Orijinal Başlık: ‘HTŞ, yıllardır bizimle iş birliği içinde oldu’
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Fransa merkezli France 24 kanalına verdiği röportajda, Suriye’deki gelişmeler ve Heyet Tahrir Şam (HTŞ) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Fidan, Şam’daki yeni yönetimle iletişimin önemine dikkat çekerken, HTŞ’nin terörle mücadeledeki rolüne dair görüşlerini paylaştı.
“ŞAM’DAKİ YENİ YÖNETİMLE İLETİŞİM ÖNEMLİ BİR GELİŞME” Fidan, üst düzey bir Amerikan heyetinin Şam’daki yeni yönetimle bir araya gelmesinin önemine ilişkin soruya, “Bence bu çok önemli. Amerikalı yetkililerden önce bazı Avrupa ülkeleri ve uluslararası kuruluşların temsilcileri de Şam’ı ziyaret etti. Şam’daki yeni yönetimle temasların başladığını görmekteyiz. Bu, önemli bir gelişmedir.” yanıtını verdi. Bakan Fidan, “Şam’ı ziyaret etmeyi ve HTŞ lideriyle görüşmeyi planlıyor musunuz?” sorusuna, “Evet, bunu planlıyorum. Şam’daki yeni yönetimle bir araya gelmeyi arzuluyorum.” şeklinde cevap verdi.
“HTŞ’NİN TERÖR LİSTESİNDE BULUNMASI BM İLE İLGİLİ BİR DURUM” HTŞ’nin Türkiye’nin terör listesinden çıkarılmamasıyla ilgili soruya Fidan, BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyulduğunu belirtirken, şu eklemelerde bulundu: “Bu, BM listesi ile alakalı bir durum. Ancak hukuki boyut ile fiili durum arasında bir çelişki söz konusu. HTŞ’nin son on yılda aktif olarak bir terör faaliyeti yürüttüğüne dair bir gözlemimiz yok. Bu, yalnızca bizim değil, Batılı istihbarat örgütlerinin de benimsediği bir görüş.”
“HTŞ, YILLARDIR BİZİMLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE OLDU” Fidan, Dışişleri Bakanlığı görevinden önceki dönemde istihbarat şefi olarak HTŞ lideri Ahmed eş Şara ile temaslarının olup olmadığına ilişkin soruya, “HTŞ, özellikle DEAŞ ile mücadelede istihbarat paylaşımı konusunda yararlı bir iş birliği gerçekleştirdi ve bize önemli katkılar sağladı. DEAŞ ve El-Kaide ilişkili gruplar hakkında uzun yıllardır bizimle iş birliği içindeler.” şeklinde yanıtladı. Fidan, bu durumun hassasiyetinden ötürü o dönemde kamuoyuna açıklanmadığını da ifade etti. Fidan, ayrıca HTŞ’nin DEAŞ’ın eski lideri Ebubekir el-Bağdadi gibi hedeflerle iş birliği yapıp yapmadığı sorusuna, HTŞ’nin bu tür hedeflerle de Türkiye ile iş birliği içinde olduğu yanıtını verdi.
“SURİYE’YE DÖNÜŞLER ARTABİLİR” Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine dönüp dönmeyeceği üzerine Fidan, “Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki Suriyelilerin güvenli bir şekilde kendi ülkelerine gönüllü olarak dönebilmesi için uygun bir ortam oluşturmak için çaba sarf ediyoruz. Onların orada güvende hissedebilecekleri bir ortam sağlamak için özenle çalışıyoruz, ancak bu zorla olacak bir durum değildir. Onları geri dönmeye zorlayamayız. Ancak önümüzdeki dönemde Suriye’ye dönüşlerde önemli bir artış yaşanabileceği görüşündeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“TRUMP’IN SÖZLERİ” ABD’nin seçilen başkanı Donald Trump’ın Suriye’deki iktidar değişikliğiyle ilgili Türkiye’nin rolüne yönelik iddialarına yanıt veren Fidan, “Seçilen Başkan Trump’ın bu durumu olumsuz bir değerlendirme ile ifade etme niyetinde olmadığına inanıyorum. Olayları övmek amacıyla böyle söylediğini düşünüyorum fakat Suriye’deki hadise, Türkiye’nin ‘ele geçirmesi’ olarak adlandırılamaz. Eğer bir ele geçirme söz konusu ise, bu Suriye halkının yönetimi ele geçirmesidir.” cevabını verdi.
“PUTİN, ESAD’I TERK ETTİ Mİ?” Fidan, “Birçok kişinin inanmakta zorlandığı şey, birkaç yıl önce Esad’ı desteklemek için büyük yatırımlar yapan İran ve Rusya’nın aniden hiçbir çatışma olmaksızın geri çekilmesidir. Bir mutabakat söz konusu muydu?” sorusuna, “Bunu bir mutabakat olarak adlandıramam.” şeklinde yanıt verdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yıllardır iktidarda bulunmasının da etkisiyle, “taktiksel bir yöneticiden iyi bir stratejik düşünür haline geldiğini” ileten Fidan, “Nelerin önemli olduğunu, nelerin daha az önemli olduğunu, neye yatırım yapılması gerektiğini ve bir şeyin sürdürülebilir olup olmadığını çok iyi biliyor. Dolayısıyla Suriye konusunda nihai bir hesap yaptığını ve daha fazla devam etmeme kararı aldığını düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu. Fidan, Putin’in “Esad’ı terk ettiği” algısının doğru olup olmadığı sorusuna ise, “‘Terk etti’ demek zor. Görünürde pek öyle bir durum yok. Sonuçta Esad şu anda Moskova’da.” yanıtını verdi.
“İRAN BÜTÜN SEÇENEKLERİ YENİDEN DEĞERLENDİRDİ” İran’ın Esad rejimine desteğini niçin kestiği sorulduğunda, Fidan, “İran da tüm seçenekleri yeniden değerlendirdi ve gerçekçi bir yaklaşım sergiledi.” dedi. Bakan Fidan, Rus üslerinin Suriye’de kalması konusundaki görüşlerini ise, “Bu, tamamen Suriye halkının bileceği bir meseledir. Bir anlaşmaya varmaları halinde bu onların kararı olacaktır, göreceğiz. Ancak şu an gördüğümüz kadarıyla Ruslar, birliklerini yeniden konuşlandırma sürecindeler. Bu süreç içerisinde ne kadarı Suriye’deki üslerde kalmaya devam eder, bilemiyoruz.” şeklinde açıkladı.
“ABD’NİN SURİYE’DEKİ VARLIĞI” ABD’nin Suriye’deki varlığının bilinenden daha fazla olup olmadığı sorusuna Fidan, son haftalarda sayılarının arttığını gözlemlediklerini ifade etti. Fidan, ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını “DEAŞ’la mücadele” bahanesiyle artırdığına dikkat çekerek, “‘DEAŞ’la mücadele’ ifadesi sürekli bir bahane olmuştur. Bazı şeyleri doğru bir şekilde tanımlamak lazım. ‘DEAŞ’la mücadele’ dedikleri durum, aslında tek bir eylemden ibarettir: DEAŞ mahkumlarını hapiste tutmak. Hepsi bu. Ne yazık ki Amerikalı dostlarımız ve bazı Avrupa dostlarımız, teröristleri hapiste tutabilmek için başka bir terör örgütünü kullanıyorlar.” dedi. Bunun doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Fidan, IŞİD mahkumlarının nerede nasıl tutulacağı, PKK/YPG’nin tasfiyesi ve Kürtlerin, Arapların ve Türkmenlerin temel hak ve güvenliklerinin nasıl sağlanacağı konularında ABD ile ortak bir anlayış geliştirmeleri gerektiğini ifade etti.
“YPG/PKK DERHAL DAĞITILMALI” Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK/YPG’ye karşı askeri bir harekat gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği sorusu üzerine Fidan, “YPG, Türkiye, Irak ve Suriye’den gelen ve bir kısmı da Avrupa’dan gelen kişilerin suni olarak oluşturduğu düzenli bir terör örgütüdür. Bu yapının derhal ortadan kaldırılması gerektiği kanaatindeyim. Şu anda Suriye’de yeni bir yönetim var. Bence bu işi yeni yönetim halletmelidir. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği bunu zorunlu kılıyor. Bu durumun gerçekleştirilmesi gereklidir.” diye belirtti. Fidan, bu meselenin Suriye’deki yeni yönetim tarafından ele alınmasının “seçilecek yollardan biri” olduğunu ifade ederek, “Tercih edilen yol budur fakat eğer olmazsa biz tabii ki kendi ulusal güvenliğimizi koruma adına adım atmak zorundayız.” dedi. “Yani askeri müdahale gündemde mi?” sorusuna da, “Ne gerekiyorsa yapılır.” şeklinde cevap verdi. PKK/YPG’nin Şam ile görüşerek bir çözüm bulmaları gerektiğini belirten Fidan, “Artık Şam’da yeni bir yönetim var. YPG/PKK’nın arkasında Rusya, İran ve Esed rejimi bulunmuyor.” değerlendirmesini yaptı. Fidan, Rusya, İran ve Esad’ın, YPG’ye bir zemin sunduğunu, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin de o zemin üzerinden YPG’ye destek sağladığını ifade ederek, “Artık o zemin ortadan kalktı. Şam’da yeni bir gerçeklik var. Şam’daki yeni yönetimin umarım bu meseleleri ele alması sağlanır.” diye ekledi. Bakan Fidan, “YPG/PKK bizim ne istediğimizi iyi biliyor. Ülkemize yönelik her türlü tehdidi görmek istemiyoruz. Mevcut ve potansiyel tehditleri de istemiyoruz.” şeklinde konuştu.
“GAZZE’DE ATEŞKES” Gazze’de yakın vadede bir ateşkes ihtimalinin gerçekçi olup olmadığı sorusuna Fidan, “Son günlerde görüştüğüm tüm aktörler daha iyimser, biz de daha iyimseriz. Ancak bu bir temenniden mi yoksa gerçeklerden mi kaynaklanıyor, henüz emin değilim. Şu anda İsrail ve Hamas’ın her iki tarafın da çözüme yaklaşmakta olduğu doğru, fakat buna ne kadar yaklaştılar? Aralarındaki uçurumu kapatabilecekler mi? Ateşkesi bu sefer sağlayabilecekler mi? Yakın zamanda göreceğiz.” dedi. Hamas’ın bu konuya yaklaşımıyla ilgili soruya ise, Fidan, “Hamas da bu konularda daha yakınlaştı.” şeklinde yanıt verdi.
“İSRAİL İLE İRAN ARASINDA SAVAŞ ÇIKABİLİR” “İsrail ile İran arasında bir savaş çıkabilecek bir durum var mı?” sorusuna Bakan Fidan, “Çok endişeliyim.” cevabını verdi. Nedenini sorduğumuzda ise Fidan, “Her ne sebeple olursa olsun, böyle bir durumun ortaya çıkabileceği ihtimali mevcut.” dedi. Fidan, “Bildiğim tek şey, İranlıların böyle bir savaşı istemediği. Büyük bir çatışma arayışında değiller. İranlı dostlarımızla yaptığımız görüşmelerde edindiğim bilgiler bu yöndedir.” diye konuştu.