Orijinal Başlık: Avrupa Birliği’nde Mülteciler İçin ‘Geri Dönüş Merkezleri’ Uygulaması Gerçekleşebilir Mi?
Yazar: Övgü Pınar ve Yusuf Özkan Yer: Roma ve Lahey Tarih: 15 Ekim 2024 – Güncelleme: 6 saat önce
Avrupa Birliği (AB) liderleri, mülteci sorununa dair tutum değişikliğini işaret eden bir zirve gerçekleştirdi. Perşembe günü yapılan zirvede, sığınma talebi reddedilen kişilerin sınır dışı edilmesini hızlandırmaya yönelik yasa değişikliği yapılması kararlaştırıldı. Avrupa sınırlarının dışında “geri dönüş merkezleri” oluşturulması önerisi, birçok Avrupalı lider tarafından desteklendi. Ancak, İspanya ve Belçika, Avrupa hukukuna göre, kişilerin üçüncü bir ülkeye gönderilmesinin mümkün olmadığına dikkat çekerek bu öneriye itiraz etti. Zirvenin önemli mesajlarından biri de, “Suriye artık güvenli bir ülke” ifadesine dair açıklama yapıldı.
Hollanda’da, ‘başını örtmediği ve erkek arkadaşı olduğu için’ aile kararıyla öldürülen Suriyeli Najjar’ın davası başladı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB’nin Ukrayna’ya yönelik 50 milyar euroluk yardım paketine direnirken, Hollanda’nın Ukraynalı mültecilere yeni bir ülke bulmalarını talep etmesi dikkat çekti. Ayrıca, AB, Türkiye’den gelen “sığınmacılara kötü muamele” iddialarını araştırmasını istedi.
Birlik, Beşar Esad yönetimiyle ilişki kurarak Suriyeli mültecilerin “gönüllü ve güvenli” geri dönüşlerinin sağlanmasını da gündeme getirdi. AB Komisyonu, bu yıl ortalarında kabul edilen yeni Avrupa Göç Anlaşması’nın 2026 yılı ortasında yürürlüğe gireceğini vurguladı. Bazı AB liderleri, zirvede daha acil ve “yenilikçi” önlemlerin önerilmesi gerektiğini dile getirdi.
Zirvede, Avrupa sınırları dışında geri dönüş merkezleri oluşturulması konusundaki fikir birliği sağlanamadı. Çek Cumhuriyeti Başbakanı Peter Fialla, Afgan ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesi dahil birçok “tabu” konuda AB liderlerinin görüşlerini aktardığını belirtti. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, sığınma başvurusu reddedilen göçmenler için Arnavutluk’ta açılan iki geri dönüş merkezine dair bilgi paylaştı.
Hollanda Başbakanı Dick Schoof, sığınma başvurusu reddedilen Afrikalılar için Uganda’da geri dönüş merkezi kurmayı planladıklarını ve bu süreçte Uganda ile temasların sürdüğünü kaydetti. Avusturya Başbakanı Karl Nehammer, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları sonrası yaklaşık 250 bin Suriyeli mültecinin ülkesine geri döndüğünü belirterek Suriye’nin artık güvenli bir ülke olduğunu savundu. Nehammer ayrıca, Avrupa’daki Suriyeli ve Afgan mültecilerin kendi ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğini ifade etti.
İtalya Başbakanı Meloni, Suriyeli mültecilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde dönüşünü sağlamak amacıyla Esad rejimiyle ilişkilerin yeniden kurulmasını istiyor. Polonya Başbakanı Donald Tusk, Rusya ve Belarus’un mültecileri “silah olarak” kullandığını belirterek, sığınma başvurularını geçici olarak askıya alma planı hakkında bilgi verdi. Bu öneri, AB liderlerinden geniş destek buldu. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Tusk’ın isteğine olumlu yanıt verdi.
Zirve sonrası Tusk, “Tüm liderlerle önemli bir toplantıdan çıktım ve taleplerimi başardım” şeklinde açıklamada bulundu. AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, talepleri reddedilen mültecilerin sınır dışı edilmesi konusunda kısa süre içinde bir yasa önerisi sunacaklarına işaret etti. Von der Leyen, yasal yolları tüketen mültecilerin sadece beşte birinin sınır dışı edilebildiğini vurguladı.
İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, von der Leyen’in Avrupa sınırları dışında geri dönüş merkezleri önerisine karşı çıktıklarını ve bunun sorunu çözmeyeceği gibi yeni sorunlar yaratabileceğini belirtti. Belçika Başbakanı Alexander De Croo da, bu merkezlerin hem maliyetli hem de etkisiz olduğunu savundu.
İtalya’da ise sığınma talebinde bulunan göçmenlerin Arnavutluk’ta bulunan merkezlere gönderilmesi projesi, mahkeme engeliyle karşılaştı. Çarşamba günü, 16 göçmen İtalya donanmasına ait bir gemiyle Arnavutluk’a gönderildi, ancak Roma’daki mahkeme, bu göçmenlerin Arnavutluk’taki merkezde tutulmasının onaylanmasına ilişkin talebi reddetti. Mahkeme, Arnavutluk’ta ‘gözaltında tutulan’ kişilerin geldikleri ülkelerin ‘güvenli’ olarak kabul edilemeyeceğini ve İtalya’ya getirilme haklarının bulunduğunu belirtti. Mısır ve Bangladeşli oldukları bildirilen 16 kişiden 4’ü, Arnavutluk’a götürüldükten sonra küçük yaşta veya korunmaya muhtaç durumda oldukları tespit edilince tekrar İtalya’ya iade edildi.
İtalya hükümeti, sığınma başvuruları değerlendirilirken binlerce göçmeni Arnavutluk’taki merkezlerde tutmayı planlıyor. Bu planda, bazı Avrupa ülkelerinin de göç sorununu üçüncü ülkelere nakil yoluyla çözme amaçlı ilgi gösterdikleri ifade ediliyor. Ancak, İtalya-Arnavutluk anlaşması, insan hakları ve uluslararası yasaların ihlali endişesini doğuruyor. Başlangıç aşamasında 16 kişinin Arnavutluk’a gönderilmesi, 300 bin euroya mal oldu ve bu kişilerin o ülkede tutulmasının İtalyan vergi mükelleflerine daha pahalıya mal olacağına dair eleştiriler yapılıyor. Hafta başında Arnavutluk’taki merkezlere gönderilen 16 kişiden sonra, İtalya’ya deniz yoluyla gelen göçmen sayısı 2000’i geçti. Bu nedenle, muhalefet ve insan hakları organizasyonları, İtalya-Arnavutluk anlaşmasını hükümetin pahalı ama etkisiz bir propaganda aracı olarak değerlendiriyor.