Tunus’un Sidi Bouzid kentinde meyve satan bir sokak satıcısı olan Mohamed Bouazizi’nin, bir belediye çalışanının ürünlerine el koymasına tepki olarak 17 Aralık 2010’da kendini yakması, Arap Baharı olarak bilinen olayı tetikledi.
Buazizi’nin ülkesindeki yolsuzluğa ve insan hakları ihlallerine bir tepki olan protestosu, bölge genelinde yaygın gösterileri ateşledi ve bazı ülkelerde hükümet değişiklikleriyle sonuçlanırken bazılarında baskıyla karşı karşıya kaldı. Her ne kadar her insanın hayatının kutsallığı göz önüne alındığında, kendini yakma eylemi kabul edilebilir sayılamasa da Bouazizi değişimin sembolü haline geldi ve bir kahraman olarak selamlandı.
O tarihten bu yana, bölgesel istikrarsızlığın hiçbir azalma belirtisi göstermediği bir dönemde İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki Filistinli sivillere karşı soykırım olarak sınıflandırılan eylemler gerçekleştirerek Orta Doğu’da onlarca yıldır devam eden gerilimi yeniden alevlendirdi.
Uluslararası toplum, İsrail’in kontrolsüz suçlarına karşı sesini yükseltti; dünya çapında yankılanan protestolar, genellikle politikacıların Tel Aviv’e karşı eylemlerinden veya eylemsizliklerinden daha yüksek sesle yankılanıyor. ABD’nin öncülüğünü yaptığı birçok Batılı ülke, İsrail’in eylemlerini askeri ve siyasi destekle destekliyor. Özellikle sosyal medya platformlarının yanı sıra Batılı medya kuruluşları da İsrail’in gelişigüzel bombalama yoluyla siviller ve altyapı üzerindeki etkisini küçümseyen filtreler oluşturdukları için eleştirilerle karşı karşıya kaldı.
Batılı medya kuruluşları ve sosyal medya platformları, İsrail’in her düzeydeki sivilleri öldürmesinin ve altyapıyı gelişigüzel bombalamalarla yok etmesinin açığa çıkmasını engellemek için filtreler oluşturdu. ABD Hava Kuvvetleri mensubu 25 yaşındaki Aaron Bushnell Pazar günü Washington’daki İsrail Büyükelçiliği önünde kendini yaktığında bu filtreler gerçekten de iş başındaydı.
Bushnell korkunç bir şekilde “Artık soykırımın suç ortağı olmayacağım” diye itiraz etti.
“Aşırı bir protesto eylemine girişmek üzereyim. Ancak insanların Filistin’de sömürgecilerin elinde yaşadıklarıyla karşılaştırıldığında bu hiç de aşırı değil. Yönetici sınıfımızın karar verdiği şey bunun normal olduğuna karar verdi.”
Bushnell kendini ateşe verirken “Filistin’i özgürleştirin” diye bağırıyordu.
“Yere yatın” videosunda görevli bir memurun sesi duyulurken, ikinci polis memuru ilkine şöyle yanıt veriyor: “Silahlara ihtiyacım yok; yangın söndürücülere ihtiyacım var.”
Bushnell’in yanıklardan şikayetçi olmasının ardından Pazar günü yerel bir hastanede öldüğü açıklandı.
Batı medyasının taraflı anlatımı
Şu ana kadar Gazze trajedisini yansıtmayan ve suça ortak olan Batı medyası, Bushnell’in hikayesini ya görmezden geldi ya da Bushnell’in protesto eyleminde belirttiği gerekçelere değinmedi. Bushnell bir Amerikalıydı. Beyaz bir adam. Onun zihinsel sıkıntı çeken bir kişi olduğunu ilan etmek için her türlü girişimde bulunuldu.
Bushnell’in kendini yakması İsrail’e yönelik protestoların ikincisiydi. Geçen yıl Aralık ayında başka bir protestocu aynı eylemi gerçekleştirdi ve bu da göz ardı edilmemelidir.
Hikaye anlatımında bağlam önemlidir. Bushnell’in eyleminin arkasında bir hikaye var; İsrail şirketlerinin mallarına karşı uygulanan boykotların arkasında bir güç ve dünya çapında insanları her gün sokağa çıkmaya zorlayan bir trajedi var.
İsrail’in Filistin topraklarını yasa dışı işgal etmesi, Filistinlileri mülksüzleştirmesi ve öldürmesi, hatta zeytin ağaçlarını yok ederek onların mirasına uyguladığı şiddet yeni değil. İşgal ideolojisi onlarca yıldır iş başında ve Başbakan Binyamin Netanyahu’nun savaş kabinesi bu vahşi ideolojinin bir yan ürünü.
2024’te gerçek gizlenemez ve göz ardı edilemez: İsrail, ayrım gözetmeksizin Gazze’ye zarar veriyor, bebekleri öldürüyor ve yoluna çıkan her şeyi yok ediyor.
Gazze’de yangın sürüyor.
İsrail sadece Gazzeli sivilleri ateşe vermekle kalmadı, aynı zamanda güçleri de karşılaştıkları her şeyi yakıyor.
Gazze’deki yangın insanlığın bilincini yakıyor, ahlaki normları küle çeviriyor.
Gazze’de yangın var.
Şimdi, şiddete karşı boş durmak yerine kendi kendini yakmanın alevlerini söndürmek için “söndürücülere ihtiyaç duyduğundan” insanlık halkının birleşik duruşu her zamankinden daha sağlam durmalı.
Gazze’de yangın var.
Bu yangın söndürülmeli, tarih ve adalet bu soykırım eylemlerinin sorumlularını ve suç ortaklarını sorumlu tutmalıdır.