Başlık: Suriye’de Alevi nüfusunun yoğun olduğu Lazkiye ve Tartus’taki durumu nedir?
12 Aralık 2024 tarihinde BBC Türkçe’den İstanbul muhabiri tarafından kaleme alınan bu yazıda, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki grupların 8 Aralık’ta Beşar Esad yönetimini devirerek Akdeniz kıyısındaki Lazkiye ve Tartus’ta kontrolü ele geçirdikleri belirtiliyor. Suriye’nin toplumsal yapısı açısından bu şehirlerin en önemli yönü, Arap Alevi toplumu için yoğun olarak yaşadıkları yerler olmasıdır. Esad ailesinin kökleri Lazkiye’ye bağlı Kardaha ilçesine dayanıyor. Siyasi açıdan, 13 yıllık iç savaş boyunca bu iki şehir, yönetime önemli destek sağlamıştır. Ekonomik olarak ise Lazkiye ve Tartus, Şam, Halep, Deyrizor ve Humus ile birlikte ticaretin önemli merkezleri arasında yer alıyor. Jeopolitik olarak ise bu bölge, yıllardır barındırdığı Rus askeri üsleri ile dikkat çekmektedir. Esad yönetiminin devrilmesinin ardından bu kentlerde nelerin yaşandığı ve gelecekte neler olabileceği inceleniyor.
Coğrafi açıdan Lazkiye, kuzeyde Türkiye’ye, Tartus ise güneyde Lübnan’a komşudur. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi öğretim üyesi Orta Doğu uzmanı Doç. Dr. Yasin Atlıoğlu, bölgede Sünni Araplar, Hıristiyanlar, Arap Alevileri, İsmaililer, Türkmenler ve Ermenilerin bulunduğunu ifade etmektedir. Aynı zamanda bu bölge, Suriyeli Arap Alevi toplumunun merkezi konumundadır. Avrupa Birliği (AB) verilerine göre, Aleviler Suriye nüfusunun yaklaşık %10 ila %13’ünü oluşturmaktadır. Atlıoğlu, 13 yıllık iç savaş süresince bu iki kentin hükümet kontrolünde kaldığını ve bu nedenle güvenli olduklarını belirtmektedir. Ayrıca, iç savaştan dolayı olan göçler, özellikle Lazkiye’nin nüfusunu ve toplumsal yapısını değiştirmiştir.
İç savaşa dair, kentlerin doğu ve kuzeydoğusundaki dağlık alanlarda çatışmalar yaşandığı hatırlatılmaktadır. Alevi köyleri, selefi-cihatçı grupların hedefi olmuş, Arap Alevileri Suriye ordusuna asker sağlayarak ve yerel savunma kuvvetleri kurarak bölgelerini korumaya çalışmışlardır. Savaş süresince çeşitli uluslararası kuruluşlar, yönetim karşıtı grupların bu bölgelerde katliamlar gerçekleştirdiğini kamuoyuna duyurmuştur. Örneğin, 2013 yazında Lazkiye yakınlarında bazı Alevi yerleşimlerinde yaşananlar ve aynı yıl Mayıs ayında Tartus’un Banyas ilçesinde meydana gelen olaylar bu duruma örnek gösterilmektedir.
Lazkiye ve Tartus’ta yönetim karşıtı grupların girişi ve ardından bu bölgedeki gelişmeler büyük bir merak konusu olmuştur. Ancak yönetimin devrilmesi sürecinde bu şehirlerden silahlı çatışma haberi gelmemiştir. Kentteki Esad heykellerinin yıkıldığı ve eski rejim karşıtı İslamcı grupların sokaklarda kalabalıklarca karşılandığı bildirilmiştir. BBC İzleme Servisi’ne göre, Lazkiye ve Tartus’taki Esad destekçisi sosyal medya hesapları, yönetimin devrilmesiyle birlikte pozisyon değiştirmiştir.
Alevi halk arasında kaygı söz konusudur. Gerçek isimlerini gizleyen bazı Arap Alevileri, kaygılı olduklarını belirtmişlerdir. Uzun yıllardır Tartus’ta yaşayan Ali, Alevi olarak belirsiz bir kader içinde olduklarını ifade etmektedir. Ayrıca, HTŞ üyelerinin ev ev dolaşarak insanlardan silahlarını teslim etmelerini istemesi, birçok Aleviyi çaresizlik ve korku içinde bırakmıştır.
Şam’dan kıyı bölgelerine giden Aleviler de durumu aktarmış ve yolda karşılaştıkları HTŞ üyelerinin davranışını aşağılayıcı bulduklarını söylemişlerdir. Ancak, Esad’ın devrilmesinden memnun olan bazı Aleviler de bulunmaktadır. Tartus’tan Betül, bazı Alevilerin provokasyon korkusu yaşadığını söylemekte, ancak zaman geçtikçe korkunun azaldığını belirtmektedir.
HTŞ lideri Ahmed eş-Şara, Esad’ın düşmesi durumunda Alevilere yönelik bir intikam saldırısının olmayacağına dair güvence vermiştir. 9 Aralık’ta Kardaha’da yerel liderlerle bir araya gelen bazı gruplar, Suriye’deki dini ve kültürel çeşitliliği vurgulayan belgeler imzalamış, bu belgelerle birlikte yerel silahların teslim edilmesi konusunda anlaşmaya varılmıştır.
Gelişen olaylar ışığında, bölgedeki Rus üslerinin durumu belirsizliğini korumaktadır. Tartus, 1971’den bu yana Rus gemilerine ev sahipliği yapmakta, Lazkiye yakınlarına ise 2015 yılında Hmeymim Hava Üssü inşa edilmiştir. Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı ve bu üslerin işlevi üzerine yapılan yorumda, bu üslerin geçmişte yalnızca Esad yönetimini desteklemekten ibaret olmadığı ve aynı zamanda Orta Doğu’daki askeri varlığı artırıcı işlevleri bulunduğu ifade edilmektedir. Son günlerde, bölgedeki olayların nasıl gelişeceği ve mezhep temelli gerilimlerin ortaya çıkıp çıkmayacağı merak konusu olmaya devam etmektedir.