CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün akşam Ankara’da bir grup gazeteci ile buluştu. ‘Normalleşme’ ile ilgili açıklamalarda bulunan Özel, “Erdoğan’ın 22 yıllık yükünü sırtıma alamam,” dedi. Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Özel’in açıklamaları şöyle: “NORMALLEŞMENİN İSİM BABASI BENİM.” Sosyal medya üzerinden ortaya atılan haksız eleştiriler ve iddialar sonucunda algı ile gerçeklik yer değiştirmiş durumda. Normalleşmenin isim babası benim. Aslında bu süreçte Erdoğan da bir terim üretmeye çalışıyor; ona ‘yumuşama’ diyor. Ancak toplumsal kabul, normalleşme kavramında karşılık buldu ve Erdoğan, artık ‘yumuşama’ demekten vazgeçti. Ara sıra normalleşme ifadesini kullanıyor. Şimdi asıl mesele şu: İsim babası benim. Ben 31 Aralık’ta, bizden daha az oyu olan tüm liderleri aramıştım. Ancak Erdoğan, benim genel başkan seçilmemden sonra beni aramamıştı. Bu nedenle onu da aramamıştım; onun yerine Abdullah Güler beni aramıştı, kutlamak için. AKP’lilerin yeni yılını senin wajahında kutlarım demiştim. ‘Genel başkanınızı arayamıyorum çünkü o da beni kutlamak için aramadı,’ şeklinde yanıt vermiştim. Fakat 31 Mart akşamında CHP, 47 yıl sonra birinci parti olunca düşündüm ki artık beni arama zamanı gelmişti. Nisan ayının ikinci haftasında bayramda Erdoğan dahil tüm liderleri aradım. Yanılmıyorsam 23 Nisan’da Anıtkabir’de karşılaştık. Telefon görüşmemizde de “Ben sizi ziyarete geleceğim,” demiştim. Mayıs ayında onu ziyarete gittim ve Haziran ayında da Erdoğan beni ziyaret etti. Bu süreçte bana sorulduğunda, ‘Ne yapıyorsunuz?’ diye sorduğumda, ‘Biz bir şey yapmıyoruz. Normalleşiyoruz,’ dedim. Ülkenin birinci partisi ile ikinci partisi veya ana muhalefet partisi ile yürütmenin başındaki biri el sıkışabilir. İhtiyaç hissettiğinde de görüşebilir. “HANGİ SÖZÜ EKSİK SÖYLEMİŞİM? HANGİ ADIMI GERİ ATMIŞIM?” Bunun dışında normalleşme konusu hakkında bazen, ‘Efendim, yumuşak muhalefet mi yapıyorsunuz?’ şeklinde söylemler var. Eskiden yerel seçimlerden sonra iki buçuk yıl kimse miting yapmazdı. Ancak ben yerel seçimden sonra toplamda 9 tanesi tematik olmak üzere 13 miting düzenlemişim. Yerel seçim sonrası tarım, emeklilik ve asgari ücret konularında kampanyalar düzenledik. Şu anda da etkili bir iki aylık ekonomik kampanya başlatmaya hazırlanıyoruz. Ben hangi sözü eksik söylemişim? Hangi adımı geri atmışım? Bu iktidarın yaptıklarının hangisine karşı geri çekilmişiz? Böyle bir durum söz konusu değil. “ERDOĞAN’IN 22 YILLIK YÜKÜNÜ ÜSTÜME ALAMAM.” Normalleşme ifadesine sosyal medyada farklı anlamlar yüklüyorlar. Yalanlar ve istismarlar var. Ben tüm liderlerle el sıkışıyorum. Erdoğan’ın elini sıkmaya da devam edeceğim. Önümüzdeki bayramda onu tekrardan ararım, burada bir sakınca yok. Fakat normalleşmeyi pazarlama ya da nitelendirme çabaları sanki bir koalisyon arayışına çıkıyormuş gibi görünmeye çalışıyor. Birlikte koalisyon kurmak, ittifak oluşturmak veya Anayasa değiştirmek gibi bir durum yok. Çünkü Erdoğan hükümetinin 22 yıllık yükünü sırtıma almak istemiyorum. Neden bir ittifak kurayım ki? Biz Türkiye İttifakı’nı kurduk. Neden onunla koalisyon yapayım? Mümkünse tek başımıza, olmazsa da başka muhalefet partileriyle koalisyon halinde Türkiye’yi yönetmeye talibiz. Koalisyon ortağı olduğun zaman artık eleştiri yapamazsın ve aynı doğruları savunmak zorundasın. Böyle bir şey mümkün değil. Çok net.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'de yargı sürecinin bağımsızlığına yönelik tehditlerin kabul edilemeyeceğini vurguladı. Yargıyı tehdit etmenin asla hoş görülemeyeceğini ifade eden Tunç, aynı zamanda ülkenin savunma sanayisindeki kayda...
Devamını Oku..