Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, sosyal medya platformunda bir video paylaşarak Türkiye’nin İsrail ile olan ticaretine dair son günlerde gündeme gelen iddialara açıklık getirdi. Ülkemiz, İsrailli ZIM gemisinin en çok uğradığı dördüncü ülke konumunda. Yani, soykırıma yönelik mühimmat taşıyan bir geminin neden limanlarımızda olduğunu sorguluyoruz.
Erbakan, iktidarın “İsrail ile ticareti kestik, ticaret Filistin ile yapılıyor” ifadelerine inanmadıklarını belirterek şu şekilde konuştu: “Filistinlilerin bu kadar çimento, ham madde, kimyasal ürün ve elektronik eşya ile ne yapacaklarını anlamak güç. Böyle bir durum mantıksal ve akılcı değil. Ayrıca, iki ülke arasındaki ticaretin son bir yıl içerisinde astronomik bir şekilde artması mümkün değildir. Yeniden Refah Partisi olarak, uzun bir zaman boyunca şüphelenmeye neden olan unsurların gelişmelerle tekrar doğrulandığını görmekteyiz.
‘TİM VERİLERİ TİCARETİN SÜRDÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR’
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göz attığımızda, ne yazık ki Filistin’e çelik ihracatımızın bir yılda yüzde 5.400 oranında, çimento ve toprak ürünleri ihracatımızın ise bir yılda yüzde 2.500 oranında arttığını görüyoruz. Elektrik ve elektronik ürün ihracatındaki artış yüzde 21.000, kimyasal maddeler ve mamulleri ihracatındaki artış ise yüzde 8.575’tir. Madencilik ürünleri ihracatımızda da bir milyondan fazla artış kaydedildi. Makine ve makine aksamları ticaretindeki artış ise bir yılda yüzde 31.000’e ulaşıyor.
‘TİCARETİN BİR YILDA BİN KATINA ÇIKMASI GERÇEKTEN MÜMKÜN DEĞİL’
Erbakan, iki ülke arasındaki ticaretin bir yıl içinde bin veya on bin katına çıkmasının olasılıksız olduğunu, bunun hayatın doğal akışına aykırı olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Yetkililer sürekli olarak ‘Biz İsrail’e herhangi bir şey göndermiyoruz, bu yapılan ticaret tamamen Filistin’e yöneliktir’ diyorlar. Ancak resmi belgelerde bu ticaretin Filistin’e yapıldığı görünse de aklımıza şu soruları getiriyoruz: Yıllardır ambargo altında yiyecek bile bulmakta zorlanan bir Filistin, bu kadar çeliği, çimento, ham madde, kimyasal ürünler ve elektronik cihazları ne yapacak? Eğer İsrail ile ticaret yoksa, İstanbul Ambarlı ve Haydarpaşa ile Mersin limanlarında İsrail bayraklı gemiler ve konteynırlar ne arıyor? Eğer hiçbir ticaret yoksa, nedir bu İsrail gemilerinin limanlarımızda sürekli şekilde bulunma durumu? Ayrıca bu konteynırların üzerinde İsrail’in Hayfa limanına gideceğine dair damgaların ve işaretlerin olması oldukça dikkat çekici. ‘Bu gemiler İsrail üzerinden Filistin’e gidiyor’ açıklamaları ise akıl ve mantıkla bağdaşmıyor. Zira İsrail basını, Hamas’a yardım olduğu gerekçesiyle Gazze’ye giden yardımcı malzemeleri dahi engelliyor. Yardım malzemelerini durduran bir İsrail, bu kadar çelik ve çimento gibi büyük miktarda malzeme geçişine nasıl izin veriyor, bu da sorgulanacak bir durum.
‘NEDEN HALA BU VANALARI KAPATMADIK?’
Ayrıca, Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail’e ulaşması, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden bu petrolün aylardan beri bizim topraklarımızdan İsrail’e gitmesi neden halen devam ediliyor? Bebekleri, çocukları ve kadınları öldüren, aylardır katliam yapan İsrail ordusunun savaş araçlarının, uçaklarının yakıtı olarak kendi topraklarımızdan geçişine neden izin veriyoruz? Bu Azerbaycan petrolünü onlara gönderirken neden hala daha bu vanaları kapatmıyoruz? Bu, önemli bir konu ve bu gerçekler ışığında merhum Erbakan hocamızın bir sözü aklımıza geliyor: ‘Gerçek öyle bir şeydir ki yerine hiçbir şey koyamazsın, eğer koymaya kalkarsan kırk yerden açık verir.’ Yaşadığımız olaylarda her bakan elbette hocamızın bu sözünün yansımasını görmekteyiz.
Eğer İsrail ile ticaretimiz yoksa, İstanbul ve Mersin limanlarında İsrail bayraklı gemilerin ne işi var?