Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas lideri Muhammed Deyf hakkında tutuklama emri çıkardığı bildirildi. ICC, duruşma öncesi yaptığı açıklamada, bu üç ismin savaş suçları ve insanlık karşıtı suçlar kapsamındaki “cezai sorumluluk”larıyla ilgili “makul gerekçelere” sahip olduğuna karar verdiğini ifade etti. Netanyahu, bu durumu “Yahudi karşıtı” bir yaklaşım olarak değerlendirdi. ICC, Netanyahu ve Gallant için çıkardığı yakalama emrinin Israel’in mahkemenin yargı yetkisini kabul etmesini gerektirmediğini açıkladı. İsrail, ICC’nin kurucu anlaşması olan Roma Tüzüğü’ne taraf değil.
Haberin devamında, Hamas’ın askeri kanadı olan İzzeddin El-Kassam Tugayları komutanı Muhammed Deyf’in Temmuz ayında bir hava saldırısıyla öldürüldüğüne dair İsrail’in açıklamasıyla ilgili detaylar yer alıyor, ancak Hamas bu iddiayı doğrulamamıştır. ICC, Deyf hakkında tutuklama emri çıkarılmasına ilişkin yaptığı açıklamada, Deyf’in “öldüğü ya da hayatta olduğu” bilgisinin mahkemeye ulaştırılamadığını belirtti. Bu bilgi eksikliği üzerine Deyf hakkında tutuklama emri çıkartıldığı ifade edildi. ICC Başsavcısı Karim Khan, Mayıs ayında Netanyahu, Gallant, Deyf ve bazı eski Hamas liderleri hakkında tutuklama emri çıkarılması talebinde bulunmuştu. Ancak Haniye ve Sinvar hakkında yapılan değerlendirme sonrasında, bu iki ismin dosyadan çıkartılması kararlaştırıldı. Haniye, Temmuz ayında Tahran’da bir suikasta kurban giderken, Sinvar Ekim ayında Gazze’deki bir çatışmada yaşamını yitirmişti.
Netanyahu, X platformunda yaptığı paylaşımda ICC’nin kararını “Yahudi düşmanı” olarak nitelendirdi. Netanyahu, kendisinin ve Gallant’ın, sivil ölümlerini önlemek için var güçleriyle çalıştıklarını belirterek, mahkeme tarafından, sivilleri bilinçli şekilde hedef almakla suçlandıklarını ifade etti. Bununla birlikte, ICC tarafından verilen tutuklama emrini kabul etmeyeceklerinin altını çizdi. Gallant da benzer şekilde sosyal medya üzerinden kararı eleştirerek, bu tutuklama emrinin “demokrasilerin terörle mücadelesi açısından tehlikeli bir emsal” oluşturduğunu belirtti.
Uluslararası tepkiler de dikkat çekiciydi. ABD Başkanı Joe Biden, ICC’nin kararına ilişkin yazılı bir açıklamada bulunarak, “ICC her ne pahasına olursa olsun, İsrail ve Hamas arasında eşitlik yoktur” dedi. Biden, her zaman İsrail’in güvenliğine yönelik tehditlere karşı destek vermeye devam edeceklerini belirtti. Öte yandan, Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, tutuklama emirlerinin uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Ancak AB ülkelerinin bazıları farklı pozisyon aldı; İspanya, İsveç ve Norveç, karara uyacaklarını bildirirken, İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto kararı eleştirdi ama durumun uygulanacağını belirtti.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Netanyahu’yu ziyarete davet edeceğini ve bu ziyarette ICC’nin kararının Macaristan’da herhangi bir geçerliliği olmayacağını ifade edeceğini belirtti. Çek Cumhurbaşkanı ise mahkemenin “demokratik bir devletin seçilmiş temsilcileri ile terör örgütünün liderlerini” aynı konumda değerlendirmesinin “talihsiz bir karar” olduğunu vurguladı. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise tutuklama emirlerini “adaletin gelişmesi için bir umut” olarak değerlendirdi.
Peki şimdi ne olacak? Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen, ICC’nin bu kararıyla birlikte ICC’ye taraf olan ülkelerin, bu üçlünün topraklarına adım atması durumunda gözaltına alma yükümlülüğü altına gireceğini belirtti. Türmen ayrıca, ICC’de tutuklama kararı bulunmasına rağmen Netanyahu, Gallant ve Deyf’in seyahatlerinin zorlaşacağını ifade etti. Bu durumun, Gazze’de işlenmiş olduğu iddia edilen savaş suçları ve insanlık karşıtı eylemler açısından da büyük önem taşıdığını anlatan Türmen, mahkemenin delillerin geçerliliğini kabul ettiğini ve cezai sorumluluğun bulunduğunu ifade etti. Sonuç olarak, bu isimler gıyaben yargılanamaz, fakat tutuklanmaları durumunda Lahey’de yargılanabilecekleri aktarıldı.