Basın İlan Kurumu 32. Dönem 8. Genel Kurul Toplantısı, Genel Müdür Cavit Erkılınç’ın açılış konuşmasıyla başladı. Erkılınç, kurumun çalışmaları, mevzuat değişiklikleri ve zam oranları ile ilgili bilgi verdi. “Güncelliğini Kaybeden Mevzuatın Değiştirilmesi Hayati Önemde” diyen Erkılınç, 1961 yılında yürürlüğe giren 195 sayılı Kanun’un günümüz ihtiyaçlarına cevap veremediğini vurgulayarak bu alanda yapılacak değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Anayasa Mahkemesi’nin Basın Ahlak Esasları ile ilgili çerçevenin yeniden belirlenmesini istemesi üzerine, Meclis’in iki yıl boyunca bu konuda adım atmadığını hatırlatarak dosya sayısının 100’e yaklaştığını ifade etti. Erkılınç, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Metro A.Ş., Basın Ahlak Esasları’na aykırı yayın yapan bir gazete hakkında yaptığı başvurunun Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda beklemeye alınmasını Danıştay’a itiraz etti. Durum o hale geldi ki, kimseye yaranamıyoruz” şeklinde konuştu.
Yerel ve ulusal yayınlar hakkında kritik uyarılarda bulunan Erkılınç, Tekirdağ, İzmir ve Bursa’da düzenlenen bölge toplantılarında 300’den fazla yayın temsilcisi ile bir araya geldiklerini söyledi. Bu görüşmelerde, nitelikli yayıncılığın önemi, resmi ilan gelirlerinin azalması ve sektördeki diğer zorluklar üzerine tartışıldığını belirtti. Erkılınç, Türkiye genelinde tirajı 50 binin üzerinde olan yayınlarla iki ayrı toplantı gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, özellikle tirajı 100 binin üzerinde olan yayınların bu düzeyin altına inme isteğinin, resmi ilanların geleceğini tehlikeye sokacağını ve bugünkü rakamlarla 250 milyon TL’nin üzerinde gelir kaybı yaşanabileceği konusunda endişelerini dile getirdi.
Resmi ilan sayısının geçen yıla oranla 7 bin adet azaldığını açıklayan Erkılınç, resmi ilan fiyat tarifesine yapılacak zam oranları hakkında değerlendirmede bulundu. Daha önce yapılan yüksek zam oranlarının ilan sayısında düşüşe yol açtığını ve kamu kurumlarını alternatif çözümler aramaya yönlendirdiğini belirtti. 2024 yılının ilk 10 ayında resmi ilan sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 7 bin adet gerilediğini ve yıl sonuna kadar bu sayının 10 bini bulabileceğinden endişe duyduklarını kaydetti. Zam oranlarının yüzde 32,14 ve yüzde 23,53 olarak önerildiğini ve bu oranların yapılan tüm itirazlar dikkate alınarak belirlendiğini ifade etti. Daha yüksek oranların mali açıdan cazip görünebileceğini, ancak yürürlüğe giriş tarihlerindeki gecikmelerin sektöre zarar verebileceğini vurguladı. Zam oranını yetersiz bulan Genel Kurul üyelerine ise demokratik haklarını kullanarak farklı oran teklif edebileceklerini bildirdi.