Başlık: Türkiye ve AB, Suriye konusunda hangi başlıklarda uzlaştı?
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da gerçekleştirdikleri yaklaşık üç saatlik görüşmenin ardından Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirerek Türkiye-Brüksel arasındaki iş birliği olanaklarını ele aldılar. Erdoğan, Suriye’nin yeniden imar süreci için AB’den ciddi destek beklediklerini ifade etti, von der Leyen ise yeni kurulacak yönetimin azınlıklar ve farklı etnik-dini gruplara saygı göstermesi gerektiğinin altını çizdi. AB Komisyon Başkanı, Türkiye’nin bölgede barış ve istikrar sağlama açısından kritik bir rol oynadığını belirterek iş birliğinin ilerleyen dönemlerde daha da yoğunlaşacağını vurguladı. Ayrıca, Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için 1 milyar Euro’luk yeni bir fon tahsis ettiklerini de duyurdu.
Esad rejiminin beklenmedik şekilde çökmesi ve Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) önderliğinde yeni bir dönemin başlaması, Türkiye-AB arasında yeni bir iş birliği ortamı doğurdu. Ursula von der Leyen, başkanlığının ikinci dönemine başlamasının ardından, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefonda görüşmüş ve yüz yüze görüşmek için 16 Aralık akşamında Ankara’ya gelmiştir. İki lider, 17 Aralık tarihinde yaklaşık üç saat süren bir toplantı gerçekleştirmiştir. Görüşmelerin ardından yapılan açıklamalarda, Türkiye-AB ilişkileri, Suriye’deki gelişmeler ve iş birliği imkanları üzerinde durulmuştur.
Ankara-Brüksel hattında en acil mesele Suriye’dir. Türkiye ve AB, 2011’de başlayan iç savaş sonucunda, 2014-2015 döneminde milyonlarca Suriyelinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçişi sırasında yakın bir iş birliği sergilemişlerdir. Bu dönemin en önemli anlaşması 2016 yılında gerçekleştirilmiş ve AB, Suriyeli mültecilerin Türkiye’de kalmaları şartıyla ilk aşamada toplam 6 milyar Euro’luk finansman sağlama sözü vermiştir. Halen geçerli olan bu anlaşma doğrultusunda Türkiye’deki Suriyelilere yapılan yardımların toplamı 10 milyar Euro’yu bulmuştur. Erdoğan ve von der Leyen’in açıklamaları, Esad rejiminin çöküşünün ardından Türkiye-Brüksel iş birliğinin niteliğinin değiştiğini, tarafların Suriye’nin yeniden imarı ve yurtdışındaki Suriyelilerin geri dönüşüne odaklanacaklarını göstermektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’nın bu talebini “Birlik, ülkemizin yükünü hafifletmek amacıyla sağladığı desteği gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için çeşitlendirmelidir. Bu desteğin Suriye’deki temel altyapı yatırımlarını kapsayacak şekilde orta ve uzun vadeli, kapsamlı ve sürdürülebilir olması büyük önem taşımaktadır. Suriye’nin kuzey bölgelerinde bu alanda birçok faaliyet gerçekleştiren bir ülke olarak iş birliğine hazırız” sözleriyle ifade etmiştir. Türkiye, özellikle Suriye’nin kuzeyindeki Afrin gibi kentlere Suriyelilerin dönüşünü hızlandırmak için altyapı ve konut inşaatı projelerinde bulunmuş, bu işler için AB’den finansal destek istemiştir; ancak somut bir yanıt alamamıştır.
Ankara’daki değerlendirmelere göre, hem Türkiye’deki hem de Avrupa’daki Suriyelilerin ancak ülkenin yeniden inşası ve imarı konusundaki ilerlemeler sağlandığı takdirde kitlesel geri dönüşlerin başlayabileceği öngörülüyor. AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ise gelişmelerin Suriye halkı için umut verici olduğunu, fakat çeşitli riskler taşıdığını belirtmektedir. “Sahadaki durum hâlâ istikrarsız. Gelişmeleri yakından izliyoruz. Suriye halkı barışçı bir geçiş dönemini hak ediyor” diyen von der Leyen, bu sürecin ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve çeşitlilik içeren halkının beklentilerini koruyacak şekilde olması gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca, Avrupa’nın Suriye’deki bu kritik süreçte destek sağlayacağını belirterek, Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri için BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile iş birliği yapacaklarını da ifade etmiştir.
Komisyon Başkanı, Türkiye ile yapılan iş birliğinin devam edeceğini, ancak bunun özellikle göç yönetimi ve düzensiz göçmen hareketliliğinin önlenmesine yönelik olacağını vurgulamıştır. Von der Leyen’in, ülkenin yeniden yapılanması gibi konularda iş birliği kapsamında pek fazla ayrıntı vermemesi dikkat çekmektedir. Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için 1 milyar Euro’luk yardım yapılacağı da belirtilmektedir. Von der Leyen, Erdoğan ile görüşmesinde, gelişmeler ışığında AB’nin Türkiye’deki Suriyeliler için eğitim ve sağlık alanlarında kullanılmak üzere yeni bir fon tahsis ettiğini açıklamıştır.
Erdoğan, basın toplantısında Suriye’deki güvenlik meselelerine de değinerek, özellikle IŞİD ve PKK gibi terör örgütlerinin durumunun ele alındığını aktarmıştır. Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin ne IŞİD’in ne de PKK’nın güçlenmesine müsaade etmeyeceğini von der Leyen’e ilettiğini belirtmiştir. Türkiye, Suriye’nin doğusunda IŞİD ile mücadelede yerel bir ortak olarak Halkın Savunma Birlikleri’ni (YPG) PKK’nın Suriye uzantısı olarak kabul etmekte ve terör örgütü olarak tanımaktadır. Von der Leyen ise bölgedeki istikrar açısından Türkiye’nin rolüne dikkat çekerek, “Terörle mücadelede herkesin uyanık olması gerekiyor” açıklamasında bulunmuştur. Komisyon Başkanı, “IŞİD’in özellikle doğu Suriye’de yeniden canlanması gerçek bir risk. Buna izin veremeyiz. Türkiye’nin meşru güvenlik kaygıları da göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca, tüm azınlıklar dahil bütün Suriyelilerin güvenliğinden emin olmalıyız” sözlerini kullanmıştır. Avrupa’daki birçok ülke, Türkiye’nin YPG ile mücadelesini desteklememekte ve sınır ötesi operasyonlarına karşı çıkmaktadır. Von der Leyen’in basın önünde hassas konular hakkında dikkatli açıklamalarda bulunması da oldukça dikkat çekicidir.
Türkiye-AB ilişkilerine de değinilmiştir. Kasım ayı sonunda yeni bir 5 yıllık döneme başlayan von der Leyen, Ankara’yi ziyaret etmesinin tesadüf olmadığını, Türkiye-AB ilişkilerini bu dönemde güçlendirmek için çalışmalar yürüteceğini ifade etmiştir. Bununla birlikte, Brüksel’den dondurulan katılım sürecine dair herhangi bir başlık açmaması dikkate çeken bir durumdur. Von der Leyen, bunun yerine ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinden ve gümrük birliğinin güncellenmesinden bahsetmeyi tercih etmiştir. Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’de yeniden faaliyetlerine başlayamayacağını ve ticaret alanında yüksek düzeyli bir diyalog planladıklarını kaydetmiştir. Ayrıca, Kıbrıs sorununun çözümü için BM liderliğinde müzakerelerin yeniden başlatılmasına ve Rusya’ya uygulanan yaptırımların delinmemesine dair konular da gündeme getirilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesi için Brüksel tarafından yeni bir vizyon belirlenmesi talebini dile getirmiştir. Türkiye’nin AB üyeliğinin stratejik bir hedef olduğunu vurgulayarak, benzer bir tavır beklediklerini de belirtmiştir. Erdoğan, ayrıca 19 Aralık’ta toplanacak AB liderler zirvesinden Türkiye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılması, gümrük birliğinin güncellenmesi ve vize sorunlarının aşılması için kolaylık sağlamayı amaçlayan düzenlemelerin yapılmasını beklediklerini ifade etmiştir. Cumhurbaşkanı son gelişmelerin ilişkilere olan etkileri hakkında, “Türkiye ile Avrupa Birliği arasında her zamankinden daha güçlü, kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç var. Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz” şeklinde konuşmuştur.