göstergesidir. HUKUK NE DİYOR? Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i suçlu göstermeye yönelik basına sızdırılan bilgilere göre, en büyük delil, bir cenaze nedeniyle telefonla “taziye”de bulunmasıdır. Ailenin iki oğlu PKK’ya katılmıştır, dağdadırlar. Üçüncü oğul hakkında ise hiçbir iddia bulunmamaktadır. Ailedeki annenin ölümü üzerine Ahmet Özer, üçüncü oğula telefon açarak taziye dilemektedir. Böyle durumları “iltisak” olarak tanımlıyorlar! Ceza hukukumuzun saygın isimlerinden Prof. İzzet Özgenç, şunları belirtti: “Esenyurt Belediye Başkanı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30.10.2024 tarihli tutuklama talep yazısında gündeme getirilen hususlar (Soruşturma No: 2024/162302), kişinin terör örgütü üyeliğinden dolayı sorumlu tutulmasını gerektirecek nitelikte değildir. Bu açıklamalar, 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü sonrası çıkarılan KHK’ler ile sağlanan ‘iltisak’ kavramının nasıl kötüye kullanıldığını göstermektedir.” (31 Ekim) KANUN VE İÇTİHAT Tüm mesele, Osman Kavala ve arkadaşlarının delilsiz bir şekilde mahkum edilmesi ile Özer’in tutuklanması gibi somut vakaların ötesinde, “iltisak” denilerek siyasi kararla yüz binlerce vatandaşın KHK ile işten atılmasının ve birçok kişinin soruşturmaya tabi tutulup tutuklanmasının yaşanmasıdır. Haksız mahkumiyetler bu durumun en kötü örneklerinden biridir. İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Meclis’te verdiği rakamlarla ifade etmiştir ki, “Son altı yılda silahlı terör örgütü suçlamasıyla 1 milyon 768 bin 530 soruşturma açılması akıl tutulmasıdır!” (15 Eylül 2022) Hükümetin iç işlerini yürüten İçişleri memurları birine “iltisak” dediklerinde, o kişi damgalanmış olur. Ceza hukukunda bu kavram bulunmamaktadır. Hatta bu iktidarın, AB standartlarına uygun şekilde hazırladığı Türk Ceza Kanunu’na göre, “terör örgütüne yalnızca sempati duymak ya da amaçlarını benimsemek” örgüt üyeliği suçu olarak geçmez. “Örgüt üyesi” Yargıtay tanımında, “Örgütün amacını benimseyen, hiyerarşik yapısına dahil olan ve verilecek görevleri yerine getirmek üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişi” olarak tanımlanır. Bu konuda Yargıtay’ın tutarlı kararları bulunmaktadır. (16. CD, Karar No: 2017/5155) Taziye ve normal sosyal ilişkiler, örgüt üyeliği sayılmaz. FETÖ okulunda çalışan bir öğretmen ya da yardımsever bir kişi, örgütün ‘mahrem’ yönünü ve yasa dışı faaliyetlerini bilmeden “iltisak”ı olanlar terör örgütü üyesi olarak kabul edilemez. NEYE YARIYOR? Hukuki bir tanımı olmayan ve bu yüzden siyasi amaçlarla kolayca kullanılabilen “iltisak” kavramı, adaletin ince dengelerini hiçe saymaktadır. Bir yandan KHK’ler aracılığıyla mevzuatımıza dahil edilen ‘iltisak’ ifadesinin kötüye kullanılması, diğer yandan HSK’daki iktidar etkisi bunun yanında yargı işleyişini kolaylaştırmaktadır. Hoşa gitmeyen savcı ve hakimlerin sürgün edilmesi, yerlerine kabul edilen kişilerin atanması uzun bir zamandır uygulanmaktadır. Türkiye, “hukuk devleti” sıralamasında 117. sırada yer alarak düşmüştür. Bu durum Türkiye’nin yararına mı olmuştur? Hayır! Hem kutuplaşma derinleşmiş hem de yatırım güvenliği olumsuz etkilenmiştir, bu durumda doğrudan yatırım gelmemektedir. Takrir-i Sükunlar, sıkı yönetimler, OHAL dönemi gösteriyor ki, “kökünü kazıyoruz” diye ortaya çıkan öfke, teröre zemin hazırlamaktadır. PKK’nın en verimli eğitim kamplarından biri olarak Diyarbakır Cezaevi öne çıkmamış mıdır? Elbette ki terörle kararlı bir şekilde mücadele edilmelidir, ancak bu evrensel hukuk ilkelerine uygun olarak yapılmalıdır. Yargı süreçlerini parti politikaları için kullanmak ise son derece tehlikeli bir durumdur. Unutulmamalıdır ki, ulusal birlik ve beraberliğin temel unsurlarından biri adalettir ve vatandaşların adalete duyduğu güveni sağlamak büyük bir önem taşımaktadır.
Beşiktaş Malmö maçı ne zaman, hangi kanalda canlı şifreisiz yayınlanıyor? Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'nde İsveç'in Malmö takımı ile 6 Kasım 2024 Çarşamba günü saat 18.30'da karşılaşacak. Tüpraş Stadı'ndaki...
Devamını Oku..