AB’nin sığınmacı planı uygulanabilir mi?
Avrupa Birliği liderleri, mülteci krizine dair tutum değişikliklerini işaret eden bir zirve gerçekleştirdi. Perşembe günü yapılan bu zirvede, sığınma başvuruları reddedilenlerin sınır dışı edilmesi için yasal düzenlemelerin hızlandırılması kararlaştırıldı. Sığınmacılar için Avrupa sınırları dışında “geri dönüş merkezleri” kurulması önerisi ise birçok Avrupalı lider tarafından desteklendi. Ancak, İspanya ve Belçika, Avrupa hukukuna dayanarak insanların üçüncü bir ülkeye gönderilmesinin mümkün olmadığını belirten itirazlar ortaya koydu. Zirvede, “Suriye artık güvenli bir ülke” ifadesi de öne çıkan önemli açıklamalardan biri oldu.
Hollanda’da, baş örtüsü takmadığı ve erkek arkadaşı olduğu için aile kararıyla öldürülen Suriyeli Najjar’ın davası da gündemde.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB’nin Ukrayna’ya 50 milyar euroluk yardım planına karşı çıkarken, Hollanda, Ukraynalı sığınmacılardan yeni bir ülke bulmalarını istiyor. AB, Türkiye’den ‘sığınmacılara kötü muamele’ iddialarını da incelemesini talep etti.
Birlik, Beşar Esad yönetimiyle ilişkileri yeniden tesis ederek Suriyeli sığınmacıların “gönüllü ve güvenli” bir şekilde ülkelerine dönüşünü sağlama konusunu tartıştı. AB Komisyonu tarafından bu yılın ortasında onaylanan yeni Avrupa Göç Anlaşması 2026’nın ortasında yürürlüğe girmesi planlanıyor. Bazı AB liderleri ise bu zirvede daha acil ve “yenilikçi” çözümler önerdi.
Zirvede, geri dönüş merkezleri önerisi konusunda ortak bir görüş oluşturulamadı. Çek Cumhuriyeti Başbakanı Peter Fiala, Afganistan ve Suriyeli sığınmacıların kendi ülkelerine gönderilmesi gibi daha önce “tabu” sayılan konulara dair görüşlerini paylaşarak tartışmayı genişletti. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Arnavutluk’ta açılacak iki geri dönüş merkezi hakkında bilgi verdi.
Hollanda Başbakanı Dick Schoof ise sığınma başvurusu reddedilen Afrikalılar için Uganda’da geri dönüş merkezi kurma planlarından bahsetti. Avusturya Başbakanı Karl Nehammer, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarından sonra burada bulunan 250 bin civarında Suriyeli sığınmacının geri döndüğünü ve Suriye’nin güvenli bir ülke haline geldiğini öne sürdü. Nehammer, Avrupa’daki Suriyeli ve Afgan sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğini ifade etti.
İtalya Başbakanı Meloni de, Suriyeli sığınmacıların güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönmesi için Esad rejimiyle ilişkilerin yeniden tesis edilmesini talep etti.
Polonya Başbakanı Donald Tusk, Rusya ve Belarus’un sığınmacıları “silah” olarak kullandığını belirterek, bu hafta başında açıkladığı sığınma başvurularını geçici olarak askıya alma planını paylaştı. Bu öneri, AB liderleri arasında büyük oranda destek buldu. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de, Tusk’un talebine karşı kapıyı kapatmadı. Tusk, liderler zirvesi sonrası yaptığı açıklamada, “Tüm liderlerle önemli bir toplantıdan çıktım ve hedeflerimi gerçekleştirdim” dedi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, talepleri reddedilen sığınmacıların sınır dışı edilmesi ile ilgili olarak kısa süre içinde bir yasa önerisi sunacaklarını duyurdu. Von der Leyen, yasal yolları tükenen sığınmacıların yalnızca beşte birinin sınır dışı edilebildiğine dikkat çekti. İspanyol Başbakanı Pedro Sánchez, von der Leyen’in Avrupa sınırları dışında geri dönüş merkezleri önerisine katılmadıklarını belirtti ve bu yaklaşımların yeni sorunlar yaratabileceği uyarısında bulundu. Belçika Başbakanı Alexander De Croo da, bu tür merkezlerin hem maliyet açısından çok pahalı hem de etkisiz olacağını savundu.
İtalya’da, sığınma talebinde bulunan göçmenleri Arnavutluk’taki geri dönüş merkezlerine gönderme projesi, mahkeme engeli ile karşılaştı. Çarşamba günü 16 göçmen, İtalya donanmasına ait bir gemiyle Arnavutluk’a götürüldü; ancak Roma’daki mahkeme, bu göçmenlerin Arnavutluk’taki merkezlerde tutulmasına onay vermedi. Mahkeme, Arnavutluk’ta ‘gözaltında tutulan’ bu kişilerin geldikleri ülkelerin ‘güvenli’ olduğu yönündeki tanımlamaların geçersiz olduğunu ifade etti. Mısır ve Bangladeşli olduğu belirtilen bu 16 göçmenden 4’ü, küçük yaşta ya da korunmaya muhtaç olarak tespit edilince tekrar İtalya’ya gönderildi.
İtalya hükümeti, sığınma başvuruları sürerken binlerce göçmeni Arnavutluk’taki merkezlerde tutmayı planlıyor. Diğer bazı Avrupa ülkelerinin de göç sorununu üçüncü ülkelere taşıma girişimlerine sıcak baktığı öne sürülüyor. Ancak İtalya ile Arnavutluk arasındaki anlaşma, insan hakları ve uluslararası yasaların ihlal edilmesi endişelerine neden oldu. Başlangıçta 16 kişinin Arnavutluk’a taşınmasının maliyetinin 300 bin euro civarında olduğu bildirildi, ayrıca bu kişilerin Arnavutluk’ta tutulmasının İtalyan vergi mükelleflerine daha pahalıya mal olacağı eleştirileri dile getirildi.
Bu hafta başında 16 kişinin Arnavutluk’taki merkezlere gönderilmesinin ardından, İtalya’ya deniz yoluyla gelen göçmen sayısının 2000’in üzerine çıktığı aktarılıyor. Bu nedenlerden dolayı muhalefet ve insan hakları örgütleri, İtalya-Arnavutluk anlaşmasını hükümetin pahalı fakat etkisiz bir propaganda aracı olarak görmeye başladı.