Başlık: Şam’ın Çabuk Düşüşü ve Geleceği Nereye Gidiyor?
Suriye’de 2011 yılından beri devam eden iç savaş, 27 Kasım’da Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki grupların başlattığı operasyonla büyük bir değişim yaşadı. Örgüt, 7 Aralık gecesi itibarıyla Şam’a girdiğini duyurdu. Suriye lideri Beşar Esad’ın Rusya’ya geçtiği ve ailesiyle birlikte sığınma hakkı aldığı açıklandı. Peki, Şam bu kadar hızlı bir şekilde nasıl düştü? Avustralya’daki Melbourne Üniversitesi’nde Suriye konusunda uzmanlaşmış olan Dara Conduit, Esad’ın ordusunun, uzun yıllar süren savaş nedeniyle büyük kayıplar verdiğini belirtiyor. BBC’ye verdiği röportajda, Esad’ın temel müttefikleri olan İran, Rusya ve Hizbullah’ın kendi iç çatışmalarıyla meşgul olduklarına dikkat çekiyor.
Suriye’de muhalif grupların kontrolü altındaki Hama’nın önemi nedir? Hollanda’da ailesi tarafından ‘başını örtmediği ve erkek arkadaşı olduğu için’ öldürülen Suriyeli Najjar ile ilgili davanın başlaması… Suriye Milli Ordusu’nun Tel Rıfat operasyonuna dair bilgiler nelerdir? Suriye’nin kuzeyinde planlanan yerel seçimler hakkında neler biliniyor?
Aynı zamanda, bazı mahallelerde ordunun ve askerlerin savaşı bilerek seçmediği de bildiriliyor. Şam’dan gelen haberlerde muhaliflerin şehirde kutlamalar yaptığı ve sevinçlerini kutlamak için havaya ateş açan bazı kişilerin bulunduğu belirtiliyor. Ancak, Suriye’nin geleceği ve Şam’da yaşanacakların ne olacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. BBC’nin güvenlik muhabiri Frank Gardner, “Eğer HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani, sözünde duruyorsa, Birleşmiş Milletler ve diğer devletlerin de desteklemesiyle ülkenin daha çoğulcu ve demokratik bir geleceğe geçiş yapması mümkün” ifadelerini kullanıyor. Ancak Gardner, HTŞ’nin geçmişteki şiddet ve insan hakları ihlalleriyle ilgili iddiaları hatırlatıyor. HTŞ’nin El Kaide ile olan bağlantısını vurgulayarak, BM ve bazı ülkeler tarafından terörist bir grup olarak değerlendirildiğini aktarıyor. Gardner, “Artık El Kaide’nin hedefinin ‘Yahudiler ve Haçlılar’ olması gerektiğini savunduğunu söylüyor” diyor. Bu durum, Suriye’de Sünni Müslüman olmayan azınlıkların geleceği açısından bir endişe kaynağı. Gardner, “İktidar geçişinin başarılı olabileceğine dair bazı erken belirtiler olsa da Suriye, Libya gibi, yıllarca süren silahlı gruplar arasındaki çatışma, yağma ve kaosla dolu bir duruma sürüklenebilir” uyarısında bulunuyor.
Oklahoma Üniversitesi’nde Orta Doğu çalışmaları üzerine uzmanlaşmış Joshua Landis, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Bu geçişin ne kadar düzenli olacağı önemli bir soru, Colani bunun düzgün bir şekilde yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler; bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmanız önerilir.
Şam’da yaşayan ve güvenliği için kimliğini gizli tutan bir Suriyeli, BBC’ye verdiği demeçte, “İlk defa özgürlüğü gerçekten hissediyoruz. Bu, bizi çok şaşırtıyor” şeklinde konuştu. Ayrıca, “Sokaklar şu anda kutlamalarla dolu. Emevi Meydanı’nda insanlar barışçıl bir şekilde kutlama yapıyor. Havai fişekler patlatıyorlar; bazı silah sesleri duyuluyor ancak çoğu havai fişek sesinden. Şu an hissettiğimiz, 2011’deki devrimin başladığı zamana çok benziyor. O yıl başlattığımız hayalin devamı” diye ekledi. Suriye’nin muhalefet liderlerinden Hadi el-Bahra ise Al-Arabiya haber kuruluşuna, “Esad rejiminin düştüğünü ve Suriye tarihindeki karanlık bir dönemin sona erdiğini” söyledi. Ayrıca, Şam’daki durumun güvenli olduğunun altını çizdi. X hesabından paylaştığı mesajda, “Bütün dinlerden ve mezheplerden tüm insanlarımıza sesleniyorum; başkasına ateş etmediğiniz ve evinizde kaldığınız sürece güvendesiniz. İntikam ya da karşılık verme gibi durumlar yaşanmayacak; insan hakları ihlalleri olmayacak. İnsanlık onuru korunacak” dedi.
Beşar Esad, İran, Rusya ve İran destekli militanlar yardımıyla Suriye’nin büyük bir bölümünü kontrol altına aldıktan sonra savaşın durulmuş gibi görünmesi, ön cephelerin duraklamış olmasıyla birleşti. Bununla birlikte, ülkenin büyük bir kısmı hükümetin kontrolündeydi. Kuzeyde ve doğuda, ABD tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından yönetilen Kürt bölgeleri vardı. Muhalifler, Türkiye sınırında bulunan Halep ve İdlib bölgelerinde kontrolü elinde tutuyordu. Bu bölgede en büyük güç, HTŞ isimli İslamcı militan gruptu. Türkiye’nin destek verdiği Suriye Milli Ordusu (SMO) da bu alanda etkililik gösteriyordu. İran destekli Hizbullah, İsrail’in hava saldırıları nedeniyle ciddi kayıplar verdi ve Suriye’deki İran askeri yöneticilerinin, saldırılarda yaşamını yitirmesi, Suriye ordusunu zayıflattı. Rusya ise Ukrayna’daki savaş nedeniyle bölgede yeterince varlık gösteremedi. Tüm bunlar, son birkaç haftada HTŞ’nin Şam’a ulaşmasına neden oldu.