Başlık: AB, İsrail ile siyasi diyaloğun sonlandırılmasına yönelik teklifi değerlendiriyor
Kaynak: Getty Images Yazar: Güven Özalp Unvan: Brüksel Tarih: 15 Kasım 2024, 18:25 +03 Güncelleme: 6 dakika önce Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, İsrail konusundaki fikir ayrılıklarını sürdürürken, görev süresi sona ermekte olan Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in bu ülkeyle olan siyasi diyaloğun sonlandırılmasını önermesi tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. AB üyesi ülkeler, konuyu 18 Kasım Pazartesi günü Brüksel’de düzenlenecek dışişleri bakanları toplantısında ele alacak. AB kaynaklarına göre, önerinin reddedilmesi durumunda bile bu konunun gündeme gelmesi önemli bir siyasi mesaj taşıyacaktır. Borrell neyi önerdi? Daha önce Gazze’deki gelişmeler bağlamında İsrail ile ilgili söylemleriyle dikkat çeken Borrell, önerisini olası uluslararası insani hukuk ihlalleri konusundaki ciddi endişelere dayandırdı. Borrell, hem Avrupa Birliği Başkanı Ursula von der Leyen’e hem de üye ülkelere 13 Kasım’da ilettiği mektubunda önerisinin Avrupa Birliği liderlerinin yıl içinde yaptıkları açıklamaları göz önüne aldığını bildirdi. Önerinin, uluslararası insani hukuka uyma yükümlülüğü, işgalci gücün ihtiyaç sahibi bir nüfusa insani yardım sağlama sorumluluğu ve İsrail’in aşırılıkçı yerleşimcilerin şiddetine son verme yükümlülüğü gibi unsurları içerdiği belirtilmiştir. Borrell, bu bağlamda, Avrupa Birliği ile İsrail arasında 24 yıl önce imzalanan Ortaklık Anlaşması çerçevesinde insan hakları maddesinin uygulanmasıyla siyasi diyaloğun askıya alınmasını önermiştir. Brüksel’de konsensüs sağlanamıyor Siyasi diyalog, Avrupa Birliği ile İsrail arasındaki anlaşmanın temel unsurlarından biridir. Ancak, siyasi diyaloğun askıya alınması önerisi, Ortaklık Anlaşması’nın askıya alınması anlamına gelmiyor. Avrupa Birliği kaynakları, bu önerinin anlaşmanın yürürlükte kalacağı bir bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Yani, siyasi tarafı olan ikili görüşmeler durdurulacak fakat Ortaklık Anlaşması’nın ticari boyutları gibi diğer unsurları işlemeye devam edecektir. Avrupa Birliği, 7 Ekim saldırıları sonrası yaşananlar karşısında fikir birliği sağlamaktan oldukça uzak durumda. İspanya ve İrlanda, şubattan beri Avrupa Birliği Komisyonu’na Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesi için harekete geçmesi yönünde baskı yapmaktadır. Ancak, bu adım için üye ülkelerin oy birliği gerekmektedir ve Komisyon’dan bu yönde henüz resmi bir girişim olmamıştır. Bu konuda Birlik içinde güçlü itirazların mevcut olduğu da bilinmektedir. Borrell’in önerisi, Avrupa Birliği içerisindeki bölünmenin derinleştiğine dair bir işaret olarak değerlendirilmektedir. Öneri, ilk olarak bu hafta Avrupa Birliği ülkelerinin daimi temsilcilerinden oluşan Coreper komitesinde görüşüldü ve önemli itirazlarla karşılaştı. Almanya, İtalya, Hollanda, Avusturya, Danimarka, Yunanistan, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti, bu teklife sıcak bakmadıklarını açıkça ifade ettiler. Almanya, bu opsiyona karşı görüşünü bakan düzeyinde resmi olarak açıkladı. Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Diyalog kanallarının her zaman açık tutulması gerektiğini savunuyoruz. Bu, İsrail için de geçerlidir” dedi. Alman Dışişleri Bakanlığı, halihazırda mevcut anlaşmanın uluslararası insani hukuka uyumu düzenli olarak tartışma fırsatı sunduğunu ve diyaloğun kesilmesinin hem İsrail hem de Filistinliler için yapıcı olmayacağını belirtti. Borrell, bazı açıklamalarında İsrail ile ilgili daha güçlü bir mesaj verilmesi ve somut adımlar atılması gerektiği sinyallerini de vermiş olsa da, üye ülkeler siyasi diyaloğun askıya alınmasına yönelik böyle bir öneriyi beklemiyordu. Öneriye ilişkin tartışma, Avrupa Birliği ülkelerinin Gazze ve İsrail ile olan ilişkileri hakkındaki tutumlarını bir kez daha gözler önüne serecektir. Kabule ihtimaller ‘sıfıra yakın’ Avrupa Birliği ülkeleri, bu konuyu 18 Kasım Pazartesi günü Brüksel’de gerçekleştirilecek toplantıda dışişleri bakanları düzeyinde tartışacaklar. Borrell, resmi bir öneride bulunduğu için bu konunun bakanlar arasında ele alınması gerekmektedir. Teklif, Ortadoğu’daki gelişmeler başlığı altında değerlendirilecektir. Olumlu veya olumsuz bir kararın çıkıp çıkmayacağı ise bu tartışmalar sonucunda belli olacaktır. Fikir ayrılıkları ve bunların derinliği göz önünde bulundurulduğunda, Borrell’in önerisinin kabul edilme olasılığı “sıfıra yakın” olarak değerlendirilmekte. Ancak AB kaynakları, önerinin reddedilmesi durumunda bile konunun gündeme gelmesinin önemli bir siyasi mesaj taşıyacağını ve Borrell’in her zaman savunduğu “eylemlerin sonuçları olmalıdır” ilkesinin çerçevesinde dikkate alınması gerektiğini ifade ediyor. Öneri, herhangi bir şekilde üye ülkelerden onay alınırsa bu kararın İsrail’e iletilmesi ve görüşlerinin alınması için AB-İsrail Ortaklık Konseyi’nin toplanması zaruri olacaktır. Avrupa Birliği ülkelerinin endişelerinin giderek arttığını dile getiren üst düzey bir AB yetkilisi, “Artan bu hassasiyetin somut adımlara dönüşüp dönüşmeyeceği belirsiz” ifadelerini kullandı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi, Gazze’de uluslararası insani hukukun temel ilkelerinin ihlal edildiğini bildirmekte. Askeri eylemlerinin fark gözetme ve orantılılık ilkelerine uygun olduğunu savunan İsrail ise bu suçlamaları reddetmektedir.