Yazar: Feras Kilani Unvan: BBC Arapça Muhabiri Yer: Şam, Suriye Tarih: 13 Aralık 2024
BBC Arapça muhabiri Feras Kilani, Suriye’deki gözaltılar ve işkencelerle ilgili çarpıcı bir keşif gerçekleştirdi. Eski yönetimin gizli bir bölümüne girmeyi başardı. Bu alan, dışarıdan girmeyi başaran çok az kişinin erişebildiği bir yer. Suriye Devlet Güvenlik biriminin karargahındaki bodrum katında, ülkenin acımasız lider kadrosunu iktidarda tutan korkutucu bir istihbarat ağının parçalarını gözler önüne serdik. Burada, kalın çelik kapılarla donatılmış, gözaltına alınanların tutulduğu pek çok küçük hücre yer alıyordu. Tek ışık kaynağı, duvarlardaki ızgaralardan süzülen güneş ışınlarıydı. Gözaltında tutulan kişiler, işkenceden geçirilirken bu hücrelerde aylarca kapalı kalabiliyordu.
İstihbarat karargahı, Şam’ın merkezinde yoğun bir şekilde yer alan Kafr Sousa mahallesinde, cadde seviyesinin hemen altında bulunuyordu. Her gün, binlerce sıradan Suriyeli, vatandaşlarının gözaltında tutulduğu ve işkence gördüğü yerin yalnızca birkaç metre yakınında yaşamlarını sürdürüyorlardı. Bir koridorda, devrik başkanın parçalanmış fotoğraflarıyla birlikte, ülkenin istihbarat birimlerinin milyonlarca kişiyi izlemek için kullandığı dosyalar yer alıyordu.
Mahkumlar burada geçici olarak tutulduktan sonra, başkentin dışındaki Sednaya Hapishanesi gibi daha uzun süreli gözaltı merkezlerine sevk ediliyordu. Bu, eski Suriye yönetiminin elindeki geniş ağın yalnızca bir parçasıydı. Bağımsız bir gözlem grubu olan Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), 2011 yılında Esad’a karşı başlayan isyandan Temmuz ayına kadar, Suriye hapishanelerindeki 15.102 işkence sonucu ölüm kaydetmiş durumdadır. Kuruluşun Ağustos ayındaki tahminine göre, 130 binden fazla kişi ya tutuklanmış ya da zorla gözaltında tutulmuştu. Uluslararası Af Örgütü, eski Suriye hükümetinin muhalefeti bastırmak için on yıllar boyunca işkence ve zorla kaybetme yöntemlerine başvurduğunu belirtmektedir. Ayrıca, Suriye istihbaratını da ‘hesap verilemez’ bir yapı olarak tanımlıyorlar.
Devlet Güvenlik karargahından yalnızca birkaç yüz metre yürüyoruz ve Suriye’nin diğer istihbarat birimlerinden biri olan Genel İstihbarat Direktörlüğü’ne ulaşmış oluyoruz. Esad yönetimine karşı çıkanlar, bu kurumun insanların günlük yaşamlarının her ayrıntısını gözetleyenlerden biri olduğunu ifade ediyor. İçeride bir bilgisayar odası buluyoruz. Alanlar ve duvarlar beyaz, dizilmiş veri depolama cihazları sessizce çalışıyor. Şam’ın büyük bir kısmında elektrik kesintisi olsa da, bu tesis o kadar önemli ki, kendi elektrik kaynağına sahip. Dijital sistemlere rağmen, büyük miktarda kağıt belge de mevcut. Dosyalar, bir odanın duvarlarını kaplayan metal dolaplarda saklanıyor. Diğer bir odada ise, yerden tavana kadar dizilmiş defter yığınları var. Buradaki çalışanların, rejim çökerken herhangi bir şeyi yok etme fırsatını bulamamış gibi görünüyor. Kayıtlar yıllar öncesine uzanıyor. Hiçbir şey yok edilmemiş; hatta atılmış mermilerin kovanlarıyla dolu kutular bile keşfediyoruz. Bir başka bölümde, havan topları ve mayınlar gibi silahlar da yer almakta.
Şam’ın kontrolünü ele geçiren İslamcı HTŞ’den bir savaşçı yanımızda. Silahların nasıl burada olduğunu soruyorum. Esad rejiminin Rusya’yla iş birliği sırasında “tüm devlet kurumlarının savaşma amacıyla ve Suriye halkına baskı yapma işlevi görecek şekilde bir karargahtan oluştuğunu” dile getiriyor. Genel İstihbarat Direktörlüğü’ndeki belge yığınları ve bilgisayar kayıtları, ileride Suriye vatandaşlarının gözaltına alınıp işkence yapılmasından sorumlu olanların soruşturulması açısından kritik bir rol oynayabilir. HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani, Reuters Haber Ajansı’na verdiği bir demeçte, Esad yönetimi döneminde işkence ve mahkumların öldürülmesinden sorumlu olanların bulunacağı, affın söz konusu olmayacağı bilgisini verdi. Şara, Telegram’daki mesajında, “Onları Suriye içinde takip edeceğiz, ve adaletin sağlanması için kaçanların geri verilmesini talep edeceğiz” dedi. Ancak, Suriye güvenlik ağının çökmesinin sonuçları, ülke sınırlarını aşabilir. Ürdün, Lübnan ve Irak ile bağlantılı çok sayıda dosya keşfettik. Bu belgeler kamuoyuna sızdırılırsa ve bu ülkelerdeki önemli şahıslar ile Esad’ın güvenlik kurumları arasındaki ilişkileri açığa çıkarırsa, tüm bölge büyük bir şok yaşayabilir.