Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin geleceği açısından kritik bir adım olarak değerlendirdiği yeni anayasa çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Tunç, ülkenin sivil ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Yeni anayasayı milletimize sunmak zorundayız” ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, bu sürecin Türkiye’nin modernleşme çabaları için önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade ederek, toplumsal barışı ve huzuru pekiştirecek bir anayasanın gerekliliğine dikkat çekti. AK Parti’nin Zonguldak kongresinde konuşan Tunç, yeni anayasa için meclise çağrıda bulundu. Türkiye’nin birlik ve beraberliğini hedef alan bazı kişilerin zaman zaman devrede olabileceğine işaret eden Tunç, “Bu nedenle daima dikkatli olmalıyız. Bundan sonra bu ülkede darbeci zihniyetlere fırsat vermemek amacıyla yapısal reformlar gerçekleştirdik. Anayasamızı daha demokratik hale getirdik. Ancak bu, yeterli mi? Elbette yeterli görmüyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girmiş bulunuyoruz ve hala bir darbe anayasasıyla yönetiliyor olmamız kabul edilemez. Bu anayasa, darbecilerin yazdığı ve seçilmeyen kişilerin bir araya gelerek oluşturduğu bir metin” şeklinde konuştu. Tunç, “Yeni, demokratik, sivil ve katılımcı bir anayasayı milletimize sunmak zorundayız. Bunu parlamentomuzun gerçekleştireceğine inanıyorum” dedi. Memurların, işçilerin ve emeklilerin alım güçlerini artırmak için çalışmalarını sürdüreceklerini kaydeden Tunç, bunun AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın ve Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısı olacağını vurguladı. Tunç, Türkiye’yi yüksek standartlı bir demokrasiye ulaştırma çabası içinde olduklarını belirterek, “AK Parti’nin son 22 yıldır kesintisiz bir şekilde elde ettiği başarı, kalkınmacı, reformcu ve icraatçı bir yaklaşım benimsediğindendir. Bu süre zarfında milletimizin sesine her zaman kulak verdik, onları temsil ettik, milli iradeye saygı gösterdik ve sosyal adalete önem verdik. Bu nedenle, milletimiz Recep Tayyip Erdoğan’dan, AK Parti’den ve Cumhur İttifakı’ndan vazgeçmedi, vazgeçmeyecek” diye konuştu. AK Parti’nin dış politikası üzerine de yorumlarda bulunan Tunç, “İnsancıl bir yaklaşım sergiliyor, adalet ve hakkaniyet temelinde ilerliyoruz. Bu dış politikayı 22 yıldır sürdürüyoruz ve mazlumların sesi olmaya gayret ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız, mazlumların sığınağı oldu. O mazlumları korumak isteyenler ise bu durumu kabullenemiyor. Biz her zaman doğru olanın yanında ve mazlumların yanındayız. Suriye’de de bu durumu yaşadık” dedi. Muhaefetin “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” şeklindeki eleştirilerine de yanıt veren Tunç, “Bir terör devleti kurulmaya çalışılırken 2016 yılında, hain kalkışmanın hemen ardından Fırat Kalkanı Harekatı ile küresel güçlere buraya terör devleti kurdurmayacağımızı söyledik. 15 Temmuz hain girişiminin neden yapıldığını anlayabiliyor muyuz şimdi? Burada, kendilerine göre bir uydu yönetim oluşturmayı planladılar. Eğer Fırat Kalkanı Harekatı yapılmamış olsaydı böyle bir tehditle karşı karşıya kalacaktık. Bu yüzden mücadelemizi sürdürdük; Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı ile burada bir terör devletinin oluşmasını engelledik” ifadelerini kullandı. Tunç, mazlumların yanında olmayı sürdürme kararlılıklarını vurgulayarak, “Suriye’deki durumu ele aldığımızda, Türkiye’nin dış politikasının takdir topladığını görüyoruz. Tüm dünya, Türkiye olmadan hiçbir durumun yaşanamayacağını artık biliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı sunuyoruz. Bugün o mazlumlar bir zafer kazandı; diktatör devrildi. Ana muhalefet liderimiz, ‘Esad’la masaya oturmak lazım’ görüşünü dile getiriyor. Bunların anlayışı bu kadar sınırlı” şeklinde açıklamalar yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye ile ilgili kullandığı o ifadeyi ben de birçok kez dile getirmişimdir. "Ümmet nasıl ayağa kalkar?" başlıklı konferanslarımda, yazılarımda bu konulara değinmişimdir. Ahmet Davutoğlu'nun "Türkiye'nin Stratejik...
Devamını Oku..