Orijinal Başlık: HTŞ Lideri BBC’ye Konuştu: Suriye Afganistan’a Dönüşür mü, Mezhep Ayrımları Nasıl Yönetilecek?
Yazan: Jeremy Bowen Unvan: BBC Uluslararası Haberler Editörü Bildirdiği Yer: Şam 19 Aralık 2024
Suriye’de Esad yönetimini devirecek şekilde Şam ve diğer şehirlerde kontrolü elde eden isyancı grup Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera, BBC’nin kıdemli editörü Jeremy Bowen’ın sorularını yanıtladı. Esad yönetiminin düşürülmesinin ardından ülkenin fiili lideri olan Ahmed eş-Şera, bir zamanlar Muhammed Colani olarak biliniyordu ve mülakat için Esad ailesinin inşa ettirdiği başkanlık sarayını seçti. HTŞ lideri, ülkenin savaş yorgunu olduğunu belirterek, Suriye’nin komşuları veya Batı için bir tehdit oluşturmadığını ifade etti. Ayrıca Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurguladı: “Şu anda meydana gelenlerin ardından yaptırımlar kaldırılmalı çünkü bu yaptırımlar önceki rejimi hedef alıyordu. Ezilenler ve ezenler eşit muamele görmemelidir.” HTŞ lideri, Esad yönetimini devirdiği için bu sürecin öncüsü konumundaydı.
Suriye’de HTŞ’nin çağrısıyla birçok şehirde Esad’ın devrilmesi kutlanırken, eş-Şera, HTŞ’nin “terörist örgüt” listelerinden çıkarılması gerektiğini savunarak, sivil hedefler almadıklarını ileri sürdü. Heyet Tahrir eş-Şam, 2016 yılında cihatçı El-Kaide’den ayrılmış ve birçok ülkenin terör örgütleri listesine alınmıştır. Grup, kendisini Esad rejiminin “mağduru” olarak gördüğünü ve Suriye’deki farklı etnik ve mezhepsel gruplara karşı daha ılımlı bir politika izleme konusunda sinyaller verdiğini açıkladı.
Jeremy Bowen’ın “Suriye Afganistan’a mı dönüşecek?” sorusuna eş-Şera, iki ülkenin ve geleneklerinin çok farklı olduğunu belirterek, Suriye’de devlet yapısının ülkenin tarihi ve kültürüyle uyumlu bir şekilde şekilleneceğini ifade etti. Kadınların eğitimine katılımlarından yana olduklarını dile getiren HTŞ lideri, “İdlib’de altı yıldır üniversitelerimiz var. Üniversitelerdeki kadın öğrenci oranı yüzde 60’ın üzerinde,” dedi. Ülkede alkollü içeceklerin tüketimiyle ilgili bir soruya ise eş-Şera, yasal konularda kendisinin yetkili olmadığını ve hukuki bir komitenin anayasayı hazırlayacağını söyledi. “Her yönetici ya da devlet başkanı, bu yasalara uymak zorundadır,” diye ekledi.
BBC Editörü Jeremy Bowen, mülakat sırasında eş-Şera’nın, grubun cihatçı geçmişinden uzaklaştığına inananlarla güvence vermeye çalıştığını belirtti. Ancak birçok Suriyeli bu güvenceye inanmamakta ve Suriye’nin yeni yöneticilerinin atacağı adımlar, nasıl bir Suriye isteyip, nasıl yöneteceklerini gösterecek.
8 Aralık’ta Esad yönetiminin düşmesiyle Suriye’nin kontrolünü ele geçiren HTŞ ve diğer muhalif gruplar, Kasım ayı sonlarında İdlib’den güneye doğru ilerlemişti. HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani (artık Ahmed eş-Şera ismiyle anılıyor) ise Suriyelilere, ülke içindeki tüm azınlık mezhepleri temsil eden birleşik bir hükümet olacağına dair güvence verme çabası içerisindeydi. Ancak 10 Aralık’ta Suriye’nin yeni geçiş yönetiminin başbakanı Muhammed el-Beşir’in ilk toplandığı yerde arkasındaki iki bayrak tartışmalara neden oldu. Bunlardan biri, üç kırmızı yıldız barındıran yeşil, beyaz ve siyah renkli Suriye “devrim bayrağı” ile siyah zemin üzerinde kelime-i tevhid yazılı beyaz bayraktı. Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) tarafından resmi olarak kullanılan bu ikinci bayrak, Taliban’ın 2021’de Afganistan’daki kontrolünü yeniden sağlamasıyla birlikte tekrar yürürlüğe girmişti. BBC Arapça Muhabiri Feras Kilani, bu olayın “çoğu insanı şoke ettiğini” belirtti ve yeni hükümetin Taliban modelini benimseyip Şeriat yasalarına göre yönetilen bir İslam Devleti kurabileceği imasında bulundu.
Bazı insanlar sosyal medyada bu durumdan duydukları “hayal kırıklığını” dile getirdi. HTŞ’nin El-Kaide’den türetilmiş olması ve cihatçı ideolojisi de soru işaretleri oluşturuyor. HTŞ ile Taliban arasındaki ideolojik bağ, iki grubun özdeşleşmesinin sebeplerinden biriyken, Suriye’deki İslamcı gruplar konusunda uzman Aymen el-Tamimi, HTŞ’nin Taliban yönetim modelini uygulamasının zorluğunu vurguladı. Suriye toplumunun büyük bir kısmının kız çocuklarının yüksek öğrenimden mahrum bırakılması veya seçimleri engelleyen otoriter bir hükümetin kurulmasına katlanmayacağını belirtti.