DİSK: İddialar verilerle örtüşmüyor… ‘Asgari ücret enflasyonun nedeni değil, çözümün parçası’
Doğrudan 7 milyona yakın çalışan ile dolaylı olarak toplumun tamamını ilgilendiren asgari ücretin belirlenmesi süreci yarın itibarıyla başlayacaktır. DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), bu süreçten önce yeni asgari ücret raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, toplumda yaygın olarak öne çıkan bazı iddiaların gerçeği yansıtmadığı vurgulanmaktadır. Araştırma bulguları, asgari ücretin enflasyonu doğrudan artırmadığını, istihdamı azaltmadığını, bölgesel asgari ücret önerilerinin çözüm getirmediğini ve verimlilik artışlarının ücretlere yansımadığını ortaya koyuyor.
Asgari ücret konusundaki değerlendirmeler için Bakan Işıkhan’dan açıklama bekleniyor. Raporda, Türkiye’deki asgari ücretin ismi “asgari” olmasına rağmen fiili olarak ortalama bir ücret haline geldiği, düşük ücretle çalışanların yaygınlaştığı ve özellikle kadınlar ile kayıt dışı çalışanların çok daha zor koşullara maruz kaldığı belirtiliyor.
ASGARİ ÜCRET ENFLASYONUN SEBEBİ DEĞİL
Raporda, asgari ücret artışlarının enflasyonu artırdığı yönündeki iddiaların gerçekle örtüşmediği ifade ediliyor. 2005-2015 yılları arasında Türkiye’de asgari ücret, resmi enflasyonun üzerinde artmasına rağmen enflasyonda önemli bir yükseliş gözlemlenmedi. Örneğin, 2012 yılında asgari ücrete yapılan yüzde 11,8’lik artırma, önceki yılın yüzde 10,5’lik enflasyonuna rağmen 2012 enflasyonunu yüzde 6,2’ye düşürdü. 2016 yılında da yüksek reel artışa rağmen enflasyon geriledi.
DİSK-AR’ın verilerine göre, yüksek enflasyon ücretlerin alım gücünü azaltırken, büyük şirketlerin kârlarını artırma yolunda etkili oluyor. Enflasyon karşısında gelir dağılımı daha da dengesiz hale gelirken, asgari ücrete zam yapılmamasının asıl nedeninin kaynak eksikliği değil, dağılım konusunda alınan siyasal ve ekonomik tutum olduğu vurgulanıyor.
ASGARİ ÜCRET ARTIŞI İSTİHDAMI AZALTMIYOR
Asgari ücret artışlarının işsizlik oranını artıracağına dair görüşler de verilerle desteklenmiyor. 2023 yılında gerçekleşen yıllık ortalama yüzde 104 seviyesindeki asgari ücret artışına rağmen dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10,4’ten yüzde 9,4’e düştü; istihdam oranı ise yüzde 47,5’ten yüzde 48,3’e yükseldi. Yani yüksek artışlar bile işsizlik üzerinde belirgin bir artış sağlama eğiliminde olmadı.
BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET: ÇÖZÜM SUNMAYAN BİR UYGULAMA
Bölgesel asgari ücret önerileri, Türkiye’nin 1951-1974 yılları arasında uygulayıp daha sonra terk ettiği bir modeldir. Raporda, bölgesel asgari ücretin, Anayasa’nın eşitlik ilkesine karşı olduğu, gelirin daha adaletsiz şekilde dağılmasına ve bölgeler arası uçurumların derinleşmesine sebep olabileceği ifade ediliyor. DİSK-AR, çözümün sendikalaşmanın artması ve toplu iş sözleşmelerinin tüm işletmelere yayılmasıyla mümkün olacağına inanıyor.
VERİMLİLİK ARTIŞI ÜCRETLERE YANSIMIYOR
Araştırma, ulusal gelir ve büyük şirketlerdeki verimlilik artışlarının, çalışan ücretlerine olumlu yansımadığına dikkat çekiyor. 1974’te kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 80,6’sına denk gelen asgari ücret, 2024 yılında yüzde 46,5’e gerilemiştir. Ayrıca, büyük şirketlerde de verimlilik artışlarının çalışan maaşlarına olumlu etki etmediği vurgulandı.
AVRUPA’NIN EN DÜŞÜK ASGARİ ÜCRETLİ ÜLKELERİNDEN BİRİ TÜRKİYE
2014 yılında, Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip 11 Avrupa ülkesi bulunurken, bu sayı 2024 yılında 4’e düşmüştür. Günümüzde Türkiye, Avrupa’da yalnızca Arnavutluk, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan’ın üzerinde bir konumda bulunmaktadır. Avro bazında bakıldığında, Türkiye’deki asgari ücret son 10 yılda yalnızca yıllık ortalama yüzde 3,8 oranında artmıştır.
ASGARİ ÜCRETİN ERİYEN ALIM GÜCÜ VE YOKSULLAŞMA
Asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı, 1974 yılında yüzde 80,6 iken, 2024’te yüzde 46,5 seviyesine gerilemiştir. Rapora göre bu durum, asgari ücretle çalışanların göreli yoksullaşması anlamına gelmektedir. Enflasyona bağlı olarak, 2024 yılında asgari ücretlinin yıllık alım gücü kaybının 55 bin TL’ye kadar ulaşabileceği belirtiliyor.
Araştırmada, asgari ücretin açlık sınırının altında kalmaya başladığı, vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacağı ifade edilmektedir. Hızla artan altın fiyatları karşısında, asgari ücretlilerin 2005 yılından bu yana 20 Cumhuriyet altını kaybettiği bildirilmektedir.
ASGARİ ÜCRET, FİİLEN ORTALAMA ÜCRET HALİNE GELDİ
Türkiye’de özel sektör çalışanlarının neredeyse yarısı asgari ücret veya ona yakın bir ücretle çalışmaktadır. Özellikle kadınlar ve kayıt dışı çalışanlar daha kötü koşullarda görev yapmaktadır. Kadınların büyük çoğunluğu asgari ücret seviyesinde ya da altında gelir elde etmekte; kayıt dışı çalışanların yüzde 40’ı ise asgari ücretin yarısından bile az maaş almaktadır.
İŞVERENLERE SAĞLANAN DESTEK İŞÇİLERE DE UYGULANMALI
2008 yılından bu yana, işverenler için sağlanan 5 puanlık SGK prim desteği için bütçeden yaklaşık 60 milyar dolar ayrıldığı belirtiliyor. DİSK-AR, bu desteğin işçilere de uygulanması ve asgari ücretin net olarak artırılması gerektiğini savunuyor.