Başlık: Maradona’nın vefatının dördüncü yılı: ‘Tanrı’nın eli’ ve unutulmaz anlarla dolu eşsiz bir yaşam
Kaynak: Getty Images * Bu yazı BBC Türkçe’de ilk kez 26 Kasım 2020’de yayınlanmıştır. Futbol tarihinin en büyük oyuncularından biri olarak kabul edilen Diego Armando Maradona, ölümünün üzerinden dört yıl geçmiş bulunuyor. Maradona, 25 Kasım 2020’de Arjantin’in Tigre kentinde kalp yetmezliği ve akciğer ödemi nedeniyle hayata veda etti. Tarihin en yetenekli futbolcularından biri olan Maradona, yeteneği, görkemi, vizyonu ve hızı ile izleyicilere adeta büyülü anlar yaşatıyordu. Sıradışı ve baş döndürücü bir dahi olarak anılıyordu. Ancak, tartışmalı ‘Tanrı’nın eli’ golü ve uyuşturucu kullanımı gibi olaylar, hayranlarını üzen anların başında geliyordu. 1960 yılında Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te bir gecekondu mahallesinde doğan Diego Armando Maradona, bazıları tarafından Brezilyalı Pele’den bile daha büyük bir futbol süperstarı olarak kabul edildi. 491 maçta 259 gol atarak, 20. yüzyılın en büyük futbolcusu anketinde Pele’yi geride bıraktı; bunun üzerine FIFA oylama kurallarını değiştirerek her iki oyuncunun da ödül almasına olanak sağladı.
Genç yaşlarından itibaren büyük yetenek sergileyen Maradona, ‘Los Cebollitas’ adlı gençlik takımını 136 maçlık yenilmezlik serisine taşıdı ve milli takımla ilk kez 16 yaş ve 120 günlükken forma giydi. Kısa ve tıknaz bir yapısı vardı; 1.65 boyu ile diğer sporculardan farklı görünmüyordu. Ancak, akıcı yetenekleri, çevikliği, vizyonu, top kontrolü, dripling yeteneği ve pas başarısı, yaşadığı hız ve kiloyla ilgili sıkıntıları geride bırakmaya yetiyordu. Rakip defans oyuncularından kaçma konusunda başarılıydı, ancak suç dünyasıyla ilgili konularda aynı başarı gösterilemedi.
Maradona’nın Arjantin milli takımıyla 91 maçta 34 gol atması, uluslararası kariyerinin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturuyor. 1986 yılında ülkesinin Meksika’da Dünya Kupası’nı kazanmasına öncülük eden Maradona, dört yıl sonra da takımını finale taşıdı. 1986’daki turnuvanın çeyrek finalinde, hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir olay yaşandı. Arjantin’in İngiltere ile oynadığı çeyrek final, dört yıl önceki Falkland Savaşı dolayısıyla ayrı bir önem taşıyordu. Futbol sahası, bir savaş alanına dönüşmüştü. Maçın 51. dakikasında golsüz geçerken, Maradona zıplayarak kaleci Peter Shilton’ın tutmaya çalıştığı topu eliyle ağlara gönderdi. Bu golü, “Biraz Maradona’nın kafası, biraz da Tanrı’nın eli sayesinde” dedi. Maradona, yüzyılın en tartışmalı golünü attıktan sadece dört dakika sonra pek çok kişi tarafından ’20. yüzyılın en güzel golü’ olarak adlandırılan bir gol daha attı. Topu kendi sahasında alarak büyüleyici ve dolambaçlı bir koşu ile birçok rakibini geçip, son olarak kaleci Shilton’u da aşarak topu ağlara gönderdi. Gol sonrası BBC yorumcusu Barry Davies, “Bu gerçekten muazzam bir gol olduğunu belirtmeliyiz. Hiçbir şüphe yok ki, bir futbol dâhisini izledik.” şeklinde yorum yaptı. İngiltere, farkı bire indirse de Arjantin turu geçti. Maradona ise, “Bu sadece bir maçı kazanmanın ötesindeydi: Amacımız İngilizleri turnuvadan elemektir” dedi.
Maradona, dünya futbolunda iki kez transfer rekordunu kırdı. İlk olarak 1982 yılında Boca Juniors’tan 3 milyon sterlin karşılığında İspanyol kulübü Barcelona’ya transfer oldu. İkincisinde ise iki yıl sonra 5 milyon sterlin ile İtalyan takımı Napoli’ye geçti. San Paolo Stadyumu’nda 80 bin taraftarın önünde helikopterle stadyuma indi. O, yeni kahramanlarıydı. Kariyerinin en başarılı kulüp dönemini İtalya’da geçirdi; 1987’de ilk, 1990’da ikinci şampiyonluğunu kazandı ve 1989’da UEFA Kupası’nı kazandılar. İtalyan şampiyonluğu, şehirde 5 gün 5 gece kutlandı. Binlerce kişi sokaklardayken, Maradona yoğun ilgi ve beklenti ile karşı karşıya kaldı. “Bu müthiş bir şehir ama artık nefes alamıyorum. Özgürce yürümek istiyorum. Ben de herkes gibi bir insanım” dedi. Camorra suç örgütüyle iç içe geçti ve kokain bağımlılığı onu hızla aşağı çekti. Ayrıca, bir babalık davası ile de mücadele etmek zorunda kaldı. 1990 Dünyası Kupası finalinde Arjantin’in Almanya’ya karşı 1-0 kaybettiği maçın ardından doping testinin pozitif çıkması neticesinde 15 ay ceza aldı. Pes etmeyerek kendini toparladı ve 1994 Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen Dünya Kupası’nda yer aldı. Ancak, kameraya doğru koştuğu ve çılgın bir yüz ifadesiyle yaptığı gol kutlaması izleyicileri endişelendirdi. Turnuva sırasında yasaklı ephedrine maddesini kullandığı tespit edilince, turnuvadan elendi.
Futbolu bıraktıktan üç yıl sonra üçüncü kez dopingle yakalanınca, 37 yaşında hayatına veda etti. Ancak, sorunları peşini bırakmadı. Gazetecilere havalı tüfekle ateş açmasının ardından 2 yıl 10 ay hapis cezası aldı, fakat cezası ertelendi. Kokain bağımlılığı ve alkolizm, sağlık sorunlarına yol açtı. Aşırı kilolu olan Maradona, bir dönem 128 kiloya kadar ulaştı. 2004 yılında kalp krizi geçirdi ve bir süre yoğun bakımda tedavi edildi. Obezite ile mücadele etmek için midesinin bir kısmını aldırdı ve Küba’da uyuşturucu bağımlılığına çözüm aradı.
Tüm bunların yanı sıra, Maradona 2008 yılında Arjantin milli takımının teknik direktörü oldu. İki yıl sonraki Dünya Kupası’nda Arjantin çeyrek finale yükseldi, fakat 4-0’lık Almanya yenilgisiyle Maradona’nın teknik direktörlük kariyeri sona erdi. Medyadan düşmeyen Maradona, sonraki yıllarda pek çok teknik rolde yer aldı. Shar pei cinsindeki bir köpek, kalçasını ısırdığında estetik bir ameliyat geçirmek zorunda kaldı. Evlilik dışı bir ilişkiden olan oğlu Diego Armando Junior’ı oğlu olarak kabul etti. Kaotik yaşam tarzını kısa sürede yansıtan olaylardan biri de 2018’de Rusya’da düzenlenen Dünya Kupası’nda Arjantin-Nijerya maçında tribünde yaptıklarıydı. Kendi pankartını açtı, bir Nijerya taraftarıyla dans etti, dua etti, Lionel Messi’nin golünü coşkuyla kutladı ve ardından uyuyakaldı. Bazı haberlerde, maç sonrası tedavi görmesi gerektiği yazıldı. Yüzlerce karakterde yer edinen, dramatik, yaratıcı, eğlenceli, olağanüstü olan… Diego Maradona. Sıradanlıktan çok uzak bir yaşam.