Başlık: Husiler: Kızıldeniz’de Türk gemisini vuran Yemenli isyancılar kimdir? Gemilere neden saldırıyorlar?
Yemen’in başkenti Sana ve ülkenin batı bölgelerini kontrol eden Husi isyancılar, Kızıldeniz’den geçmekte olan bir Türk gemisini hedef aldı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Panama bandıralı “Anadolu S” adlı kuru yük gemisinin saldırıya uğradığını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Benzer bir olayı tekrar yaşamamak için gerekli önlemler alınmaktadır” ifadeleri yer aldı. Bölgedeki saldırıları izleyen İngiltere Deniz Ticaret Organizasyonu (UKMTO), gemi ve mürettebatın güvende olduğunu bildirdi. UKMTO’ya göre, gemi 17 ve 18 Kasım tarihlerinde Yemen açıklarında seyir halindeyken iki kez daha saldırıya uğramış, bu saldırılarda füzeler geminin yakınlarına düşmüştür.
Husilerin Kızıldeniz’deki gemilere saldırma sebepleri arasında İsrail’in Gazze’ye düzenlediği askeri operasyonlar bulunmaktadır. Husiler, bu saldırılara dayanarak “İsrail’e yardım gönderen gemileri hedef aldıklarını” belirtmektedir. Bu süreçte bir gemiyi alıkoyan ve iki gemiyi batıran Husiler, saldırılarında bazı mürettebat üyelerinin hayatını kaybetmesine de sebep olmuştur. Geri kalan saldırılar ise ya hedeflerine ulaşamamış ya da ABD’nin bölgedeki seyrüsefer güvenliğini korumak adına yürüttüğü “Refah Muhafızı Operasyonu” kapsamındaki çok uluslu deniz güçleri tarafından engellenmiştir. Başkanlığını ABD’nin üstlendiği koalisyon, gemilere yönelik tehditleri bertaraf etmek ve ayrıca Yemen’deki Husi hedeflerine saldırılar gerçekleştirmek için de harekete geçmektedir. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) son olarak, 9-10 Kasım tarihlerinde Husi kontrolündeki bölgelere hava saldırıları düzenlemiştir.
Husilerin kim oldukları, Yemen’de hangi bölgeleri kontrol ettikleri ve hangi büyük güçlerce desteklendikleri ise merak edilen diğer konular arasında.
Husilerin Kızıldeniz stratejisi,
İran tarafından desteklenen Husiler, Yemen’in başkenti Sana ve ülkenin batı taraflarını kontrol altında tutarak, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki olarak Hamas ile dayanışma içinde olduklarını ifade etmektedirler. Ancak pratikte, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde İsrail ile bağlantısı olmayan gemilerin de hedef alındığı gözlemlenmektedir. Husilerin bu saldırıları sonucunda, küresel deniz ticaretinin yaklaşık %15’ini oluşturan Kızıldeniz rotasında deniz trafiği belirgin bir şekilde azalmıştır. Birçok ticari gemi, Kızıldeniz yerine Afrika’nın güneyinden dolaşarak çok daha uzun bir rotayı tercih etmektedir.
Husiler kimdir ve amaçları nedir?
Husiler, Yemen’deki Şii Zeydiler azınlığının oluşturduğu silahlı bir gruptur. 1990 yıllarında, dönemin Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in yolsuzluklarını protesto etmek amacıyla mücadele için kurulmuştur. İsimlerini, hareketin kurucusu Hüseyin El Husi’den almışlardır ve kendilerini aynı zamanda Ensar Allah adını da kullanmaktadırlar. 2003’te ABD’nin Irak’ı işgali sonrasında “Allahuekber. ABD’ye Ölüm. İsrail’e Ölüm. Yahudilere Lanet Olsun ve Zafer İslam’ın” şeklinde slogan benimsemişlerdir. Hamas ve Hizbullah ile birlikte, İran öncülüğündeki “direniş ekseni”nin bir parçası olduklarını belirtmektedirler. Avrupa Barış Enstitüsü’nden Yemen uzmanı Hişam el Omeysi, bu durumun Husilerin Körfez bölgesine giden gemilere saldırmalarının nedenini açıkladığını ifade etmektedir. “Şu anda emperyalistlerle, İslam ulusunun düşmanlarıyla savaşıyorlar. Bu durum da tabanlarında iyi bir yankı buldu” şeklinde görüş bildirmektedir.
Husiler, 2014’te Ali Abdullah Salih’in halefine karşı başlattıkları ayaklanmayla Yemen’de büyük bir siyasi güç elde etmiştir. Eski düşmanları ile anlaşma yapıp Salih’i yeniden iktidara getirme çabası içerisindeydiler. 2015 yılının başlarında Yemen’in kuzeyindeki Saada bölgesini ele geçirip başkent Sana’yı da aldıktan sonra Hadi’yi ülke dışına zorla çıkardılar. Yemen’in komşusu Suudi Arabistan, Husileri iktidardan düşürmek ve yerine Hadi’yi getirmek amacıyla askeri müdahalede bulundu; bu müdahaleye Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn de destek verdi. Husiler, bu saldırıları geri püskürtmeyi başardı ve ülkenin geniş kesimlerini kontrol etmeye devam etti. Taraf değiştirip Suudilere katılmaya çalışan Ali Abdullah Salih, 2017’de öldürülmüştür.
Bu grubu kim destekliyor?
Husiler, örgütlenmeleri konusunda Lübnan’daki Şii silahlı grup Hizbullah’ı örnek almaktadır. ABD merkezli olan Terörle Mücadele Merkezi, Hizbullah’ın Yemenli isyancılara 2014 yılından bu yana yoğun askeri uzmanlık ve eğitim desteği sunduğunu iddia etmektedir. Husiler, İran’ı da müttefik olarak görmektedir. ABD ve müttefikleri, Husilerin saldırılarında İran yapımı olan insansız hava araçları ve seyir füzeleri kullandığını öne sürmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunulan bir raporda, İran yardımıyla Husilerin yerel bir silahlı güçten “kuvvetli bir askeri örgüte” dönüştüğü ifade edilmiştir. İran ise Husilere askeri yardım sağladığı iddialarını reddetmektedir. Ayrıca, ABD ve Suudi Arabistan, Husilerin 2017 yılında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a yönelik fırlattıkları ve havada düşürülen balistik füzelerin İran tarafından sağlandığını belirtmektedir. Suudi Arabistan, 2019’de kendi petrol tesislerine yapılan saldırılarda kullanılan füze ve insansız hava araçlarının da İran tarafından verildiğini öne sürmektedir. Husiler, Suudi Arabistan’a yönelik on binlerce kısa menzilli füze kullanmıştır ve BAE’yi de hedef almıştır. Bu silahların temin edilmesi ise Birleşmiş Milletler’in silah ambargosunu ihlal ettiği anlamına gelmektedir.
Husilerin gücü ne düzeyde?
Yemen’deki resmi hükümet, Devlet Başkanlığı Liderlik Konseyi tarafından yönetilmektedir. Devlet Başkanı Abdrabbuh Mansur Hadi, yetkilerini Nisan 2022 tarihinde bu konseyle paylaşmıştır ve merkezin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da olduğu belirtilmektedir. Ancak Yemeni halkının çoğunluğu Husi kontrolündeki alanlarda yaşamaktadır. Husiler ülkenin kuzeyinde vergi toplamakta ve ayrıca para basma yetkisine de sahiptir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Husi hareketi üzerine uzman olan Ahmed el Bahri, Husi hareketinin 2010’dan itibaren 100 ila 120 bin üyesi olduğunu ve bu grubun silahlı birimler ile silahsız destekçilerden oluştuğunu ifade etmiştir. Ayrıca BM, 2020 yılında Husi saflarına katılan yaklaşık 1500 çocuğun hayatını kaybettiğini, takip eden yıllarda da yüzlercesinin öldüğünü bildirmiştir. Husi isyancılar, Kızıldeniz kıyılarının büyük kısmında da kontrol sağlamaktadır. El Omeysi, bu saldırıların Suudi Arabistan ile yürütülen müzakereler üzerine de etkisi olduğunu dile getirerek, “Suudilere Kızıldeniz güzergahını kapatabileceklerini göstererek, istedikleri ödünler için Suudilere daha fazla baskı yapıyorlar” demektedir.