Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2025 yılı için planlanan bütçesini protesto etmek amacıyla MEB binası önünde bir eylem gerçekleştirdi. Genel Başkan Kemal Irmak, “Bu bütçe, eğitimdeki yapısal sorunları çözmeyi amaçlamak bir yana, kamuoyunu yanılgıya düşürmeyi hedefliyor” şeklinde konuştu. Eğitimciler, “Savaşa değil eğitime bütçe”, “Sermaye değil eğitime bütçe”, “Eğitime bütçe Diyanet’e değil”, “Susma haykır, mülakata hayır” gibi sloganlar attı. Irmak, MEB’in 2025 bütçesinin eğitimdeki sorunları çözmekten uzak olduğunu ve kamuoyunu yanıltma amacı taşıdığını belirtti. Ayrıca, “Eğitime erişim sorunları, okulların temel ihtiyaçları, eğitim emekçilerinin mesleki ve ekonomik sorunları ile kamu eğitim sisteminin güçlendirilmesi gibi kritik konular, Bakanlığın gündeminde yine yer bulmamıştır” dedi.
“MEB BÜTÇESİ GERÇEK SORUNLARI GÖRMEZDEN GELİYOR” Eğitim-Sen Genel Başkanı Irmak, eğitim için ayrılan bütçe kaynaklarının yetersizliğine dikkat çekti. Bakanlığın eğitim yatırımlarına ayırdığı payın giderek azaldığını vurgulayan Irmak, “2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2025 bütçesinde bu oran sadece yüzde 9,73 olarak belirlenmiştir. 2024-2025 eğitim-öğretim döneminde uygulanmaya başlanan tasarruf tedbirleri ile yaklaşık yüzde 30 oranında öğrenci taşımalı eğitim kapsamından çıkarılmış, bazı bölgelerde taşıma hizmetleri tamamen sonlandırılmıştır. Sorunlu bir uygulama olan taşımalı eğitimin kısıtlanması, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan çocukları eğitim dışına itmiştir. Bu durum, kız çocuklarının eğitime erişimini ciddi şekilde engellemektedir” ifadelerini kullandı. Irmak, Bakanlığın ücretsiz ders kitapları uygulamasını da eleştirerek bu içeriklerin eğitim kalitesini düşürdüğünü ve bu sorunların “bilinçli bir tercih” olarak çözümsüz bırakıldığını sözlerine ekledi.
“MÜLAKAT UYGULAMALARIYLA MAĞDURİYETLER DEVAM EDİYOR” 2025 bütçesinde öğretmenlerin mali ve özlük haklarına ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığını vurgulayan Irmak, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yarattığı huzursuzluğa da dikkat çekti. Mülakat sonuçlarına karşı eleştirilerini dile getiren Irmak, “MEB, atama bekleyen öğretmenleri görmezden gelerek adaletsiz mülakat uygulamalarıyla yeni mağduriyetler yaratmaya devam ediyor” dedi. MEB bütçesinde dini eğitim kurumlarına ayrılan payların arttığını eleştirerek, devlet okullarının temel ihtiyaçlarının göz ardı edildiğini ifade etti: “2020 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne ayrılan bütçe 10,1 milyar TL iken, bu rakam 2021’de 11,9 milyar liraya, 2022’de ise neredeyse iki katına çıkarak 20,6 milyar liraya ulaşmıştır. 2023 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün harcaması 41,7 milyar TL’ye ulaşırken, 2024 yılı için belirlenen 79,7 milyar liranın büyük kısmı yılın ilk on ayında harcanmıştır. Bu artış trendinin 2025’te devam edeceği gözlemlenmektedir.”
“ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SUNULDU” Irmak, sorunların çözümüne dair önerilerini şöyle sıraladı: MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı OECD ortalamasına çıkarılmalı; eğitim yatırımlarına ayrılan pay iki katına çıkartılmalı; kamu kaynaklarının özel okullara aktarımına son verilerek devlet okulları desteklenmelidir.
“KOMİSYONLAR ACELE ETTİRDİ, HAKKI YENDİ” Mülakat sonuçlarına itiraz eden bir öğretmen adayı, komisyonların kendilerini acele ettirdiğini ifade etti. Öğretmen adayı, “Bakan Tekin, 45 dakika mülakat yapılacağını söylemişti ama bu gerçekleşmedi. Mülakatlarda ders anlatamadık. Mülakatlar en fazla 15 dakika sürdü. Komisyonlar bizi acele ettirdi. Vicdan sahibi olan herkese çağrı yapıyoruz. Kul hakkı yenildi” diyerek tepkisini dile getirdi.