‘Yenidoğan Çetesi’ davasının 47 sanığının yargılandığı ilk duruşmanın 7. celsesi dün sona erdi. İlk 7 celse boyunca çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı da dahil olmak üzere 22 tutuklu sanığın ve 7 tutuksuz sanığın ifadeleri alındı. Bugün duruşma, tutuksuz 18 sanığın ifadelerinin alınmasıyla devam etti. Duruşma sırasında bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulunurken, diğer tutuksuz sanıklar bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Duruşma, saat 10.15’te kimlik tespitiyle başladı ve tutuksuz sanık Ceren Hatice Kırım’ın savunmasıyla devam etti.
Mahkeme Başkanı, dosyasında yer alan bilgileri inceleyerek Hemşire Ceren Hatice Kırım’a sorular sormaya başladı.
Mahkeme Başkanı: Maaşını nereden alıyordun?
Ceren Hatice Kırım: Medilife Beylikdüzü Hastanesi’nden.
Mahkeme Başkanı: Başka bir yerden maaş alıyor muydun?
Ceren Hatice Kırım: Medisense’den de alıyordum.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın şirketi…
Ceren Hatice Kırım: Kaynağını sorgulamadım, mesai ücreti olarak geliyordu.
Mahkeme Başkanı: Neden hastane değil de Medisense ödüyor?
Ceren Hatice Kırım: Medisense ayrıca kıdem ücreti de veriyordu. Çok tecrübeli olduğum için.
Mahkeme Başkanı, Fırat Sarı ile yapılan bir konuşmayı okudu. Ceren Hatice Kırım: Orada iğneleyici bir şekilde konuşuyorum. Çünkü hasta sayısı fazla olduğu için kendisine bilgi vermek amacıyla konuşmuştum. 27 hasta vardı, 23 olması gerekiyordu.
Savcı Kadir Kocakaya: Hasan Basri’ye ilaçlarla ilgili ‘Ondan 6 tane vereyim’ diyorsun. Ama burada ‘yapmadım’ diyorsun. Yapmadığın bir şeyin konuşmasını neden bu kadar ayrıntılı yazıyorsun?
Ceren Hatice Kırım: Hasan Basri o konuda biraz ısrarcıydı. Daha sonra doktorlarla görüştüm ve onu oyaladım.
Savcı Kadir Kocakaya: Niçin oyalama ihtiyacı duydun? Hayatın olağan akışına aykırı. Birisi bana ‘Bu bilgisayarı ver’ dese, ‘Ne diyorsun, bu devlet malı’ derim.
Ceren Hatice Kırım: Belki acil bir durum için istemiştir diye düşündüm, o yüzden uzatmışımdır. Konuşmalarda da bunu sormuşum zaten.
Fırat Sarı’nın avukatı: Hasan Basri, ilaç isterken kendi adına mı istiyordu, Fırat Sarı adına mı?
Ceren Hatice Kırım: Fırat Sarı adına istiyordu ama genel merkez hakkında bir şey duymadım.
Avukat: Başhemşirelikten uyarı aldın mı?
Ceren Hatice Kırım: Hastaların dosyalarını yeterince denetlemediğim için uyarı almış olabilirim. Zaten hastaya dokunmayı daha çok sevdiğim için sorumlu hemşireliği bıraktım.
Avukat: Medisense ile para dağıtırken bu talimatı kimden aldın?
Ceren Hatice Kırım: Bu talimat değil, ricadır. Takip ettiğim bir durumdu, ben bu durumdan memnun olmadım. Telefon kayıtlarım incelendiğinde de görülecektir. Kıdemli hemşire olarak görev yapıyordum. Eğer bir ödeme aldıysam yalnızca bu amaçla almışımdır, başka bir şey yok.
‘Yenidoğan Çetesi’ soruşturmasında adı geçen İBB Meclis üyesi ve Medilife Beylikdüzü Hastanesi’nin başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz sanık kürsüsüne geldi.
Ahmet Atilla Yılmaz: Suçlamaları kabul etmem mümkün değil. Emekli olduktan sonra SGK’dan emekli maaşı alan bir cerrahım. Bir başhekimin hastanenin gelirini artırma kaygısı yoktur. Çok şükür ki bu iddianamede bebeklerin vefatıyla ilgili sorgulanmıyorum. Dört kız çocuğu babası olarak böyle bir suçlamaya maruz kalmadığım için minnettarım. Ancak en çok üzüldüğüm şey, sağlık çalışanlarının durumu ve onlara yönelik bakış açısıdır.
Mahkeme Başkanı: Danışmanlıkla ilgili görüşmeleri kim yapmıştı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Yenidoğan uzmanı konusunda yönetime danışmanlık almamız gerektiğini söyledim. Yönetim kurulu başkanımız Dr. Osman Deniz bu süreci başlatmıştır.
Mahkeme Başkanı: Sanıklardan tanıdıklarınız var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Doktor Fırat Sarı ve Doktor İlker Gönen’i tanıyorum. 20 yıldır aynı bölgede çalışıyorum, tanıdığım kişiler olabiliyor ama nereden tanıdığımı hatırlayamıyorum.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı veya İlker Gönen ile danışmanlık ile ilgili görüşmen oldu mu?
Ahmet Atilla Yılmaz: Doktor İlker Gönen ile hasta güvenliği hakkında çokça görüşme yaptık. Yenidoğanın önemi hakkında konuştuğumu hatırlıyorum.
Mahkeme Başkanı: Beylikdüzü Medilife ve Bağcılar Medilife arasındaki fark nedir?
Ahmet Atilla Yılmaz: Yönetimleri ve işletmeleri farklı. Herhangi bir organik bağımız yok. Yönetim değişti ama isimler aynı kaldı, kurumlar çok farklı.
Mahkeme Başkanı: Hasta sevkleriyle ilgili bilgin var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Kendi hastalarımızın yoğun bakıma geldiğini gördüm. Dışardan pek sevk gelmedi. Biz de dışarıya sevk etmekte zorlanıyoruz.
Mahkeme Başkanı: Danışmanlık şirketiyle anlaşmanın içeriğini biliyor musun?
Ahmet Atilla Yılmaz: Resmi bir anlaşmamız yok. Çalışanlarımıza ödemeler bizim bilgimiz dışında yapılıyor. Mesai ücretleri hastaneden ödenmektedir.
Mahkeme Başkanı: Opera bebek var. Sizin hastaneden Birinci’ye sevk olmuş.
Ahmet Atilla Yılmaz: Sevkler hekimler tarafından yürütülen bir süreçtir. O bebeğimiz 14 Ocak’ta hastanemize geldi. Gece 1’de, 112 üzerinden çocuk yoğun bakımına ihtiyaç duydu. Bizim çocuk yoğun bakımımız olmadığı için sevk oldu ama hekimler takip etmeye devam etti.
Mahkeme Başkanı: Ekleyeceğin bir şey var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Teşekkür ederim. Avukat bulmakta zorlandık. Sanık avukatlarına teşekkür etmek isterim. Hiçbir hastayı AİDS olduğu için reddetmedim, bu yüzden teşekkür etmem gerekiyor.
ÇAPRAZ SORGU
Üye hâkim: Fırat Sarı’dan önce danışmanlık hizmeti almış mıydınız?
Ahmet Atilla Yılmaz: Yenidoğanda yoktu. Diğer birimlerde olabilir.
Üye hâkim: Sevk yönünde talep var mıydı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Hiçbir talebimiz olmamıştır.
Savcı Kadir Kocakaya: Resmi anlaşma yok dedin. O zaman neye dayanarak ödeme yapıyorsunuz? Çıkışları neye göre gösteriyorsunuz?
Ahmet Atilla Yılmaz: Resmi olup olmaması önemli değil.
Savcı Kadir Kocakaya: Para çıkışını nasıl sağlıyorsunuz? Vergilendirme yapılmıyor mu?
Ahmet Atilla Yılmaz: Bunun muhatabı ben değilim.
Savcı Kadir Kocakaya: Maaşını nasıl alıyorsun?
Ahmet Atilla Yılmaz: İki türlü maaş sistemi var: biri sigortalı, diğeri şirket üzerinden.
Savcı Kadir Kocakaya: Nasıl alıyorsun? Uzatma! Sabit mi, değişken mi?
Ahmet Atilla Yılmaz: Değişken.
Savcı Kadir Kocakaya: Ciro artınca prim alıyor musun?
Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.
Savcı Kadir Kocakaya: Fırat Sarı’nın bebek getirip getirmediğinden haberin yok mu?
Avukat (itiraz etti): Benim müvekkilim dâhil değil.
Mahkeme Başkanı: Sorunun sorulmasına karar verildi.
Ahmet Atilla Yılmaz: Hiçbir bilgim yok. Talebim de yoktu.
Savcı Kadir Kocakaya: Senin çalışanların sana bilgi verdiler mi?
Atilla Yılmaz: Hayır.
Savcı Kadir Kocakaya: Yenidoğan birimi kapalı bir kutu. Daha sıkı denetim gerektiriyor. Buradaki denetimi nasıl yapıyorsunuz? Kapasiteyi aşan bebek alındığına dair iddialar var.
Avukat (itiraz etti): Böyle bir iddia yok.
Mahkeme Başkanı: Sorunun sorulmasına karar verildi.
Ahmet Atilla Yılmaz: Denetim sıklıkla yapılır. Bazı durumlarda tespit edilen şeyler olur.
Savcı Kadir Kocakaya: Bizzat görevlendirdiğiniz bir denetim mekanizması var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Çalıştığımız insanlar bizim inandığımız arkadaşlar. Ekstra birisini göndermem, bu işleyişe aykırıdır. Arada haberli veya habersiz denetimlerimiz var.
İlker Gönenli’nin avukatı: İç işleyişinize ilişkin mevzuat soruldu. Bu sizin görevinizle ilgili mi?
Ahmet Atilla Yılmaz: Savcım, talep edenlerin iyi niyetinden şüphem yok.
Savcı Kadir Kocakaya: Benim niyetimi sorgulama.
Savcı Kadir Kocakaya: Hemşirelerin Medisense’den aldığı paralardan haberin var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.
Savcı Kadir Kocakaya: ‘Hastaneden geliyor sandık’ dediler.
Ahmet Atilla Yılmaz: Ceren hemşire böyle bir şey demedi.
Savcı Kadir Kocakaya: Dünkü ifadeler için soruyorum.
Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.
Sağlık Bakanlığı usulsüzlük tespit etmemiş.
Avukat Burak Mengü: Hastane, Sağlık Bakanlığı denetiminden geçti mi?
Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz: Defalarca.
Burak Mengü: Usulsüzlük tespit edildi mi?
Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.
Kollukta verdiği ifadelerini kabul etmeyen Birinci Hastanesi yoğun bakım hemşiresi Ayşe Gizem Büyükköleş sanık kürsüsüne geldi. Gizem Büyükköleş, opera bebek hakkında ifade verdi: ‘Tuğçe Toptemel bu bebeğin büyük olduğunu belirtti. Hakan Doğukan, günlüğüne 20 bin TL alınacak gibi bir not düşmüş. Ne kadar alınacağı hakkında bir bilgim yoktu. Opera bebekle birlikte 4 hastam vardı. Hastanın hiçbir sorunu yoktu şeklinde teslim ettiler; eğer sağlıklı bir şekilde teslim etselerdi entübe olunmazdı.’
Ayşe Gizem Büyükköleş: ‘Tuğçe Toptemel opera bebekle ilgili Hakan Doğukan’ı aradı. Doğukan, kan şekerine bakmamızı istedi ama Tuğçe, kan gazı almak istedi ama onun için gerekli olan kan gazını alamadık. Monitör arızalıydı. Ancak bebeğin kötü olduğunu bildikleri halde bize prop göndermediler. Doğukan, hiçbir şey yapmamayı söyledi ama Tuğçe Toptemel alandan çıkış yaptı. Mesai saatimiz 8’de bitti; ama biz 9’a kadar oradaydık. Gündüz bebeği düzgün teslim alsaydık zaten teslim almazlardı. Doğukan Taşcı gitmeden önce Şehmuz Çelik asla alana gelmezdi. Bunu da hiçbiri ifade etmedi. Gece alanında doktor yoktu. Orijinal Başlık: ‘Ne sorsam bilmiyorum diyorsunuz’
Yeniden Yazılmış İçerik Parçası:
Hakan Doğukan’ı tanıyor musun? Ayşe Gizem Büyükköleş: Evet, o alan sorumlusuydu. Mahkeme Başkanı: Ne kadar süre çalıştın? Ayşe Gizem Büyükköleş: 8-9 ay kadar çalıştım. Mahkeme Başkanı: Bir bebeğin sıkıntısı olduğunda kime danışıyordun? Ayşe Gizem Büyükköleş: Kendi alanımdaki birine başvuruyordum. O da alan sorumlusunu arıyordu. “Kime sorsak, hiçbir şeyden haberi yok.” Mahkeme Başkanı: Kaşe kullanılıyor muydu? Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum ama sürekli bu konu gündeme geliyordu. Mahkeme Başkanı: Kime sorsak, hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekimle görüşün’ diyor. Ben bu hastaneleri nasıl yönettiğinizi anlayamıyorum. Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben birinci alanla ilgili çalışmıyorum. Gece saatlerinde çalıştığım için şahit olamıyorum. Mahkeme Başkanı: Gece vakti nasıl oluyor peki? Ayşe Gizem Büyükköleş: Doktor Fırat Sarı’yı arıyorlardı. Mahkeme Başkanı: İşler Fırat Sarı ve Gönen’e mi kalıyordu? Ayşe Gizem Büyükköleş: Hiç görmedim. Hasta geldiğinde bilgilendirme yapılıyordu. Ayşe Gizem Büyükköleş: O gün nöbeti teslim aldıktan sonra duyduğum bilgi 20 bin TL alınacakmış. Bu yüzden muhtemelen önem veriyorlardı. Gündüz çalışan bir arkadaşım bana Şehmuz Çelik’in panik içinde ’20 bin TL’yi aileye verin’ dediğini söyledi. Mahkeme Başkanı: Bu durumu anlatan kimdi? Ayşe Gizem Büyükköleş: Yaren. Mahkeme Başkanı: 20 bin TL’den kimlerin haberi vardı? Ayşe Gizem Büyükköleş: Gündüz çalışan herkesin haberi olduğunu düşünüyorum. Savcı Kadir Kocakaya: Kolluk ifadenizdeki ‘Yenidoğanda Fırat Sarı çalışmaktadır’ ifadesi ne anlama geliyor? Ayşe Gizem Büyükköleş: Geceleri hasta kötüleştiğinde Fırat Sarı’ya haber verilirdi. Savcı Kadir Kocakaya: Bazı hemşireler, ‘Aldığımız parayı diğer hemşirelere dağıttık’ dedi. Sen aldın mı? Ayşe Gizem Büyükköleş: Hayır, hiçbir şekilde almadım. Savcı Kadir Kocakaya: Ali Aksu’yu (hastane sahibi) tanıyor musun? Ayşe Gizem Büyükköleş: İsim olarak duydum. Savcı: Opera bebeğin orada olmasından Ali Aksu’nun haberi var mıydı? Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum.
MONİTÖRLERİN DURUMU NE? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Monitör eksikliği tam olarak nedir? Ayşe Gizem Büyükköleş: Hepsi çok sağlıklı çalışmıyordu. Avukat: Bu çalışmama durumu ne kadar sürdü? İdari amire ilettiniz mi? Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben kendim iletmedim, zaten alan sorumlum durumu iletmişti.
DURUŞMAYA ARA VERİLDİ Duruşmaya ara verildi. Ara sonrası duruşma Dr. Şehmuz Çelik’in ifadesiyle devam edecek. Uzman Dr. Şehmuz Çelik savunma yapıyor. Duruşmada verilen ara sona erdi. Mahkeme heyeti yerini aldı. Tutuksuz sanık Uzman Dr. Şehmuz Çelik sanık kürsüsünde.
“BU SORUŞTURMAYI YAPAN SAVCIDAN ALLAH RAZI OLSUN” Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın? Şehmuz Çelik: Yapacağım. Bu soruşturmayı gerçekleştiren savcıdan Allah razı olsun. Ben her yerde çalıştım. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Bazı kişilerin hakkımda yaptığı asılsız iddialara yanıt vermek istiyorum. Fırat Sarı tarafından Doğukan göreve getirildi ama görevini ihmal etti. Aradığımda “İşim var, geç geleceğim” dedi ve başka bir hemşireye vizit yapmasını söyledi. Hasan Doğukan konuşurken “Beni sevmiyorlar” dedi. Fırat, “Senin gideceğini biliyorum” demişti. Daha sonra da “Doktorluğunu yakacağım” dedi.
“ALDIKLARI BEBEKLERİ BAŞKA HASTANELERE ÜCRET KARŞILIĞI VERMİŞLERDİR” Dr. Şehmuz Çelik: Hakan Doğukan Taşçı’nın bir konuşmasında, “Şeyhmus hoca ağzıma sıçtı, Şeyhmus hoca gerizekalı” dediğini öğrendim. Fırat Sarı zaten, “Şeyhmus gidecek” diyordu. Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök, kendilerini ‘Doktor Şeyhmus’ olarak tanıtmış ve aldıkları bebekleri başka hastanelere ücret karşılığı vermişlerdir.
“BEBEĞİ GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜRMÜŞLER” Şehmuz Çelik: Fırat Sarı, bana düzenli ödeme yapmadı. Sarı’nın getirdiği Doğukan, hastaların takibini bilerek ve kasten engelledi. Görevine gelmeyen, iş disiplinsizliği nedeniyle onu istemedim. Fırat Sarı’ya söyledim, hakkında tutanak tutuldu. Günlük 5 bin lira para istemişler ve Hasan Bastı ile paylaşmışlar. Hayatımda hiçbir örgüte üye olmadım, hiçbir zaman örgüte hizmet etmedim. Hasta taburcu edildiğinde epikriz raporu yazılır ve sonrasında SGK’ya bildirilir. Ben SGK veya başka bir kurumu dolandırmak amacıyla hiçbir şey yapmadım, gerçeğe aykırı belge düzenlemedim. Kaya bebekle ilgili olarak, ben Güney Hastanesi’nde 2 saat çalıştım. Anlaşmam feshedildi, yerime Doktor Rıza ve Doktor Hilda geldi. Kaya bebeğe, Doktor Tuğçe bakıyordu. 15’inde beni aradılar ve yönetim, Hilda ile anlaşma yaptıklarını söyledi. Aynı tarihte Doktor Hilda’nın çalışma kaydı var. Ertesi gün bebek Kaya yaşamını yitirdi. Ambulans şoförü, hemşireye benim adımı yazmasını söyledi. Daha sonra ifade vermem için beni çağırdılar.
Bebek Serdarıova ile ilgili; çocuk kardiyolojisi olmadığını bilmelerine rağmen ambulans şoförü Gıyasettin, para karşılığında bebeği buraya bırakmış. Bebek Türkmen ailesinden para alınmış. Bunları öğrendik, vicdan yokmuş.
“ŞİKAYET ETMEME RAĞMEN GÖREVİNE DEVAM ETTİ” Dr. Şehmuz Çelik: Fırat Sarı’ya Hakan Doğukan Taşçı’yı şikayet etmeme rağmen görevine devam etmiştir. Hiçbir hasta için kendime çıkar sağlamış değilim. Birinci hastanesinden hasta geliyor, Hasan Basri Emine Avcı’yı aramış, komisyonda olduğunu söylemiş. Hayatımda hiçbir örgütte bulunmadım. İhmali bir davranışla kasten adam öldürmedim. Ben mesai saatlerini yerine getiren biriyim. Her sabah vizitlerimi yapar, hemşireye notları aldırırım. Sorumlu hemşirelere yükletirim. Klavye bilgim iyi olmadığından epikrizleri hemşirelere geçirttirirdim.
“SERDAROVA BEBEĞİ BÖYLE ÖLDÜRMÜŞLER” Savunmasına devam eden Şehmuz Çelik: Kalp hastası bir bebek vardı, ameliyat olmazsa ölecekti. Ancak parası olmadığı için hiçbir hastane bu bebeği kabul etmedi. Sürekli damardan ilaç kullanması gerekiyordu. Allah savcı beyinden razı olsun. Hakan Doğukan’ın, Fırat Sarı’ya “Bu hastayla ilgilenme, boşuna uğraşma” dediğini duydum. Doğukan Taşçı, “Erkenden öldüreceksin, sorun çözülecek” diyordu. İlaçları vermeyen sorumlu hemşireydi. Şimdi soruyorum: Bu ilacı kim kesti, neden kesti? Mahkeme Başkanı: Sondan başlayalım. Oranın sorumlu doktoru kim? Şehmuz Çelik: Ben. Mahkeme Başkanı: Hastanın takibini doktorun bilmesi gerekir. Bu sanığın savunmasını kim aldı diye katibe sormam mümkün mü? Şehmuz Çelik: Yenidoğana ben bakmıyorum, başka doktor bakıyor. Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı tanıyor musun? Şehmuz Çelik: Tanıyorum. Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan Taşçı’yı? Şehmuz Çelik: Maalesef tanıyorum. Mahkeme Başkanı: Maaşını nereden alıyorsun? Şehmuz Çelik: Hastaneden. Mahkeme Başkanı: Ama diğer ifadenizde işletmeden maaş aldığını söylemişsiniz. Şehmuz Çelik: Maaş parasıydı. Mahkeme Başkanı: Birkaç kez para aldım demişsiniz. Şehmuz Çelik: Aldım ama geri verdim. Mahkeme Başkanı: Denetimle ilgili “Şehmuz gelecek” diyorlar. Şehmuz Çelik: Bilgim yok. Mahkeme Başkanı: Sizin 112’de numaranız var mı? Şehmuz Çelik: Var. Mahkeme Başkanı: Doğukan’da, “Şehmuz Çelik ben” diye 112’den hasta almış. Şehmuz Çelik: Bilgim yok, olsaydı müdahale ederdim. 112’de numaram olduğunu bilmiyorum. Mahkeme Başkanı: Şimdi sen bana soruyorsun, ben sana soruyorum. Nasıl böyle bir şey olur? Şehmuz Çelik: Benim numaramdan kendi numarasını 112’ye vermişler. Mahkeme Başkanı: Siz alana gittiğinizde hastaları görmüyor musunuz? Şehmuz Çelik: Hayır, başka hastanelere para karşılığında götürüyorlar.