Başlık: Suriye’de geçiş yönetimi ne zaman faaliyete geçecek? Şam’dan gelen haberler ne yönde?
Kaynak: AP’ye göre, devrilen Beşar Esad Yönetimi’nden geriye kalan unsurlar, devlet otoritesini Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif gruplara devretmeye başladı. HTŞ, geçiş yönetiminde başbakanlık yapması için örgüte yakın bir isim olan Muhammed el-Beşir’i atadı. El-Beşir, Ocak ayından bu yana İdlib’teki sivil Suriye Kurtuluş Hükümeti’ndeki sorumluluklarını üstleniyordu. Şimdi ise Suriye’deki geçiş hükümetinin kurulmasında önemli bir rol oynayacak. Esad’ın ülkeden kaçmasının ardından, hükümeti muhaliflere devredeceğini açıklayan Başbakan Muhammed el-Celali, 9 Aralık’ta HTŞ lideri Ahmed eş-Şera (Ebu Muhammed Colani) ile el-Beşir’i bir araya getirdi. Suriye’nin muhalefet tarafından ele geçirilen Hama’nın önemi, Türkiye-Suriye normalleşme sürecinin yeniden canlanıp canlanmayacağı ve Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye karşıtı eylemler hakkında neler bilindiği merak konusu. Öldürülen 13 yaşındaki Hamza’nın annesi, “Esad umarım bedelini öder” dedi.
Haberin devamında, Esad yönetiminin başbakanı, “geçiş döneminin hızlı ve sorunsuz gerçekleşmesi için” kabinesiyle birlikte muhaliflerle iş birliği yaptıklarını ifade etti. Suriye’deki muhalif grupları temsil eden Suriye Muhalif ve Devrimci Milli Güçler Ulusal Koalisyonu, 8 Aralık’ta yaptığı açıklamada, “tam yürütme yetkisine sahip” bir geçiş hükümeti kurulacağını ve bunun “özgür, demokratik ve çoğulcu bir Suriye için fırsatlar doğuracağını” duyurdu. Suriye’de ‘geçiş dönemi başbakanı’ olan Muhammed el-Beşir, yakın zamanda yalnızca İdlib bölgesinde etkin olan Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin ülke genelinde güç kazandığı için HTŞ’ye yakınlığı nedeniyle bazı kesimlerde endişe yarattı.
Muhalif grup, Şam’ı almasıyla birlikte ülkedeki tüm sivillerin haklarının korunacağına dair çeşitli açıklamalarda bulundu. HTŞ, 11 Aralık’ta, Kürt güçlerinin çekilmesinin ardından doğudaki petrol zengini Deyrizor’un kontrolünü ele geçirdiğini de duyurdu. Suriye Kurtuluş Hükümeti’ne bağlı “Siyasi İşler Bürosu” sosyal medya hesaplarından yaptığı duyurularda, yurtdışındaki tüm Suriyelilerin ülkeye dönmeleri için “uygun şartlar” yaratılacağını belirtip, herkesin geri dönmesi çağrısında bulundu. Suriyelilerin gönüllü geri dönüşü gerçekçi mi, nasıl gerçekleşebilir? Açıklamalarda ayrıca “Suriye tarihinde yeni bir dönem başlıyor” ifadesi kullanıldı ve yeni yönetimin “refah sağlama” amaçlı hareket edeceği vurgulandı. Bir paylaşımda ise “altyapının yeniden inşası ve sürdürülebilir kalkınma için kapsamlı bir plan izliyoruz” denildi.
Siyasi İşler Bürosu’nun açıklamasında, iç savaş dönemi boyunca yaşanan adaletsizliklerin çözümü için “adalet ve hesap verebilirlik esasına dayalı kapsamlı bir toplumsal uzlaşma” gerektiği ifade edildi ve bu hedef doğrultusunda Suriye’nin “toplumsal dokusunu” birleştirmeyi amaçladıkları vurgulandı. Aynı oluşum, 7 Aralık’ta yaptığı başka bir açıklamada yönetimi ele geçiren muhalif grupların, Esad ordusunun envanterindeki kimyasal silahları kullanmayacaklarına dair taahhütte bulundu. Açıklamada, “Bu silahların kullanımı insanlığa karşı bir suçtur ve sivillere karşı kullanılmalarına veya intikam amaçlı değil, tahrip aracı olarak dönüştürülmelerine izin vermeyeceğiz” ifadelerine yer verildi.
İsrail, Şam’nın düşüşünden bu yana Suriye’deki birçok askeri tesise sayısız hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırıların amaçlarından birinin kimyasal silahların muhalif grupların eline geçmesini engellemek olduğu bildiriliyor. Suriye’de 300’den fazla hedefi etkileyen İsrail’in eylemleri ne anlama geliyor? Aynı gün başka bir açıklamada ise Suriye’deki azınlıkların haklarının korunacağı vurgulandı. Tüm sivillerin mülkiyetlerinin her türlü tehdide karşı korunmasının önemine değinilirken, dini veya etnik temele dayalı ayrımcılığa izin verilmeyeceği ifade edildi. Açıklamada, Hristiyan azınlığın “Suriye’nin ulusal yapısının ayrılmaz bir parçası” olduğu belirtildi.
Dünya, yeni yönetimle nasıl bir ilişki kuracak henüz belirsiz. Hakan Fidan, 8 Aralık’ta yaptığı açıklamada Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşası ve sorunların çözümü için “yeni yönetimle birlikte çalışmaya devam edeceğini” bildirdi. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, yönetimin barışçıl bir şekilde değişmesini ve daha katılımcı bir siyasi sürecin başlamasını umut ettiğini ifade etti. Rutte, HTŞ’nin ismini anmadan, Suriye’nin yeni liderlerinin “hukukun üstünlüğünü savunması, sivilleri koruması ve dini azınlıklara saygı göstermesi gerektiğini” belirtti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Suriye’nin “toprak bütünlüğünün ve azınlıkların korunmasının kritik önemde olduğunu” dile getirdi.