Deri, dış dünya ile organizma arasındaki sınırı belirleyen bir ‘engel’ olmanın ötesinde, insanlar arasındaki sözsüz iletişimin temel organıdır. Beyinle aynı embriyolojik kökeni paylaşan cildimiz, doğduğumuz andan itibaren dış dünyayla ve diğerleriyle ilk temas noktamız, duygularımızın, heyecanlarımızın ve tepkilerimizin dışavurum organı ve aynı zamanda içinde yaşadığımız organdır. beden imgesi en yoğun biçimde somutlaşır.
Öfke, korku, utanç ve öfke gibi duyguları açıkça ifade ederek, duygusal uyaranlara yanıt vererek, benlik imajını ve özgüveni sağlayarak bebeklikten yetişkinliğe kadar olan sosyalleşme sürecinde önemli rol oynar. Ingram, cildin zihnin bir uzantısı olduğunu, bu nedenle mizaç ve kişiliğin değerlendirilmesinde gerekli kısımlardan biri olduğunu belirtir. Çeşitli dermatolojik ve psikiyatrik hastalıklarda bu etkileşimin dengesi değişir veya bozulur.
İnsanların cilt hastalıklarına kişiliklerine göre farklı tepkiler verebilmeleri de birçok araştırmacının dikkatini çekmiştir. Strese duyarlılık modeli, neden bazı insanların stres altındayken cilt hastalığına yakalandığını, bazılarının ise geliştirmediğini açıklamak için geliştirilmiştir. Buna göre dermatolojik hastalığı olan bireylerde biyolojik olarak zayıf/yaygın organ deridir ve bu nedenle psikolojik sorunları olan diğer sistemlerdeki hastalıklar yerine deri lezyonları oluşur.
Bazı araştırmacılar, S.Freud’un geliştirdiği psikanalitik söylemden yola çıkarak, deri hastalıklarını, dönüşüm mekanizmaları yoluyla bedensel belirtilere yol açan bazı psikolojik çatışmalar olarak açıklamışlardır.
Gelişimin kritik bir aşaması olan erken çocukluk döneminde yeterli bakım alamama, reddeden anne figürü ve yetersiz dokunsal uyaran, yetişkinlikte benlik algısında, beden imajında bozulma ve karakter oluşumunda (güvensiz hissetme, huzursuzluk) sorunlara neden olabilir.
Öte yandan cilt hastalıkları yaşamı tehdit etmese de yaşam kalitesini bozar ve hastaların çoğu psikolojik ve sosyolojik yıkım yaşar. Sosyal ortamlarda izole edilen birçok hastada depresyon, anksiyete bozuklukları, sosyal fobi, alkol ve madde bağımlılığı, cinsel işlev bozuklukları, dissosiyatif bozukluklar gibi ruhsal hastalıklar gelişir.
Sonuç olarak hastanın ruhsal yapısı/kişilik özellikleri ile deri hastalıkları arasında çift yönlü bir ilişki vardır.
yönetici