Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in yakın zamanda Ankara’ya yaptığı ziyaret, özellikle Şubat başında yeniden seçilmesi dikkate alındığında önemli bir diplomatik olaya işaret ediyor. Aliyev ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında karşılıklı olarak verilen ve önemli anlaşmaların imzalanmasıyla sonuçlanan sağlam mesajların da vurguladığı gibi, bu gezinin sembolik bir önemi olması dikkat çekicidir. Aliyev’in yeniden seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyareti için Türkiye’yi seçmesi, Erdoğan’ın Haziran 2023’te yeniden seçilmesinin ardından Azerbaycan’a yaptığı ziyarete benzer şekilde, iki ülke arasındaki ilişkinin derinliğini vurguluyor. Aliyev, ziyarette Türkiye ile Azerbaycan arasındaki güçlü bağların altını çizerek, Türk dünyası ve Avrasya’daki önemli rollerini vurguladı. İki lider arasındaki görüşmelerde yalnızca hayati ikili meseleler ele alınmadı, aynı zamanda daha geniş bölgesel kaygılara da değinildi ve önemli anlaşmaların imzalanması sağlandı.
Cumhurbaşkanı Aliyev, seçim sonrası yaptığı kabul konuşmasında, Azerbaycan’ın Türk dünyasında işbirliğine olan bağlılığını yineleyerek, Türkiye ile ilişkilerin önemine dikkat çekti. Aliyev’in, Türkiye açısından oldukça hassas bir konu olan Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin tutumuna tam destek vermesi dikkat çekti. Ek olarak, Aliyev’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) cumhurbaşkanını Temmuz 2024’te Azerbaycan’ın Susha kentinde yapılacak Türk Devletleri Örgütü zirvesine davet etme duyurusu, Azerbaycan’ın Türk toplumu içinde kapsayıcı diyaloğu geliştirmeye olan bağlılığının altını çiziyor. Aliyev, Erdoğan ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Türk dünyasında kolektif eylemin ve yakın işbirliğinin önemini vurgulayarak, bunun Türk Devletleri Teşkilatı’na (OTS) üye tüm ülkeler üzerindeki potansiyel olumlu etkisine dikkat çekti.
Azerbaycan’ın 44 gün süren Karabağ Savaşı ve ardından gelen terörle mücadele operasyonlarındaki başarısının ardından ülke, özellikle Ermenistan ve İran ile uzlaşma ve barış içinde bir arada yaşama yoluna girmiştir. Türkiye’nin hem çatışma sırasında hem de sonrasında Azerbaycan’a verdiği sarsılmaz destek, iki ülkenin ortak stratejik hedeflerinin altını çiziyor.
Azerbaycan ile Ermenistan arasında diplomatik diyaloğun en üst düzeyde sürdürülmesi, savaş esirlerinin başarılı değişimi ve toprak bütünlüğünün karşılıklı tanınmasına yönelik adımlar gibi olumlu gelişmeler, kalıcı barışa doğru ilerlemeyi yansıtıyor. Azerbaycan’ın mevcut koşullardan göreceli olarak memnun olmasına rağmen, Ermenistan’la kalıcı barışın sağlanması her şeyden önemli olmaya devam ediyor. Örneğin, Aliyev’in 17 Şubat’ta Münih Güvenlik Konferansı’nda Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un kolaylaştırıcılığında Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yaptığı son görüşme, Azerbaycan’ın diyalog ve uzlaşma konusundaki kararlılığının altını çiziyor. Ancak, Kasım 2021’de protokolün ardından bir barış anlaşmasının imzalanması ve çözülmemiş Zengezur koridoru sorunu ile Ermenistan’ın “Barış Koridorları” önerisi de dahil olmak üzere, bölgesel istikrar ve refaha önemli zorluklar teşkil eden önemli engeller devam ediyor.
Öte yandan Avrupa ülkeleri, özellikle Fransa, Ermenistan’a askeri yardımda bulunmuş ve ABD ile birlikte Ermenistan’ı Azerbaycan’la barış anlaşması imzalamaktan aktif olarak caydırmıştır. Paşinyan’ın Rusya ve İran hariç olmak üzere ABD, Fransa, Gürcistan ve Hindistan’ı potansiyel güvenlik ortakları olarak tanımlayan son açıklamaları, Ermenistan’ın geleneksel müttefikleri Rusya ve İran’dan uzaklaşırken bu ülkelerle daha yakın ilişkiler kurma niyetini gösteriyor.
Azerbaycan’ın AKPM üyeliği
Bir başka önemli diplomatik gelişme de Ekim 2023’te Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (PACE) yaşandı. Azerbaycan’ın AKPM heyeti başkanı Samad Seyidov, Ekim 2023’te alınan “Karabağ’daki İnsani Durum” başlıklı kararı taraflı olarak nitelendirdi ve şunu ileri sürdü: Azerbaycan, Karabağ’da sahadaki gerçeklerle tutarsızlığı nedeniyle kararı reddetti. AKPM’deki Türk heyeti de toplantı sırasında Azerbaycan’ın tutumunu yineledi. Ancak Avrupalı parlamenterlerin çoğunluğunun karara verdiği destek göz önüne alındığında, Azerbaycan’ın gelecekteki Avrupa Konseyi üyeliğine ilişkin tartışmalar yoğunlaştı. Ayrıca Ocak ayında PACE, Avrupa Konseyi üyelik çerçevesi kapsamındaki belirli taahhütlerin yerine getirilmemesini gerekçe göstererek Azerbaycan delegasyonunun kimlik bilgilerinin onaylanmasını reddetme yönünde oy kullandı. Dolayısıyla Erdoğan, Aliyev’le yaptığı basın toplantısında Türkiye’nin Azerbaycan’ın AKPM içindeki haklarını ve itibarını koruma konusundaki kararlılığını teyit etti ve kimlik bilgilerine ilişkin karar geri alınana kadar Azerbaycan’ı desteklemeye devam edeceğine söz verdi.
Erdoğan ayrıca, Azerbaycan’ın Karabağ toprakları üzerindeki tam egemenliğinin bölgede kalıcı barışın sağlanması için tarihi bir fırsat sunduğunu vurgulayarak, bu fırsat penceresinin korunmasının zorunluluğunun altını çizdi.
Her iki lider de, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticari ilişkilerin ve yatırımların son dönemde genişlemesinden ve 7,5 milyar dolarlık (232,35 milyar TL) rekor ticaret hacmine ulaşmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Ticari ilişkilerde 15 milyar dolar hedefine ulaşma çabalarını hızlandırma sözü verdiler. Ayrıca, Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi’nin kurulması da bir başka önemli dönüm noktasını temsil ediyor; her iki lider de bu üniversitenin iki ülke arasındaki eğitim işbirliğini geliştirme potansiyelini vurguluyor.
Aliyev, Rusya ve İran ile başarılı diplomatik ilişkilerinin yanı sıra Azerbaycan’ın coğrafi konumu ve bol doğal kaynakları da dahil olmak üzere stratejik avantajlarından ustaca yararlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın usta diplomasisi ve askeri stratejileri Türkiye’nin Kafkasya’daki konumunu güçlendirdi. Her iki liderin ortak çabaları sadece Azerbaycan ve Türkiye için yeni yollar açmakla kalmadı, aynı zamanda daha geniş Türk dünyası için de umut vaat etti.