Kaynak: Getty Images Yazan: Güven Özalp Unvan: Brüksel Twitter: @GUVENOZALPBXL 6 Aralık 2024 – Avrupa Birliği’nin motoru olarak kabul edilen Almanya ve Fransa’da yaşanan ekonomik zorluklar ve siyasi belirsizlik, Brüksel’de kaygıyla izleniyor. Bu iki ülke, birlikte hareket ettiklerinde Avrupa Birliği’nde istenmeyen gelişmelerin yaşanma olasılığı neredeyse sıfıra düşüyor. Bu durum, hem ekonomik hem de siyasi kararlar için geçerli. Hatta Avrupa Birliği’nin temel ideolojisi ve birçok alanı ilgilendiren kararların büyük oranda bu iki ülke tarafından şekillendirildiğini söylemek oldukça olası. Ancak son yıllarda Almanya ve Fransa arasındaki iş birliği, eski Şansölye Angela Merkel dönemindeki kadar güçlü değil. Almanya’daki ‘trafik ışıkları’ koalisyonu neden çöktü? Avusturya seçimleri: Aşırı sağcı Özgürlük Partisi birinci çıktı. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde: Aşırı sağ güçlendi, ‘merkez’ üstünlüğünü korudu. Türkiye – Almanya ilişkileri: İstanbul zirvesi yeni bir başlangıç mı olacak? Haberin Devamı – İki ülke, Ukrayna’da gerçekleştirilecek askeri stratejiler, Mercosur anlaşmasına yönelik tutum, Avrupa savunması ve enerji politikaları gibi konularda birbirinden farklı yaklaşımlar sergiliyor. Gelinen noktada, ideal bir çift olma niteliğinden uzaklaşan bu iki ülkedeki iç sorunlar ve siyasi belirsizlikler, etkilerinin azalmasına neden oldu. Almanya’da koalisyonun dağılması, erken seçim ihtimalini gündeme getirirken, Fransa’da da bu hafta hükümet düştü. İki ülkedeki iç problemler çözüme kavuşturulmadığı takdirde, bu durumun Avrupa Birliği’nin geneline etki etmesi kaçınılmaz görünüyor. ‘Avrupa’nın etkin bir şekilde işlemesi için büyük ülkelerin istikrarlı olmaları gerekiyor.’ Koalisyon hükümetinin çöküşünün ardından Şubat 2025’te erken seçim yapma kararı alan ve birçok sorunla boğuşmak zorunda kalan Almanya ile, sadece üç ay görevde kaldıktan sonra Ulusal Meclis tarafından düşürülen bir Fransa, Avrupa Birliği’nin arzuladığı tabloyu oluşturuyor. Almanya’daki ‘trafik ışıkları’ koalisyonu neden çöktü? İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, 5 Aralık’ta yaptığı açıklamada bu iki ülkenin istikrarının Avrupa Birliği sisteminin genelinde büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı: “Eğer Avrupa’nın düzgün işlemesini istiyorsak, Avrupa Birliği’nin büyük ülkeleri, Fransa’nın istikrarlı olması gerektiği gibi Almanya’nın ve İtalya’nın da istikrarlı olması zorundadır.” Kaynak: Getty Images – İki ülkedeki sorunlar ve siyasi kriz ortamı, küresel zorlukların en yüksek seviyeye ulaştığı bir dönemde gün yüzüne çıkıyor. Bir yanda ne zaman sona ereceği belirsiz olan Ukrayna’daki çatışmalar, diğer yanda Donald Trump’ın yeniden iktidara gelme ihtimali öne çıkıyor. Ayrıca Ortadoğu’daki gerginlikler ve potansiyel bir ticaret savaşı gibi küresel sınamalar da dikkat çekiyor. Böyle bir ortamda, Avrupa Birliği’nin en çok ihtiyaç duyduğu unsurlardan biri liderlik; yani motorun sorunsuz bir şekilde çalışması. Trump’ın seçim başarısı dünya için ne anlama geliyor? Almanya ekonomisi Trump riski altında – Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’dan gelen sinyaller olumlu bir görünüm sergilemiyor. Trump’ın yeniden güçlenmesiyle bu sinyallerin daha da kötüleşme olasılığı mevcut. Trump, seçim kampanyasında tüm ülkelere %10 gümrük vergisi uygulayacağını duyurmuştu. Almanya’nın gayri safi millî hasılasının %3.8’i ABD’ye yapılan ihracattan geliyor. Kaynak: Getty Images – Almanya’nın güçlü ihracat oranı şu anda sarsıntı içinde. Ülkede, mevsimsel ve takvim etkilerinden arındırılarak değerlendirilen ihracat, Eylül ayında bir önceki aya göre %1.7 azalmışken, sanayi üretimi %2.5 geriledi. Eğer bu durum devam ederse ve ekonomi düzgün bir ray üzerinde ilerlemezse, olumsuz etkilerin komşu ülkeler üzerinde de yayılacağı düşünülüyor. Aşırı sağ etkisinin arttığı bir ortamda Şubat’taki seçim sonuçları ülkenin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Ancak yeni bir koalisyon hükümeti ile durumun düzeleceğine dair umutlar da mevcut. Almanya’da aşırı sağın artışı: Çoğulcu demokrasinin tehlikede olduğu söyleniyor. Fransa’da krizin çözülmesi zor – Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, ilk turu 29-30 Haziran ve ikinci turu 6-7 Temmuz tarihlerinde gerçekleşen seçimlerden sonra 51 gün içinde atadığı Michel Barnier yönetimindeki hükümet, 4 Aralık’ta Ulusal Meclis tarafından düşürüldü. Hükümetin düşmesi için gerekli olan 288 oy yerine karşıt oy kullananların sayısı 331 olarak gerçekleşti. Bu durum, 1962’den bugüne görülen bir ilk oldu. Barnier, modern Fransa tarihinin en kısa süre görevde kalan başbakanı unvanına sahip oldu. Fransa’daki hükümetin düşüşü, sonrasındaki süreç hakkında belirsizlik doğuruyor. Kaynak: Getty Images – Fransa’daki siyasi kriz yalnızca hükümetin düşmesiyle sınırlı değil. Emmanuel Macron, düşürülen Başbakan Michel Barnier’in yerine çok daha hızlı bir atama yapmayı planlıyor. Ancak seçilecek isim, selefinin mücadele ettiği sorunlarla yüzleşmek zorunda kalacak. Bunun sebebi ise parlamentodaki güç dengeleri. Fransa’nın Temmuz 2025’ten önce erken seçime gitmesi mümkün görünmüyor. Bu durum, yeni bir hükümet kurulduğunda dahi siyasi istikrarsızlığın hemen düzelmeyeceği anlamına geliyor. ‘Avrupa’nın hasta adamı’ – Fransa, Euro Bölgesi’nin ikinci en büyük ekonomisi olmasına rağmen büyük ekonomik sorunlarla da baş başa. Yapılan analizlerde, özellikle yüksek borç, bütçe açığı ve faiz oranları nedeniyle Fransa’nın durumu Almanya’ya göre daha kritik bir seviyede ifade ediliyor. Bazı çevreler, bu durumu hatırlatan Yunanistan’ın önceki yıllarda yaşadığı ekonomik kriz ile kıyaslamaya başladı. İki ülke arasında ekonomik kıyaslama yapmak zordur. Bunun yanı sıra, yeni bir bütçenin oluşturulması gibi sorunların çözülmesi gerekmektedir. Macron, yeni başbakanın öncelikle, normal şartlar altında 20 Aralık’a kadar Ulusal Meclis’ten geçirilmesi gereken 2025 bütçesi üzerinde çalışması gerektiğini söyledi. Fransa ekonomisi bir kriz ortamına girdiğinde, yaşanacak problemler yalnızca ülke sınırlarıyla kısıtlı kalmayacak. Ekonomik sorunların yanı sıra siyasi belirsizlik de eklenince, yorumlardaki olumsuzluk data artıyor. Brüksel’de yapılan değerlendirmelerde, siyasi istikrarsızlık riskinin 2027 yılına kadar devam etme ihtimali üzerinde duruluyor. Fransa hakkında Brüksel kulislerinde ve medya organlarında “Avrupa’nın hasta adamı” yorumları dile getiriliyor.
Başlık: Suriye: HTŞ'nin cihatçı geçmişinden sıyrıldığı iddialarına güvenilebilir mi? Yazar: Mina Al-Lami, Cihatçı Medya Uzmanı, BBC İzleme Servisi Tarih: 20 Aralık 2024, Güncelleme: 5 dakika önce Suriye'nin yeni...
Devamını Oku..