Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin birlikte düzenlediği TBMM Grup Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında savunma sanayisi, Kürt meselesi, Orta Doğu’daki gelişmeler ve Filistin ile Doğu Türkistan konularına değinen Davutoğlu, dikkat çeken mesajlar verdi.
Davutoğlu, savunma sanayi alanında yerli üretim ve bağımsızlık vurgusuyla Türkiye’nin bu alanda son yıllarda gösterdiği ilerlemeleri hatırlatarak, TUSAŞ’a yönelik saldırılara dikkat çekti. Ayrıca, Türkiye’nin savunma sanayisinde yaşanan beyin göçü sorununun altını çizen Davutoğlu, mühendislerin yurt dışına gitmesinin çok büyük bir tehdit olduğunu ifade etti. Konuşmasında “Bu mühendisleri kaybetmeye devam edersek, bir süre sonra savunma sanayimizin özgün ve yenilikçi niteliği yok olur. Bu mühendisler, Türkiye’de gerekli araştırma imkanlarından ve hak ettikleri ekonomik destekten yoksun kalıyor. Başka ülkelere çalışmak için gitmek zorunda kalıyorlar ve bu durum bizler için bir beka meseledir” şeklinde ifadeler kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Kürt sorununa dair açıklamalarını değerlendiren Davutoğlu, Bahçeli’nin Türkiye’deki etnik ve kültürel çeşitliliğe yönelik yaklaşımını önemli bulduğunu belirtti. Bahçeli’nin “Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir; Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir” sözlerine destek veren Davutoğlu, Kürt meselesindeki Bahçeli’nin çıkışının bir devlet stratejisiyle güçlendirilmesi gerektiğini savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da bu bağlamda çağrıda bulunan Davutoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı, bu konuda açık bir duruş sergilemeli. Toplumda ayrışmayı önlemek adına bir ulusa sesleniş yapmalı ve devletin tutumunu net bir şekilde ifade etmelidir” şeklinde konuştu. Davutoğlu, Kürt ve Türk kardeşliğinin korunmasının sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda tüm Orta Doğu’nun barışına katkı sağlayacağını dile getirdi.
Davutoğlu, Orta Doğu’daki gelişmeler üzerinde durarak, İsrail’in bölgede uyguladığı böl ve yönet stratejisini eleştirdi. Bu stratejinin Kürtler, Türkler, Araplar ve İranlılar arasındaki çatışmaları artırdığını kaydeden Davutoğlu, Türkiye’nin halklar arasında kardeşliği ve barışı koruma görevini üstlenmesi gerektiğini ifade etti. “Türkiye olarak bu coğrafyada halkların kardeşliği ve barış temelinde bir rol üstlenmemiz gerekiyor” diyen Davutoğlu, Türkiye’nin bölgedeki sorunları çözmede aktif bir aktör olması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin dış güçlerin arabuluculuğuna ihtiyaç duymadan, bölge halklarıyla ilişkiler geliştirebileceğine dikkat çekti.
Filistin ve Doğu Türkistan konularına da değinen Davutoğlu, Türkiye’nin bu meselelerde net bir duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı. Filistin davasına olan desteğini yineleyen Davutoğlu, İsrail’in Gazze üzerindeki baskılarını kınayarak, Filistin halkının mücadelesini tüm İslam dünyası açısından bir onur meselesi olarak nitelendirdi. Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine de değinen Davutoğlu, “Doğu Türkistan, Gazze gibi bizim için bir onur ve insanlık meselesidir” diyerek, Uygur Türkleri’nin maruz kaldığı hak ihlallerinin dünya gündeminde daha fazla yer bulması gerektiğini dile getirdi. Toplantının ardından TUSAŞ’a geçmiş olsun ziyaretinde bulunacağını belirten Davutoğlu, Türkiye’nin stratejik savunma sanayi kurumlarının korunmasının önemini bir kez daha vurguladı.