Başlık: Suriye’deki Golan Tepeleri’nin Önemi ve İsrail’in Buradaki Faaliyetleri
Kaynak: Getty Images Yazar: Jeremy Howell Ünvan: BBC Dünya Servisi Tarih: 12 Aralık 2024, 06:16 +03 Güncelleme: 6 saat önce
İsrail güçleri, Golan Tepeleri’ndeki askerlerin bulunmadığı tampon bölgeyi ve Suriye topraklarındaki birçok diğer yeri ele geçirmiştir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, orduya tampon bölgeyi ve “yakınlardaki stratejik noktaları” kontrol altına alma emri verdiğini duyurdu. Netanyahu, bu adımın, Beşar Esad rejiminin çöküşünden sonra İsrail’i isyancı grupların saldırılarından korumak amacıyla atılan geçici bir önlem olduğunu ifade etti. Bazı Arap ülkeleri ise bu durumu kınadı.
Golan Tepeleri Nerede ve Kimin Kontrolünde?
Golan Tepeleri, Suriye’nin güneybatısında yer alan ve kuzeydoğu İsrail’e kadar uzanan kayalık bir plato olup, şu anda İsrail’in askeri kontrolü altındadır. 1967’de gerçekleşen Altı Gün Savaşı sırasında, Suriye Golan Tepeleri’nden İsrail’e saldırdı. Bunun üzerine İsrail, bölgenin 1200 kilometrekarelik kısmını ele geçirdi. 1973 yılında Suriye’nin Yom Kippur Savaşı sırasında Golan Tepeleri’ni geri alma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. İki ülke 1974’te 80 kilometre uzunluğunda bir tampon bölgenin oluşturulmasını öngören bir ateşkes anlaşması imzaladı. O tarihten bu yana bölgede, anlaşmanın uygulanıp uygulanmadığını gözetleyen bir Birleşmiş Milletler (BM) gücü bulunmaktadır.
Uluslararası kamuoyunda İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliği tanınmamaktadır. Ancak 2019 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump, uzun yıllar süren Amerikan politikalarının tersine, bu işgali tanıdığını açıkladı. Suriye, İsrail Golan Tepeleri’nden tamamen çekilmedikçe herhangi bir barış anlaşması yapmayacağını bildirdi. Geçtiğimiz ay Suriye ve BM, İsrail’in tampon bölgesinde siperler inşa ettiğine ve bazı noktaları aşarak bölgenin sınırlarını ihlal ettiğine dair şikayetlerde bulundular.
Golan Tepeleri’nin Önemi Nedir?
Suriye, 1948-1967 yılları arasında Golan Tepeleri’ni kontrol ettiği dönemde buradan kuzey İsrail’i sıkça top ateşine tutabiliyordu. İsrail için ise, Golan Tepeleri, 60 kilometre kuzeydeki Suriye’nin başkenti Şam ve Suriye’nin güneyinin büyük bir kısmına doğrudan gözlem yapma imkanı sunmaktadır. Bu bölgenin kontrolü, Suriye’nin askeri hareketlerini izlemekte kritik bir avantaj sağlar. Ayrıca tepelerin yüksek konumu, Suriye tarafından gelebilecek olası saldırılara (1973 Savaşı’nda olduğu gibi) karşı İsrail için doğal bir koruma oluşturmaktadır. Golan Tepeleri, aynı zamanda kurak bir alanda önemli bir su kaynağıdır. Tepelerden akan yağmur suları Ürdün Nehri’ni beslemekte ve çevresindeki toprakları meyve bahçeleri ve üzüm bağları için elverişli hale getirmekte, ayrıca hayvanlar için otlak sunmaktadır.
Suriye ile İsrail arasında olası bir barış anlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri, Suriye’nin İsrail’in 1967 Savaşı öncesi sınırlarına geri dönmesi talebidir. Bu durum, Suriye’nin İsrail’in Kinneret Gölü’ne, Arapların Taberiye Gölü adını verdiği suyun doğu kıyısının kontrolünü elinde bulundurmasına olanak sağlayacaktır. Dolayısıyla, İsrail önemli tatlı su kaynaklarından mahrum kalacaktır. Bununla birlikte, İsrail mevcut sınırın daha doğudan çizilmesi gerektiğini savunmaktadır. İsrail kamuoyu, bölgenin geri verilmesinin stratejik açıdan fazla önemli olduğunu düşündüğünden, genellikle Golan Tepeleri’nin kontrolünün devamından yana tutum sergilemektedir.
Golan Tepeleri’nde Kimler Yaşıyor?
Golan Tepeleri’nin çoğu Suriyeli Arap sakini, 1967 Savaşı sırasında bölgeden kaçmıştır. Golan Bölgesi’nde mevcutta 30’dan fazla Yahudi yerleşimi bulunmaktadır ve burada yaklaşık 20 bin kişi yaşamaktadır. İsrail, 1967 savaşının ardından burada yerleşim inşaatlarına başlamıştır. Ancak bu yerleşimler uluslararası hukuka aykırı olarak değerlendirilmektedir. Yerleşimcilerin yanı başında, çoğu Golan’ı İsrail’in ele geçirdiği dönemde terk etmeyen yaklaşık 20 bin Suriyeli Dürzi yaşamaktadır. Suriye, bölgenin kendisine ait olduğunu ve geri alınacağı iddiasında bulunmaktadır. Öte yandan, İsrail, Golan Tepeleri’nin savunması açısından kritik bir öneme sahip olduğunu belirtmekte ve bu bölgeyi sürekli kontrol etmek istediğini vurgulamaktadır.
İsrail Son Zamanlarda Golan Tepeleri’nde Ne Yaptı?
İsrail Ordusu, Suriye ordusundaki muhalefet güçlerinin ilerlemesi üzerine bölgedeki mevzilerini terk edince, askerlerin bulunmadığı tampon bölgenin kontrolünü ele geçirdi. İsrailli komutanlar, birliklerinin Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgenin ötesinde faaliyet göstermekte olduğunu doğruladılar. Netanyahu, askerlerin uygun bir düzenleme yapılıncaya kadar “geçici savunma mevzileri” inşa ettiğini belirtti. Netanyahu, “Suriye’deki yeni güçlerle barış içinde komşuluk ilişkileri kurmak istiyoruz. Ancak kuramazsak, İsrail devletini ve sınırını korumak için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu. Suriye kaynaklarından gelen bilgilere göre, İsraillilerin başkent Şam’ın 25 kilometre yakınına kadar ilerlediği iddia edildi. Ancak İsrail askeri kaynakları, bu iddiaları reddetti. Bu hamle, bazı Arap ülkeleri tarafından kınandı. Mısır Dışişleri Bakanlığı durumu, “Suriye topraklarının işgali ve 1974 ateşkes anlaşmasının açık ihlali” şeklinde tanımladı. Netanyahu ise, isyancı güçlerin Suriye’de güç kazanmasının 1974 anlaşmasını “çökerterek” bu nedenle İsrail’in sınırlarını güvence altına almak amacıyla harekete geçtiğini belirtti.
Londra’daki SOAS Üniversitesi’nden Prof. Gilbert Achcar, “İsrail, Suriye tarafından 7 Ekim’deki Hamas saldırısı gibi bir tehdidi önlemek istiyor. Bu, ilerleme sağlamak ve diğer güçlerin işgal altındaki topraklara yaklaşmasını önlemek için bir fırsat oldu” demektedir. Ancak birçok uzman, bu hamlenin meşruiyetine dair şüpheler taşımaktadır. Londra merkezli uluslararası ilişkiler düşünce kuruluşu Chatham House’dan Prof. Yossi Mekelberg, “Suriye, anlaşmaya uymayacağını söylememiştir. Bu, İsrail’in güvenliğini sağlamak için attığı önleyici bir adım. Ancak askeri harekete meşruiyet sağlamıyor” açıklamasını yapmaktadır. Mekelberg ayrıca, İsrail’in Suriye topraklarına müdahalesinin gelecekteki Suriye yönetimiyle ilişkileri zayıflatacağını belirtmektedir: “İsrail, en kötü senaryolarla başa çıkmak için harekete geçiyor ama bu durum ters tepebilir. Yeni rejimle dost olmanın yolu bu değil.”