Bu sabah Halk TV ekranlarında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Altılı Masa için artık icraata zamanının başladığını belirtti.
Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, dün gerçekleşen altılı masanın son toplantısında ortak aday belirlemede uzlaştıklarını açıkladı. Toplantıda isim konuşmadıklarını belirten Davutoğlu, “Metin aşaması bitti, artık eyleme geçme zamanı. Tek aday açıklayacağız ve adayı konuşmanın vakti geldi” dedi. Bahçeli, Sinan Ateş cinayetine dair “Karşıt grup tarafından öldürülseydi cenazeye Bahçeli ve Erdoğan katılırdı. Şimdi neden susuyorlar” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Dün gerçekleşen altılı masanın son toplantısına ev sahipliği yapan Davutoğlu, altı partinin ortak aday belirleme konusunda uzlaştığını belirterek,
“Dün tarihi bir eşikti. Söylem ve metin aşamasını bitirdik. Şimdi eyleme geçme vakti geldi. Tek aday açıklayacağız ve adayı konuşmanın vakti geldi” diye konuştu.
Davutoğlu’nun konuşmasının satırbaşları şöyle:
“Realist olmak lazım ama vizyoner de olmak lazım. Ben hayatta hiçbir zaman karamsar olmadım. Dün yaklaşık 10 saat birlikteydik. Önemli olan açık yüreklilikle konuşabilmek. En büyük kazanımım ne diye sorsanız, daha önce bir araya gelmemiş liderler, 3’lü 4’lü düzenli toplantılar yapılmıyordu, şimdi yapılıyor. Bu psikolojik olarak topluma bir rahatlama veriyor.
Köklü bir şeyin içinden gelen akımlar bir araya geliyor masa etrafında, dün 10 saate yakın birlikteydik. Karşılıklı samimi diyaloglar oldu. Neler yansıdı dışarıya bilemiyorum. Önemli olan burada açık yürekli konuşabilmek. Ne yaptık bir yıl içinde onun muhasebesini yaptık başlangıçta. Herkes zihnindeki her şeyi masaya koydu. Bir yıl önce neredeydik, şu anda neredeyiz, nereye gidiyoruz. Bir yıl bitmiş oldu. Altılı masa olmasaydı ne olacaktı? Bir tarafta baskılarıyla, medya amborgosuyla, sokak cinayetleriyle, estirdiği terörle bir iktidar var. Diğer tarafta dağınık bir muhalefet tablosu… Bu iyi mi olurdu? Herkese tek tek uğraşıp, bir yerlere mahkum edecek. Birine ‘CeHaPe zihniyeti’ diyecek, bize ‘Hain’ diyecek… Böyle bir tablodan bir umut ışığı doğdu, psikolojik bir iklim değişikliği yarattı bu masa. Bu değişim beni umutlu kılıyor
‘ADAYI KONUŞMANIN VAKTİ GELDİ’
Dün gerçekleştirdiğimiz altılı masa toplantısında iki metin kabul edildi. Seçim sonrası görev dağılımının nasıl olacağına dair rolleri netleştirdik. Biz bir karar aldığımızda CHP seçmeninin hassasiyetlerini gözeteceğiz. CHP karar aldığında muhafazakar seçmenin hassasiyetini gözetecek. Biz bir kültür oluşturuyoruz. Tek aday açıklayacağız. Şimdi adayı konuşmanın vakti geldi.
Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar doğrudan karar süreçlerinin içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. Genel başkanlar, cumhurbaşkanı kadar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak. Bu büyük bir teminat. 6 tane birbirine benzemez insan diyorlar. Bu ülkeyi birbirlerinin hassasiyetlerini görerek yönetecekler. Biz bir karar alırken CHP’nin hassasiyetlerini gözeteceğiz, CHP, karar alırken muhafazakar kesimin hassasiyetlerini gözetecek. Bir süre sonra bir kültür oluşacak. Toplantıda açık yüreklilikle konuşuyoruz, sonunda çözüyoruz meseleyi.
Türkiye’nin en görülemez koalisyonu AK Parti, MHP ve Vatan Partisi koalisyonudur. İlkesi yok. İktidarda kalabilmek için bütün değerlerden vazgeçiyorlar. İktidar istedi ki bu takvimi biz erkene alalım. Bundan 6 ay önce biz bir cumhurbaşkanı adayı tayin etseydik ne olurdu biliyor musunuz? Gelen cumhurbaşkanı kendisinin Erdoğan gibi yetki kullanacağını düşünürdü ve mutlaka çatışırdık. Şimdi çatışma çıkmaz. Şimdi gelecek cumhurbaşkanı adayı oyunun kurallarını bilecek.
Biz istişare edeceğiz. Seçeceğimiz cumhurbaşkanı güç kullanırken şahsını akrabalarını değil, milletini düşünecek. Türkiye’de toplumsal barışın olması için bir araya geliyoruz. Erdoğan’ın nasıl bozulduğunu gördükten sonra aynı bozulmayı başkasının yaşamayacağının bir garantisi var mı?
‘SÖYLEM AŞAMASI BİTTİ ŞİMDİ EYLEM VAKTİ’
Şu andan itibaren cumhurbaşkanı ismini konuşmanın vakti geldi. Dün toplantıda isim konuşmadık ama kriterleri konuştuk. Bizim iki önceliğimiz var. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak ve mecliste çoğunluğu sağlamak. Dün tarihi bir eşikti. Söylem ve metin aşamasını bitirdik. Şimdi eyleme geçme vakti geldi. O da seçimi kazanmak ve sonrasında devleti yönetmek.
Meclisteki partilerin yürütmeleri mecliste nasıl yürütülecek? Şu anki mecliste dahi mecliste çoğunluğu sağlamadan cumhurbaşkanlığı sistemi yönetilemez. Şu an Erdoğan-Bahçeli ittifakı bozulsa sistem yine yönetilemez hale gelir.
‘MECLİSTE ÇOĞUNLUĞA ULAŞMALIYIZ’
Parlamenter sistem hedefimizi adım adım inşa ettik. Ben bütün parti liderleri ile görüştüm. Benden sonra sayın Akşener aynı turu yapacak. Mecliste altılı masa bir denge oluşturmalı. Anayasal değişikliğe imkan verecek çoğunluğa ulaşmalı.
Bu devletin okullarında okuduk. Zor şartlarda büyüdük. Akademisyen olarak sonrasında devlet tecrübesi kazandık. Şu an doğru yer Türkiye’yi barışa götüren yoldur. Herkes kendi yoluna aktığı zaman doğru bir sinerji oluşmuyor. İktidar kutuplaştırmak istiyor, biz birleştireceğiz. İktidar yolsuzluklarla para biriktirmeye çalışıyor, biz temiz siyaset yapacağız.
SİNAN ATEŞ CİNAYETİ
Sayın Kılıçdaroğlu sol gelenekten birisi, sayın Akşener’in abisi ülkücü camianın önemli isimlerinden birisi Biz başka bir kültürden geliyoruz. 12 Eylül dönemlerini biliyoruz. Bir sağdan bir soldan yaşları büyütülerek gençlerin nasıl idam edildiğini gördü bu millet. Biz faili meçhul cinayetlerin olduğu yıllara geri dönmeyeceğiz. Sinan Ateş cinayetinin faili hala meçhul. Birileri İstanbul’dan Ankara’ya götürülüyor. Cinayeti işleyen tetikçidir. Esas failleri bulmak lazım.
‘SAYIN BAHÇELİ NEDEN SUSUYORSUN?’
Cinayetin üzerinden bir hafta geçti daha Cumhurbaşkanından bir kelime bile yok. Çünkü adaleti değil Bahçeli’nin ne diyeceğini merak ediyor. Sen Bahçeli’nin değil bu memleketin cumhurbaşkanısın. Her konuda konuşuyorsunuz bu konuda niye konuşmuyorsunuz. Senin görevin hukuku işletmek. Asalet yere düşen yiğit bir gencin hakkını aramakla olur. Aileye taziyede niye bulunmuyorsunuz? En önemlisi Bahçeli neden konuşmuyorsun? ‘Suskunluğumuz asaletimizdendir’ diyerek bu konuyu geçiştiremezsiniz. Bu gencimiz karşıt bir grup tarafından öldürülseydi o cenazeye Bahçeli ve Erdoğan katılırdı. Peki cenazede neredeydiniz.
Türkiye gittikçe hukuk devleti niteliğini kaybediyor. Selçuk Özdağ’a saldırı yapıldı, öldürülebilirdi. Kafasından yaralandı. Selçuk Özdağ’ın faili yakalandı. Doğrudan siyasi baskı yapıldı, hakim salıverdi. Daha sonra Selçuk Özdağ’a saldıran kişi ülkü ocaklarında üst düzey bir göreve geldi. Öldürebilirdi Selçuk Özdağ’ı. Bu saldırı yaşanıyor, failine bir şey olmuyor.
Mesele Sinan Ateş meselesi değildir. 68’de ilk öldürülen devrimci genç Vedat Demircioğlu benim akrabamdı. Ama o cinayetlerin arkası geldi. Bu cinayetler yaygınlaşırsa ve bunun üzerinden Erdoğan, ‘ülke teröre götürülüyor’ diyerek olağanüstü bir hale gitmeye çalışırsa ne olacak? Bir hafta geçti. Cinayetin üstünün örtülmesi için değişik rivayetler dolanıyor. MHP bu işin içinde mi? Dün altılı masada bunları konuştuk.
‘İSTANBUL’DA MAFYA CİNAYETLERİ OLUYOR’
Ankara’da sokak infazları oluyor. İstanbul’da mafya cinayetleri oluyor. Bunlar neden Türkiye’de oluyor da Atina’da olmuyor. Çünkü ülke yönetiminde bu gruplarla ilişkide olan kişiler var. Sezgin Baran Korkmaz olayı bu ülkede nasıl unutulur?
BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ
Türkiye’de 100 yıllık cumhuriyet tarihinin üç tane kırılma noktası var. Etnik olayları onarmak gerekiyor. Kürtçenin ana dilde konuşulması gerekiyor. İkinci fay hattı Alevi meselesidir. Maraş sonrası olaylarda mağduriyetler yaşandı. Cemevlerine artık bir statünün verilmesi gerekiyor. Üçüncü fay hattı muhafazakarlık meselesidir. 28 Şubat sonrasında kadınlar okuyamadılar. Kadınları mağdur ettiler. Bu fay hatlarını onarmamız gerekiyor. Başörtüsü sorununu da konuştuk. Hukuki teminat verilmeli. İktidar öylesine bunu istismar aracı haline dönüştürdü ki psikolojik etkisi daha ağırlık taşımaya başladı.
HDP’NİN HESAPLARINA BLOKE KONULMASI
Ben daha önce AK Partinin kapatılma davası sebebiyle siyasete girdim. Bu davalarda en önemli şey tarafın kim olduğu değil. Aynı usullerin her davada geçerli olması. Ben ilkesel olarak parti kapatılmasına hep karşı çıktım bir faydası da yok. Devlet kuran parti kapatıldı 12 Eylül’de. Dün alınan karar da hukuk tekniği açısından doğru değil. Siyasi mücadele siyasi alanda yapılır.